“Romanın hayatı yansıttığını yazmışım bir ara. Dediklerine bakılırsa son derece yanılıyormuşum. Matematik hayatı ne kadar yansıtırsa roman da o kadar yansıtırmış. Yani roman yaşamdan çok
matematiğe yakınmış. Çünkü yaşam gelişigüzelmiş, romansa keyfî -ama kurallı keyfî-.”
1. Yukarıdaki parçadan hareketle edebî eserin gerçeklikle kurduğu ilişkinin nasıl olması gerektiği hakkındaki düşüncelerinizi yazınız. (10)
2. Toplumcu gerçekçi anlayış doğrultusunda yazılan eserlerin ortak özelliklerinden beşini yazınız.(10)
3. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere doğru kelimeyi/kelimeleri yazınız. (10)
*Cumhuriyet’in ilk yıllarında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Mithat Cemal Kuntay gibi isimler ………… ……………………. anlayışını devam ettirmişlerdir.
Tarık Buğra ……..…….…..…..……………, Halide Edip Adıvar ………..…………..……..……, Samim Kocagöz ………………………, Kemal Tahir ……………………… adlı eserlerinde Kurtuluş Savaşı’nı konu edinerek millî ve manevi değerleri de işlemişlerdir.
* Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı eserleri ile bilinen ……………….…… ……………………., modernizmin Türk edebiyatındaki önemli isimlerindendir.
* Toplumcu gerçekçi anlayışla yazan sanatçılar; eserlerinde sıklıkla …………………………………..…, ………………….……………, ……………………….……… çatışmalarını işlemişlerdir.
* Kırgız edebiyatının tanınmış sanatçısı …………………………..……………; Beyaz Gemi adlı eserinde destan, efsane, masal gibi sözlü geleneğin unsurlarını da kullanmıştır.
4. Ama bu ülkede insanlar ancak bir tek durumda eşit yaratılmış kişiler haline gelirler-bir yoksulu Rockefeller Ailesi’nin bir ferdiyle, bir budalayı Einstein ile, cahil bir kişiyi bir kolej müdürüyle eşit gören bir tek kurum vardır. Bu kurum da, Baylar, hukuk kurumudur. Birleşik Amerika’nın Yüksek Mahkeme’si gibi ya da ülkenin en basit herhangi bir Sulh Ceza Mahkemesi gibi ya da sizin de hizmet verdiğiniz bu onurlu mahkeme gibi. İnsanlarca kurulmuş bütün kurumlar gibi bunların da kusurları vardır ama bizim ülkemizde mahkemeler insanlar arasında en üst düzeyde eşitliğin gözetildiği kurumlardır, bizim mahkemelerimiz açısından insanlar eşit yaratılmıştır.
Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek romanından alınan yukarıdaki paragrafın konusunu ve ana düşüncesini söyleyiniz. (10)
5. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış olan kelimeleri bulunuz. Bulduğunuz kelimelerin altını çiziniz. (10)
Alt kata bıraktığı paltosunu ve şapkasını giyerken aynaya bir gözattı. Berberde saçlarını kestirmek için bu sabah evde traş olmamışdı. Birden bire yüzü ona kirli göründü. Kaşları gözlerinin üstüne, yerlerinden kopmuş gibi ve esmer yüzünden büyük bir renk farkı ile ayırılan açık gri gözlerinin herzamanki aydınlığı azalmıştı. Derisinde yabancı buruşukluklar vardı ve yüzünün bütün ifade sistemi yıkılmış gibi düzeni bozulmuş çizgilerinde bir mana harabesi görünüyordu.
6. Aşağıdaki cümlelerde yer alan noktalama işaretlerinin cümlelerdeki kullanım amaçlarını yazınız. (10)
Baytemir sevgiyle Samet’in kulağını çekti ve: “Varını yoğunu, zenginliğini gösterdin ha!” dedi.
7. Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, “-Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur,” demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Aylak Adam romanından alınan yukarıdaki paragrafta düşünceyi geliştirme yollarının hangilerinden yararlanılmıştır? Açıklayınız. (10)
8. Aşağıda, toplumcu gerçekçi anlayışla eserler veren sanatçıların romanlarından parçalar verilmiştir. Bu metinleri aşağıdaki şemada verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız. (10)
SARI TRAKTÖR İdris susmuştu. Sessiz, sıkıntılı bir yolculuk başladı. Arif kendi içinde sinirlendi, uğraştı durdu. Kimseye belli etmeden kendini yiyordu. Tarlada pancar bitecek gibi değildi. Bu atlarla çabuk çabuk dönmek olanaksızdı. Babası hastaneden bir türlü çıkıp gelemiyordu. Traktör alamadıkları için köylü kendisiyle alay etmeye başlamıştı. Arif ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemez olmuştu. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Herkes kendisine alay ederek bakıyor gibi geliyordu ona. İstasyona yaklaşmışlardı. Mehmet Ağa boş traktörle döndü. Selam bile vermeden gürültüler içinde yanlarından hızla geçti. Talip APAYDIN | YILANLARIN ÖCÜ Kahveci Nuri, “şekeri dışarda çay”ını getirir getirmez sağ elindeki tesbihi sol eline devirip bardağı kavradı Muhtar: Nuri: “Bülbül yuvası derler buna ağam!” dedi. “Tiryakiler güccük bardaktan içer, usul böyledir!” “Git ulan!” dedi Muhtar. “İçine tüküreyim böyle bülbül yuvasının! Şuna bak, teh, iş mi şu?..” Köy Kurulunun birinci üyesi sol yanına oturmuştu: “Zaman değişiyor Ağam! Biz de zamana uyduracaz kendimizi. Ulüemre itaat! demişler. Her halde bu sözün bir hikmeti olsa gerek. Şimdiki zamanda emir de şeherden geliyor. Sen de şehre uyacaksın. Güccük bardaktan mı iç dediler? İçeceksin. Heç içme derlerse, o da kabul, heç içmeyeceksin!”
Fakir BAYKURT |
SARI TRAKTÖR | YILANLARIN ÖCÜ | |
Konu | ||
Dil ve anlatım | ||
Bakış açısı | ||
Anlatım teknikleri | ||
Bağlı oldukları edebi anlayış |
9. Beline dayalı yumruklarıyla patoza yaklaştı, durdu. Çatık kaşlarıyla işe bakıyordu. Kızgın güneşin altında desteciler kan ter içindeydiler. İnsan dayanısının çok üstünde bir sıcak, ter, kaşıntı. En çok da kaşlardan gözlere süzülen tuzlu ter yakıyor, sonra da kızgın toprağa kan damlaları kıvamında düşüyordu.”
Yukarıdaki paragrafta hangi duyulara yönelik ayrıntılardan yararlanıldığını belirleyerek bu ayrıntıların metnin anlatımına katkısını belirtiniz. (10)
10. “Türkçe’de Beethoven üzerine ne kadar kitap, yazı yayımlanmışsa hemen hemen hepsini satın almış, yer yutar gibi okumuştu.”
Yukarıdaki cümlede virgüllerin kullanılma amaçlarını yazınız. (10)
CEVAPLAR:
1.Romanda anlatılan gerçeklik, var olan yaşanan salt gerçeklik değildir, kurmaca bir gerçekliktir. Burada kastedilen yazarın zihninde oluşturduğu gerçeklikten hareketle oluşturulan eserin kendi içerisinde oluşturulan gerçekliğe, mantığa aykırı olmaması gerektiğidir.
2. *Toplumcu gerçekçiler eserlerinde büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler ve sosyalizm üzerinde durmuştur.
*Bu eserlerde siyasi ideolojiler ön plana çıkar.
*Roman ve hikâyelerde çok sağlam bir kurgu görülmez.
*Eserlerde köylü ağızlarına oldukça fazla yer verilmiştir.
*Anadolu coğrafyası ve insanı, toplumdaki düzensizlikler, çatışmalar, köy gibi küçük yerleşim yerlerinin sorunları ağa-köylü, öğretmen-imam, zengin-fakir, halk-yönetici, güçlü-güçsüz, aydın-cahil ve büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler gibi konular üzerinde yoğunlaşmışlar.
*Yazar okuyucuyu kendi doğrultusunda yönlendirmek ister.
*Sanat eseri belli görüşleri ifade etmek için araçtır.
*Halkı aydınlatmak düşüncesiyle bazı yazarlar bazı bölgeleri özellikle konu edinmiştir.
3. *Cumhuriyet’in ilk yıllarında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Mithat Cemal Kuntay gibi isimler ………… …Milli Edebiyat…… anlayışını devam ettirmişlerdir.
Tarık Buğra …….Küçük Ağa.……, Halide Edip Adıvar ……Ateşten Gömlek…, Samim Kocagöz ……Kalpaklılar…, Kemal Tahir ……Yorgun Savaşçı… adlı eserlerinde Kurtuluş Savaşı’nı konu edinerek millî ve manevi değerleri de işlemişlerdir.
* Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı eserleri ile bilinen …Yusuf Atılgan…., modernizmin Türk edebiyatındaki önemli isimlerindendir.
* Toplumcu gerçekçi anlayışla yazan sanatçılar; eserlerinde sıklıkla …. köylü-ağa, köylü-şehirli, işçi-işveren …..çatışmalarını işlemişlerdir.
* Kırgız edebiyatının tanınmış sanatçısı ……Cengiz Aytmatov………; Beyaz Gemi adlı eserinde destan, efsane, masal gibi sözlü geleneğin unsurlarını da kullanmıştır
4.Konu: Amerika hukuk sistemi
Ana düşünce: Amerikan mahkemelerinde herkes kanun önünde eşittir.
5. Alt kata bıraktığı paltosunu ve şapkasını giyerken aynaya bir gözattı. Berberde saçlarını kestirmek için bu sabah evde traş olmamışdı. Birden bire yüzü ona kirli göründü. Kaşları gözlerinin üstüne, yerlerinden kopmuş gibi ve esmer yüzünden büyük bir renk farkı ile ayırılan açık gri gözlerinin herzamanki aydınlığı azalmıştı. Derisinde yabancı buruşukluklar vardı ve yüzünün bütün ifade sistemi yıkılmış gibi düzeni bozulmuş çizgilerinde bir mana harabesi görünüyordu.
6. Baytemir sevgiyle Samet’in kulağını çekti ve: “Varını yoğunu, zenginliğini gösterdin ha!” dedi.
İki nokta: Başkasında aktarılan bir cümleden önce kullanılır.
Tırnak işareti: Başkasına ait bir cümle aktarılırken cümlenin başına ve sonuna konur.
Ünlem işareti: Seslenme bildiren sözcüklerden (ünlem) sonra kullanılır.
7. “Tramvaylardaki tutamaklar gibi.” cümlesinde benzetme yapılmıştır.
“Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır.” İnsanların tutamakları açısından karşılaştırmış.
Kağızman köylerinden bir çiftiden örnek vererek örneklendirmeden yararlanmıştır.
8.
SARI TRAKTÖR | YILANLARIN ÖCÜ | |
Konu | Köylü-ağa çatışması (Traktör alamayan Arif’in durumu) | Köylü-şehirli çatışması (Geleneksel değerlerin yeni değerlere yenik düşmesi) |
Dil ve anlatım | Halkın anlayabileceği sade bir dil | Halkın anlayabileceği sade bir dil |
Bakış açısı | İlahi bakış açısı | Gözlemci bakış açısı |
Anlatım teknikleri | Anlatma, gösterme | Anlatma, gösterme |
Bağlı oldukları edebi anlayış | Toplumcu-Gerçekçi | Toplumcu-Gerçekçi |
9.Görme, dokunma, tatma duyuları kullanılarak anlatımın daha gerçekçi olması sağlanmıştır.
10. “Türkçe’de Beethoven üzerine ne kadar kitap, yazı yayımlanmışsa hemen hemen hepsini satın almış, yer yutar gibi okumuştu.”
“kitap” sözcüğünden sonra gelen virgülün kullanım amacı, eş görevli sözcükleri ayırmaktır.
“satın almış” fiilinden sonra gelen virgülün kullanım amacı sıralı cümleleri ayırmaktır.
12.sinifturkdiliveedebiyati2.donem1.yazilisorularibgrubu indir.
Gün olur Asra Bedel romanındaki mankurt hikayesini yazınız