Genel

Fare ile Deve (Fabl)

fare ile deve

fare ile deve

FARE ile DEVE (FABL)

      Farenin Deve Yularını Çekmesi ve Kendi Kendisine Gururlanması

     Bir farecik, bir devenin yularını eline aldı,  kurula kurula yola düştü.
     Deve, tabiatındaki mülâyimlik yüzünden onunla beraber yürümeye koyuldu. Fare “Ben, ne de pehlivan, ne de yiğit ermişim.” diye gurura düştü.
     Düşüncesinin ışığı deveye aksetti. “Hele bekle,gör. Ben sana gösteririm!” dedi.
     Gide gide bir büyük ırmak kenarına geldiler. Öyle büyük, öyle derindi ki ulu bir fil bile o ırmakta zebun olurdu.
     Fare orada durdu, kaskatı kesti. Deve, “Ey dağda, ovada bana arkadaş olan, Bu duraklama ne, niye şaşırdın? Irmağa ercesine ayak bas, gir suya! Sen kılavuzsun, benim öncümsün. Yol ortasında durup susma” dedi.
     Fare dedi ki: “Bu su, pek büyük, pek derin bir su. Arkadaş, ben boğulmaktan korkuyorum.”
     Deve, “Hele bir göreyim, ne kadarmış bu su?” deyip hemen ayağını attı. Dedi ki: “A kör sıçan, su diz boyuyumuş. A hayvanların kusuru, neden şaşırdın?”
     Fare, “Sana karınca ama bize ejderha! Dizden dize fark var. Ey hünerli deve, sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın geçer.” dedi.
     Deve dedi ki: “Öyleyse bir daha küstahlık etme de cismin, canın yanıp yakılmasın. Sen, kendin gibi farelerle boy ölçüş. Deveyle sıçanın sözü yoktur.”
     Fare, “Tövbe ettim, Tanrı hakkı için beni bu helâk edici sudan geçir” dedi.
     Deve acıdı, “Haydi hörgücüme sıçra, otur. Bu geçiş, benim işim. Seni de, senin gibi yüzlercesini de geçiririm” dedi.

Mevlana’nın Mesnevi’sinden

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap