Bu, sonu hüzünle biten bir aşk romanıdır.
Romanın başkahramanları Will ve Louise’tir.
Will gayet sağlıklı ve mutlu bur hayat sürerken bir gün bir trafik kazası geçirir ve ondan sonra yatağa mahkûm bir şekilde hayatını devam ettirmek zorunda kalır. Sevgilisi Alicia onu terk eder. Çünkü kötürüm biri ile hayatını devam ettirmek istemez. Will’in annesi ve babası oğullarının bakımı için birilerini tutarlar. En son bakıcıları ise Louise’tir. Louise de iş aramaktadır. Louise işe baslar, ancak ilk başlarda zorlanır. Sonraları onunla ilgilenmek onda birtakım değişikliklere yol açar. Hayata bakış açısı değişir. Ailenin geçim yükü Louis’in üzerinde olduğu için böyle bir işe girmesi aileyi maddî açıdan rahatlatır. Louise’in sevgilisi Patrick sporcudur, hayatı bu eksende geçer. Yaptığı muhabbetler de hep sporla ilgilidir. Triatlonla ilgilenir. Louise, Will’in bakıcısı olarak çalışmaya başladıktan bir süre sonra Louise ondan soğumaya başlar, Patrick de onun Will’le ilgili düşünceleri olduğu kanısına varır. Louise aslında bur müddet önce Patrick’in evine taşınmıştır. Aralarında oluşan olumsuz havadan ikisi de etkilenir. Louise Patrick’in evinden ayrılır. İlerleyen zamanlarda Louise, Will’i sevmeye başlayacak ve bu sevgi aşka dönüşecektir. Will de ondan hoşlanmaktadır. Ancak kendisi gibi birinin Louise gibi biriyle birlikte olması hem Louise hem kendisi açısından çok zor olur diye düşünür ve ötenazi yaptırır.Louise onun bunu yapmaması için çok mücadele eder, ancak başarılı olamaz. Will, mirasını ise Louise’e bırakır.
Bu eser kötürüm hastalara bakmak durumunda olanların, yatalak hastalara bakan kişilerin ne tür zorluklarla karşılaştıklarını anlamak açısından önemli bir roman.
Romanda altını çizdiğim yerler:
Bir şeylerin değişebileceğini, büyüyebileceğini ya da başarısız olabileceğini, ama hayatın devam ettiğini ona sessizce söylemeye ihtiyacım vardı. Hepimizin o büyük döngünün bir parçası oldugunu, yalnızca Tanrı’nın bu düzeni anlamaya gücünün yeteceğini anlatmak istiyordum. (S.146)
Bakıcılığın en kötü tarafı tahmin ettiğiniz şey değil. Hastayı kaldırıp temizlemek, onun ilaçları ya da ıslak mendilleri, uzaklardan gelen ama her zaman hissedilen dezenfektan kokusu hiç değil. Hatta çoğu insanın başka bir şey yapamayacak kadar akıllı olmadığınız için bu işi yapmak zorunda kaldığınızı düşünmesi bile değil. Bu işin en kötü yanı tüm günü biriyle gerçekten yakın temas içinde geçirdiğinizde onun ruh halinden ya da kendinizinkinden kaçmanızın mümkün olmaması.(s.307)
Neden kadınlar her zaman bir olayın üzerinden onu sorun haline getirinceye kadar tekrar tekrar geçerler? ( s.320)
Ummadığım bir hayatı yaşamaktan başka şansım olmadığını hissediyordum. (s.321)
