Kiralık Konak Romanının Değerlendirilmesi
Naim Efendi, konağın sahibi, devlet kademelerinde önemli görevler üstlenmiş emekli bir nazırdır. Gelenek ve göreneklerine bağlı tertipli düzenli aynı zamanda da parasının kıymetini bilen bir kişidir. Konakta çok güzel bir yaşantısı vardır. Eş dost akraba ziyaret ve oturmalarını çok sevmektedir. Karısı ölünce evin işleri kızı Sekine Hanım ve Damadı Servet Bey’e kalmıştır.
Servet Bey, dağınık, müsrif ve batı özentisi olan zibidi bir tiptir. Naim Efendi’nin bu durumundan istifade ederek konağı istediği gibi yönetmektedir. Servet Bey’in kızı Seniha’da babası gibi batı özentisi olan, işi gücü eğlence, misafir ağırlamak olan ve konağa gelen Faik ve Hakkı Celis ile kırıştıran bir kişidir.
Hakkı Celis, dürüst ve kişilikli bir delikanlıdır ancak Seniha ona pek karşılık vermez, vefasız davranır. Bu duruma üzülen Hakkı Celis, bundan dolayı üzülür ve zayıflamaya başlar.
Naim Efendi’nin durumu damadı, kızı ve torunlarının hesapsız harcamalarından dolayı bozulur ve Kanlıca’daki yalıyı satmak zorunda kalır.
Seniha, Faik ile ilişkisini ilerletmiş ve ondan hamile kalmıştır. Faik, menfaat düşkünü ve kişiliksiz bir genç olduğundan; mütemadiyen Seniha’yı kullanmış ve ondan zaman zaman borç para almıştır. Seniha’yı hamile bıraktığı halde ona evlenme teklif etmemiştir.
Naim Efendi, torununun bu durumunu öğrenince çok üzülür ve Faik’in babasına giderek bu meselenin halledilmesini ister. Ancak Faik’in babası ilgilenmez ve Naim Efendi’yi başından atar. Bu duruma çok sinirlenen Seniha dedesine çok saygısız tavırlar içine girerek kızar. Bu duruma üzülen Naim Efendi’ye inme iner ve yatağa düşer.
Seniha, bir süre gözden kaybolur ve daha sonra geri döner ancak artık Seniha ayağa düşmüş bir kadındır ve savaş zenginleriyle birlikte olmaktadır.
Servet Bey, konaktan apartman dairesine taşınmak zorunda kalır. Ekonomik durumu iyice bozulmuş olan Naim Efendi, konağı satmaya kıyamadığı için kiraya vermek ister fakat bu eski konağı kimse kiralamak istemez.
DEĞERLENDİRME: Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Kiralık Konak isimli bu eserinde yanlış batılılaşma algısı ve bunun getirmiş olduğu yıkımı işlemiştir. Eserde iyi ile kötünün sembolik mücadelesi olsa da kötü karakterin baskın olduğunu gözlemleyebiliriz.