Yazılı Soruları

10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 1.Yazılı C Grubu

10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 1.Yazılı C Grubu

Uygur elinde Hulin adında bir dağ vardı. Ondan Tuğla ve Selenge adında iki ırmak çıkardı. Bir gece oradaki bir ağacın üzerine gökten ilahî bir ışık indi. İki ırmak arasında yaşayan halk, bunu dikkatle takip ettiler. Ağacın gövdesinde gebe bir kadına benzeyen bir şişkinlik peyda oldu. O ışık dokuz ay, on gün o şişkinlik üzerinde durdu. Bu müddetin sonunda o şişkinlik yarıldı. İçinden beş çocuk çıktı. O ülkenin ahalisi bunları alıp büyüttüler. Bunların en küçüğünün adı Buğu Han’dı. Büyüyünce herkesi hükmüne alarak hükümdar oldu. Otuz göbekten fazla bir zaman geçtikten sonra Yulun Tigin padişah oldu. Çinlilerle birçok savaşlarda bulundu.
                                                                         Anonim, Türeyiş Destanı
1.Bu parçadan hareketle destan türüyle ilgili dört özellik yazınız.
2.Aşağıdaki destanlar hangi milletlere aittir? Karşılarına yazınız.
Şinto
Şehname
Yaradılış
Nibelungen
Kalevala
3. Notre Dame’ın Kamburu adlı romanın yazarı kimdir? Bu yazarın bağlı olduğu edebî akım hakkında dört maddelik bilgi veriniz.
4. Binaenaleyh Can’ın istizah-ı meram etmesi üzerine Râkım, “Efendim, söyleyeceğim lakırdı yalnız pederinize mahsustur.” diye onu bir tarafa çekip, “Gördünüz mü Mösyö Ziklas!.. Cenâb-ı Hak işte hem üç yüz bin lira servetinizi ve hem de nur gibi kerimenizi size tekrar ihsan eyledi.” demiştir ki, Ziklas, o tokgözlü, mert, sadık Râkım’dan bu sözleri işitince, oğlanı bir kat daha sevip, yüreğine sokacağı geldi. Artık bundan sonra sözü uzatmakta lezzet yoktur. Kısa keserek tatlısına bağlayalım: Ziklas, yazacağı kâğıtları yazıp, edeceği muhaberatı ettikten sonra işin üzerinden iki buçuk ay kadar zaman mürur eylemişti ki, Margrit İskenderiye’den ve Can’ın yavuklusu İzmir’den ve Margrit ile tezvici yine bu aralık kararlaştırılan bir yeğeni dahi Halep’ten gelip kasım üzeri bunların izdivacı için verilen baloda ömründe ilk defa olarak Râkım dahi polka oynadı.
Yukarıdaki cümleler Felatun Bey’le Rakım Efendi romanından alınmıştır. Bu cümlelerdeki altı çizili kelime ve kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle yazınız.
5. Felâtun – Yok birader! Sefahat ettim, çocukluk ettim. Her haltı yedim. Ama memur olduğum yerde maaşımla kanaat ederek sıdk u ihlasla çalışacağıma emin olmanı rica ederim.
Râkım – Allah için birader, bu emniyet bende vardır. Hemen Rabbim tevkif-i selâmet versin. Benim muradım, inşallah bundan böyle mansıbın daha ziyade büyür de, borcunu ödedikten başka bundan sonra dahi kesb-i destinle zevk etmeye fırsat bulursun demekti.
Felâtun – Sadakatle hizmet ettikten sonra bu söylediğin şey husul bulmaz değildir.
Râkım – Hah işte memuriyete bu fikir ve itikatla gitmeni isterim. Bu fikir ve itikat kimlerde olursa mutlaka tevkif-i ilâhiye mazhar olur. Allah selâmet versin birader. Bizi gönülden çıkarmazsın ya. Aralıkta bir mektuplaşırız.
Felâtun – Hay hay, adiyo monşer!
a. Yukarıdaki diyalog Felatun Bey’le Rakım Efendi romanından alınmıştır. Bu cümlelerdeki altı çizili kelime grubunun anlamını metnin bağlamından hareketle yazınız.
b. Râkım Efendi’nin “Hah işte memuriyete bu fikir ve itikatla gitmeni isterim. Bu fikir ve itikat kimlerde olursa mutlaka tevkif-i ilâhiye mazhar olur.” sözlerinden yola çıkarak kişinin yaşamda başarı kazanmak için neler yapması gerektiğini metinden hareketle açıklayınız.

6. Felatun Bey’le Rakım Efendi romanından yola çıkarak eserin yazıldığı dönemin sosyal ve kültürel özellikleriyle ilgili çıkarımlarda bulununuz.

 7.Aşağıdaki parçada bulunan noktalama işaretlerinden ikisnin parçadaki kullanım amaçlarını açıklayınız.
Lâtife değil! Kız, gerçeği gibi kendisini toplamıştı. Hattâ yataktan bütün bütün çıktı. Gündüzün elbisesini dahi giydi. Ziklas, iki günde bir kere kızın tebeddül-i hâlini Râkım’a yazar idiyse de “İşte oğul, size malûmat-ı lâzımeyi verdim. Fakat evime gelir de, kızı ziyaret ederseniz korkarım ki, hastalığı nükseder.” zeylini hiçbir mektubundan eksik etmezdi.
8. Aşağıdaki cümlelerin çeşitlerini yazınız.
Birden, bu siyah gecenin karşısında aklına başka gecenin hatırası geldi.
anlamına göre:

yüklemine göre:
Yüklemin yerine göre:
yapısına göre:
Ta hulya hayatının başlangıcında, ümitlerinin incilası zamanında Tepebaşı Bahçesi’nde Haliç’e bakarak seyrettiği mai gece ile o bârân-ı elması tahattur etti.
anlamına göre:

yüklemine göre:
yüklemin yerine göre:
yapısına göre:

                                             MAİ VE SİYAH
          Bu siyah bir gece idi… Öyle bir gece ki gökler bütün kandillerini söndürerek denizlere gayp âleminin gizli şeylerini dökmek için hazırlanmış gibiydi. Yalnız ileride direklerle bacanın birer serseri şeklinde yürüyen gölgelerine zulmetler içinde rehberlik eden vapurun kırmızı feneri bu siyahlıklar arasında açılmış uzak bir kırmızı göz gibi parlıyordu. Bu siyahlıklar…
          Ahmet Cemil işte şu saçlarının arasında üşüterek geçen rüzgârın, kanatlarını çırpa çırpa, bu siyahlıkları semalardan denizlere döktüğünü hissediyor, görüyor, onların sukûtu feşfeşesini işitiyordu. Kendi kendisine, içinden, hep şahsi üslubunun tabirlerini tekrar ederek: Sanki bir bârân-ı dürr-i siyah! diyordu.
          Birden, bu siyah gecenin karşısında aklına başka gecenin hatırası geldi.
         Ta hulya hayatının başlangıcında, ümitlerinin incilası zamanında Tepebaşı Bahçesi’nde Haliç’e bakarak seyrettiği mai gece ile o bârân-ı elması tahattur etti.
9. Mai ve Siyah romaında “mai” ve “siyah” neyi ifade etmektedir? Yazınız.
10. Mai ve Siyah roman romanından alınan yukarıdaki parçadan beş sıfat tamlaması (fazla değil) bularak aşağıya yazınız.

CEVAPLAR:
1. Anonim olup halkın ortak belleğinin ürünüdür.
Belli bir ulusun özelliklerini yansıtır.
Genellikle manzum, yani şiir şeklindedir.
Günümüze nesir hâlinde ulaşmıştır.
Tarihî ve sosyal olaylardan doğar, beslenir.
Destanlarda olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir.
Toplumun hafızasında iz bırakmış önemli olayları anlatır.
Kahramanlar olağanüstü özelliklere sahip olabilir.
Genellikle, yiğitlik, aşk, dostluk, ölüm ve yurt sevgisi gibi temalar işlenir.
Coşkulu bir söyleyişi vardır.

2. Şinto: Japon
Şehname: İran
Yaradılış: Türk
Nibelungen: Alman
Kalevala: Fin

3. Victor Hugo’dur. Romantizmin özellikleri: Sanat eserinde bireysel tepkiler, duygular ve sübjektif tercihler öne çıkmalıdır. Konular millî ve hatta mahallî olmalıdır. Antikite ele alınsa bile, eski Yunan ve Latin anlayışı, millî bakış açılarına göre değerlendirilmelidir.
Tarihî olaylar, millî heyecan için önemli bir özelliktir.
Lirizm, hüzün, melankoli anlayışı romantizmde, tabiatın çok önemli bir konu olarak öne çıkmasını teşvik eder. Tabiat, romantik sanatçılar için çok önemli bir ilham kaynağıdır.
Dağlar, ormanlar, göller, kuşlar vs. romantik sanatçının hayallere dalmasında çok etkilidir. Sübjektif duygulara paralel olarak sanatçının hayâlleri, eserlerin temel yapısını kurar.
Dil ve üslup, savruk ve dağınıktır. Dil bilgisi kurallarına uyulmakla birlikte sanatçının duygu ve hayalleri, aşırı hassas hâlleri, onu çalakalem yazmaya sevk eder. Romantik sanatçıda klasik ve realist sanatkârların dil kurallarına bağlılığı ve üslupçuluğu yaygın olarak görülmez.

4.
Yüreğine sokacağı gelmek: Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak.
lezzet: herhangi bir şeyden alınan zevk, haz.
tatlıya bağlamak: kavgalı bir işi gönül hoşluğuyla bitirmek

5.a. artık sevmez, anmaz olmak, anımsamak istememek.
b. Ne zaman, nerede durmanız gerektiğini bilmek gerekir. Kendini geliştirmeli okumalı liyakata hak kazanılmalıdır.

6. “Batılılaşma” konusu ve batılılaşma karşısında bizim toplumumuzun ve kültürümüzün nasıl etkilendiği meselesidir. Eserde Rakım Efendi ve Felatun Bey, iki örnek tip ele alınarak Batılılaşmayı nasıl anladığımız masaya konmaya çalışılmıştır. Batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda Avrupa’dan yalnız bilim ve teknik yönünden faydalanmamız gerektiği gerçeği okuyucuya verilmek istenmiş. Bunun dışında kalan yaşam biçimi, milli zevklerimiz, milli kültürümüz asırların birikimiyle zaten bizde en özgün biçimde mevcuttur düşüncesi dile getirilmiştir.

7. Ünlem:Heyecan şaşma gibi duyguları ifade eden cümlelerin sonuna konulur.
Nokta: Biten cümlelerin sonuna konulur.

8. Birden, bu siyah gecenin karşısında aklına başka gecenin hatırası geldi.
anlamına göre: olumlu cümle

yüklemine göre: fiil cümlesi
Yüklemin yerine göre: kurallı cümle
yapısına göre: birleşik cümle
Ta hulya hayatının başlangıcında, ümitlerinin incilası zamanında Tepebaşı Bahçesi’nde Haliç’e bakarak seyrettiği mai gece ile o bârân-ı elması tahattur etti.
anlamına göre: olumlu cümle

yüklemine göre: fiil cümlesi
yüklemin yerine göre: kurallı cümle
yapısına göre: birleşik cümle

9. Mai hayali, siyah ise gerçekleri temsil eder ve yazar hayaller ile gerçeklerin çatışmasını konu edinir.
10. siyah bir gece
Öyle bir gece
gizli şeyler
birer serseri şeklinde
yürüyen gölgelerine
rehberlik eden vapurun
kırmızı feneri
bu siyahlıklar arasında
açılmış uzak bir kırmızı göz
şu saçlarının
geçen rüzgâr
bu siyahlıkları
şahsi üslubu
başka gece
mai gece

10.sinif-turk-dili-ve-edebiyatı-2.donem1_.yazili-sorulari-c-grubu indir.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap