ESKİCİ VE OĞULLARI ROMANININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Topal Eskici, oğulları Mehmet ve Ali ile kendi eskici dükkanlarını işletmektedirler fakat bu durum Topal Eskici’yi oldukça rahatsız etmektedir. Topal, oğlu Ali’yi canından çok sevmektedir fakat büyük oğlu Mehmet’i dükkanda fazlalık olarak görmektedir. Her dönemde olduğu gibi o dönemde de evlat ayrımcılığını görmekteyiz. Eskici bir oğlunu canından çok severken; diğer oğlunu fazlalık olarak görebiliyor.
Topal Eskici oldukça agresif ve sinirli bir insandır, ona topal denmesinin sebebiyse Trablusgarp Savaşı’nda bir bacağını kaybetmesidir. Bacağını kaybettikten sonra her şey onun için çok değişmiştir, zengin bir aileden gelen Eskici artık kendi ailesine bakamayacak kadar kötü durumdadır ve oğlu Mehmet’in artık yanından ayrılmasını ister. Hayat herkes için sürprizlerle doludur ve “Ne oldum değil, ne olacağım.” diye kendimizi sorgulamalıyız.
Mehmet artık babasıyla çalışmayacağını söylemek için dükkana gider ve Ali’nin de tohumlu pamuk işine geleceğini babasına söyler babası bunu duyunca yıkılır ve Mehmet’e Ali’nin gitmemesi için yalvarır fakat Mehmet, Ali’nin kesin kararlı olduğu söyler ve planlarından babasına bahseder. Eskici büyük oğlunu evinden uzaklaştırmaya çalışırken, canından çok sevdiği küçük oğlu Ali’nin de evden ayrılmasına sebep olmuştur. Ateşlenen silahın kime isabet edeceği belli olmaz.
Ailenin pamuk tarlasında çalışma kararına eskicinin kızı Zeliha hiç memnun olmaz çünkü tarlada çalışmaktan dolayı bir türlü evlenemeyeceğini düşünmektedir. Herkes kendi alemindedir. ‘’Koyun can derdinde, kasap et derdinde’’ misali.
Aile, çalışmak üzere kötü bir kamyonla tarlaya doğru yol alır bu sırada Zeliha, kamyon şoförü Ünal’a karşı bir şeyler hissetmeye başlar ve bu sırada köye gelmiş, çadırda yaşamaya başlamışlardır. Bir gece Ünal ve Zeliha buluşur ve birbirlerinden ayrılmayacaklarına dair birbirlerine söz verirler o günden sonra Ünal yiyecekleri tükenen aileye sürekli yardımda bulunur. ‘’Allah bir kapıyı kapatırsa diğerini açar.’’ Dedirten bir olay. Eskici oğullarından mahrum kaldığı bir dönemde Ünal’ın yardımını görmüştür.
Eskici damadı gibi görmeye başladığı Ünal’a dükkanda birlikte çalışmayı teklif eder, Ünal bunu hiç düşünmeden kabul eder çünkü bu Ünal için oldukça iyi bir fırsattır. Eskici oğullarını yanından uzaklaştırmış ve Ünal’dan medet ummaya başlamıştır. Elindekilerin kıymetini bilmeyen eskici başka kişilerden medet ummaya başlamıştır.
Topal Eskici, evlatlıktan ret ettiği oğullarını özlemiş ve Ünal’ı hayvan gibi görmektedir. Eskicinin istikrarsız bir insan olduğu anlaşılmaktadır. Bir kararda sabit kalamamaktadır. Zaten aldığı kararlar da sağlıksızdır.
Bu sırada tarladakiler sıtmaya tutulmuştur ve ilaçları yoktur ve onlara tarlaya yeni gelen ailenin kızları Zeynep yardım etmektedir ve Ali ile aralarında aşk başlamaktadır. Mehmet artık ölecek duruma geldiğinde babasının dükkanına gider ve giremeden kapının önünde yığılır onu gören Eskici hemen hastaneye götürür ve masrafları karşılamak için tek mal varlığı olan eskici dükkanını satar. Eskici dengesiz hareketler sergilemiş olsa da en nihayetinde babadır ve baba yüreği oğlu Mehmet’e dayanamamıştır. Tek mal varlığı olan dükkanını oğlunun hastane masrafları satmıştır. Satmıştır ancak şöyle de bir söz vardır: ‘’Son pişmanlık fayda vermez.’’
SONUÇ: Bu kitabı okuyup bitirince insan ‘’Düşmez kalkmaz bir Allah’’ diyor. Bugün durumu çok iyi olan insanların yarın hangi şartlarla karşılaşacaklarının hiçbir garantisi yoktur. İnsanoğlu ilginçliklerle yaratılmıştır. Kendisinden beklenilmeyen davranışları da sergileyebilmektedir.