Ah be üstat!
Elinizden düşürmeye cesaret edemeyeceğiniz bir roman.Hayat hikayesini bildiğiniz ama kitabı okuduktan sonra gerçekleri bilmediğimizi düşündüren bir eser olmuş.Sabahattin Ali, her hikaye yazdığında “Ah be üstat,azıcık diline hakim ol!”diyesi geliyor insanın.Aslında kitap bittiğinde üstadın ne kadar üretken olduğunu anlıyorsunuz.Hangi koşulda olursa olsun yeşil mürekkebi ile kağıdın münasebetine hiç ara vermemiş.Şiir,onun ilk aşkı;Filiz son aşkı olmuş.
Çoğu şiiri tanınmış sanatçılarca seslendirilmiş.Almancayı iyi derecede biliyor olması Alman edebiyatından çeviriler yapmasına ön ayak olmuş.Nazım Hikmet’in kalbini kazanmış ve onun övgüleri doğrultusunda romana da el atmış.Bunların yanında çok hapis yatmış,tam hayatını düzene soktuğunu düşündüğü an yine düşüncelerini aksettirdiği yazılarından dolayı yine hapis yatmaktan kurtulamamış.En sonunda da öğretmenlikten atılmış ve bir süre sonrasında kamyon şoförlüğü yapmış.Sonra da zaten malumunuz hayatını hapislerde geçireceğine Bulgaristan’a kaçak yollardan gitmeye karar vermiş ama o da hüsranla neticelenmiş.
Hayatı boyunca izlenen Sabahattin Ali,yine o adamlarca katledilmiş.Ölümünden altı ay sonra cesedi Bulgaristan sınırına yakın yerlerde bulunmuş.
Çok güvenmiş üstat,çok aşık olmuş,çok da yenilmiş.Her düşüşünde daha da güçlenmiş yeşil mürekkebinden kağıdı hiç mahrum etmemiş.Yazılarını yayınladığı dergiden parasını alamayınca Aziz Nesin’le bir dergi çıkartmaya karar vermişler.Dergi defalarca kapatılmış ve başka isimlerde hayata gözlerini açmış.O da olmamış;bahtı gülmemiş bir türlü üstadın,kaderi hep hüsran dolmuş taşmış.
Çok parasız kalmış.Para kazanma yolunda elinden gelenin hep fazlasını yapmış.Bu uğurda canı Aliyesi ve can parçası Filizinden bile ayrı kalmayı göze almış.Olmamış,her çabasının ardında hapis yolunun görünmesi canından bezdirmiş buna rağmen yine de vazgeçmemiş yazma sevdasından.Elinden düşürmemiş yeşil mürekkepli kalemini.
Yazara ne desem az.Kelimelerin gücü kifayetsiz kalır.Öyle derin bir araştırma yapmış,öylesine tarafsız bir gözlem gücü kullanmış ki şaşırmamak elde değil.Onca siyasetin içinde böyle bir üstadı siyaset yapmadan kaleme almak takdire şayan doğrusu.Dili desen berrak,akıcı,anlaşılır.Kitabın sayfa sayısı fazla olmasına rağmen göz korkutmayan bir albenisi var.Hiçbir noktayı kaçırmak istemeyecek,tüm geçmişe hakim olmak için altını çize çize okumaktan kendinizi almayacağınız bir yapıt olmuş.
📝 Yazarın bestelenen bazı şiirleri:
-Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
-Geçmiyor Günler
-Aldırma Gönül
-Kara Yazı
-Ben Gene Sana Vurgunum
-Benim Meskenim Dağlardır
-Melankoli
-Çocuklar Gibi
-Leylim Ley
-Göklerde Kartal Gibiydim
Toplumcu gerçekçi yazarlardan Sabahattin Ali’nin romanlarından Kuyucaklı Yusuf ve Kürk Mantolu Madonna romanlarını okumuştum. İkisi de akıcı ve etkileyici romanlardı. Sabahattin Ali’nin hayatını merak ediyordum doğrusu. Bize bu kitabı okuma konusunda teşvik edici yazınızdan dolayı size teşekkür ediyorum.
Sabahattin Ali’nin hayatının okunmasına dair bir nebze de olsa merak uyandırdıysam ne mutlu bana.Beğenmenize sevindim, sağolun yorumunuz için.