OKUMA KİTAPLARIM
Okuma kitaplarımızı, en sevdiğimiz dostlar gibi hiçbir zaman unutamayız. Sevgili okuma kitaplarım! O kitaplar, aylara bölünmüştü. Kış aylarına düşen parçalarda kış resimleri vardı. Sonra, o resimlerde yavaş yavaş dallar tomurcuklanır, ağaçlar çiçek açar, paltolu çocuklar paltolarını çıkarmaya başlarlardı. O resimler böylelikle, bizlere de tatilin yaklaşmakta olduğunu müjdelemiş olurlardı.
Bazen kitapların son sayfalarını açardım. Orada bir kelebek veya çiçekli bir dala konmuş bir kuş resmine dalar giderdim. “Bu sayfalara ne zaman geleceğiz? Bu sayfaları okuyacağımız günlere ne zaman kavuşacağız?” diye düşünür dururdum. Oysa daha okul yılının yarısına bile ulaşmamıştık. Sınıfımızın camlarını sert yağmurlu kış rüzgârları sarsıyordu. Böyleyken ben, kitaplardaki o resimlere baktıkça yaz tatilinin hayallerine kapılmaktan kendimi alamazdım.
Neler düşünürdüm neler! İmtihanların başlayacağı günleri hayal ederdim. Okuma dersinden hiç korkulur mu? Güzel bir mayıs günü, imtihan odasına girecektim; öğretmenim beni güler yüzle karşılayacaktı. Talihime çıkan parçayı okuyacaktım. Ben okurken dışarıdan kuşlar ötüşecek, yeni yapraklanmış ağaçların sallandıkları görünecekti. Bahar yemişlerini satan satıcıların sesleri, bağrışmaları duyulacaktı. Öğretmenlerim, okuduğum parçayla ilgili sorular soracaklar; ben hemen cevapları verecektim. Sonra “Yeter!” diyecekler; imtihan odasından uçar gibi çıkacaktım. Okuma kitaplarımdaki son parçalara baktıkça bunları düşünürdüm.
Dost okuma kitaplarım! Onlarda neler yoktu ki? Kısa pantolonları diz kapaklarını örtecek şekilde biraz geçen, saçları düzgünce taranmış, güler yüzlü çocuk resimleri vardı. O kitaplarda temiz giyimli köylüler, babalar, başörtülü analar vardı. Bu insanların güzel resimleriyle doluydu. Bu resimlerdeki insanlar, güzel bir dünyanın insanlarıydı. Kötülük nedir bilmez, iyilikten başka bir şey düşünmezlerdi. Bize de:
— Bizim gibi olun, iyilikten başka bir şey düşünmeyin, derlerdi.
Bu unutamadığım eski okuma kitaplarından bugün bir tanesi bile bende yok. Onların yapraklarını şimdi ancak hayalimde çeviriyorum. Çevirirken yine de onları eskitmemek istiyorum. Onlardan ezberimde kalan parçaları yer yer okuyorum. Bu yüzden yangında yanmış kitaplar gibi sayfalarının çoğu eksik.
Sevgili dost okuma kitaplarım! Sizleri, zamanla bu kadar özleyeceğimi hiç bilmezdim. Böyle olacağını bilseydim, birkaçınızı olsun öbür kitaplarımın arasında saklamaz olur muydum?
Ziya Osman SABA