Hasta Bir Telde Hasta Bir Nağme
Ah ben, ben, ne hastayım bilsen:
Kalbimin ıztırâb-ı mâlülü,
Ruhumun ihtisâs-ı meçhulü
Ne kadar başka herkesinkinden.
Sen ki feyfâ-yı bînasîbimde,
Bir küçük nür-ı rahm ü şefkatsin,
Dinle, ruhumdan akseden bu tanîn
Hasta bir telde hasta bir nağme.
Bu bütün kış devam eden kahhâr
İhtisasat içinde hırpalanan
Dâimâ hasta, dâimâ sehhâr
Bir ümîdin peyinde şefkat uman
Fikr-i me’yüs u gam-penâhımı ben
Saf denizlerde belki bir mahzün
Hiss-i şefkat bulur mehâsinden
Hissedâr-ı şifâ olur diye dün
Akşamüstü deniz kenârında
Hayli gezmiş ve çok düşünmüştüm.
Bu semâ-yı mükedder altında
Acı bir hande mürtesem gördüm.
Âşıkından muvakkaten mahrum
Hasta bir genç kadındı sanki deniz.
Şüphesiz bahtiyâr, fakat mahrum,
Besliyor bir ümîd-i şefkat-rîz.
Güneş artık çekildi eşyadan.
Sular artık menekşe olmuştu.
Gölgelenmiş semâ-yı rüyadan
Bir hayâl-i baîd ü mevhümu
Bekleyen gözlerim yorulmuştu.
Sonra birden semâya baktım ben:
Semt-i re’simde bir hayâl-i semen
Bana senden neşîdeler okudu.
Tahsin Nahit
Günümüz Türkçesiyle
Hasta Bir Telde Hasta Bir Nağme
Ah ben, ben ne hastayım bilsen;
kalbimin sakat ıstırabı,
ruhumun bilinmeyen duyguları
herkesinkinden ne kadar başka.
Sen ki nasipsiz çölümde
küçük bir merhamet ve şefkat ışığısın.
Dinle, ruhumdan yankılanan bu tınlayış,
hasta bir telde, hasta bir sestir.
Bu bütün kış devam eden,
ezici duygular içinde hırpalanan,
daima hasta, daima büyüleyici
bir ümidin arkasında şefkat uman
ümitsiz ve gamlı düşüncemi ben,
saf denizlerde belki bir mahzun
hüzünlü bir şefkat bulur,
güzelliklerinden şifa payını alır diye, dün
akşamüstü, deniz kenarında
epey gezmiş ve çok düşünmüştüm.
Bu kederli gökyüzü altında
acı bir gülüşün resmedildiğini gördüm.
Deniz, sanki âşığından geçici olarak
mahrum kalmış bir genç kadındı.
Şüphesiz talihli fakat mahrum olarak
şefkat dağıtan bir umut besliyor.
Güneş artık varlıklardan çekildi.
Sular artık menekşe olmuştu.
Rüyanın gölgelenmiş semasından
uzak ve kuruntudan ibaret bir hayali
bekleyen gözlerim yorulmuştu.
Sonra birden gökyüzüne baktım:
Tam tepemde taze bir hayal,
bana senden şarkılar okudu.
Tahsin Nahit
Şiir dörtlüklerden ve on iki dizelik bir bentten oluşmuştur.
Şiirin ilk iki dörtlüğü sarma kafiye düzenine göre kafiyelenmiştir: abba
Ortadaki bent ve son üç dörtlükte çapraz kafiye vardır.
Genellikle tam veya zengin kafiye kullanılmıştır. Bu kafiyeler ahengin oluşmasına katkı sağlıyor.
Şiirin teması mutsuzluk ve umutsuzluktur. Şair kendi durumunu ve üzüntüsünü anlattıktan sonra tabiatı bu ruh hali ile betimliyor. Tabiata hasta bir ruh halinin penceresinden bakıyor. Gökyüzünden, denizden şefkat bekliyor; fakat onlar da hasta, elemli oldukları için bir şey yapamıyor.
Sembolizm akımının ilkelerinden biri de görünürlükten, açıklıktan kaçınmaktır. Bu şiirde de şair açık ve görünür varlık ve manzarayı betimlemiyor.
Sembolizmde kapalılık vardır. Bu şiir de kapalı bir şiirdir.
Sembolizmde duyu aktarmaları vardır. Yani bir duyu ile ilgili bir özellik başka bir duyu için kullanılır. Örnek:
kalbimin ızdırab-ı malûlu (kalbimin sakat ıstırabı)
acı bir hande (acı bir gülüş)
bir hayal-i semen (taze bir hayal)
hasta bir tel, hasta bir nağme
Şiirde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar çoktur. Bu şiiri ağır yapmakta, şiirin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır.
Şiir aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
Servet-i Fünun şairlerinin kullandığı alışılmadık tamlamalar Fecr-i Ati şairlerinde de görülür. Fecr-i Ati şairlerinden Tahsin Nahit’in bu şiirinde ıztırab-ı malul (sakat ıstırap), feyfâ-yı bi nasip (nasipsiz çöl) ifadeleri alışılmışın dışında özgün kullanımlardır.
Nasipsiz çöl, ifadesiyle şair gönlü kastediyor, açık istiare yapıyor.
Sema-yı mükedder (üzüntülü sema) tamlamasında kapalı istiare vardır.
Acı bir hande ifadesinde tezat sanatı vardır.
Sular artık menekşe olmuştu, dizesinde teşbih yapılmıştır.
Bekleyen gözlerim yorulmuştu, dizesinde ad aktarması vardır.
Taze bir hayal, ifadesinde kapalı istiare vardır.
Şair şiirin başında kendi psikolojik durumunu ortaya koyuyor. Karamsar, umutsuz bir ruh hali içerisindedir, hastadır. Bir ümidin peşinden gitmektedir, denizlerden, göklerden şefkat aramaktadır; fakat aradığını denizde de gökyüzünde de bulamaz. Hasta olan yalnız kendi değildir, deniz de hastadır. Şair tabiatı hasta bir ruh haline uygun bir biçimde betimlemektedir. Baktığı her yerde gördüğü hep acı, üzüntü ve kederli manzaralardır, duydukları elemli seslerdir.