Ders Notları

10.Sınıf Edebiyat Tiyatro Ünitesi Özeti

10.Sınıf Edebiyat Tiyatro Ünitesi Özeti

Türk tiyatrosunu iki dönemde inceleriz:
1. Geleneksel Türk Tiyatrosu
a. Karagöz
b. Orta Oyunu
c. Meddah
ç. Köy Seyirlik Oyunu
d. Kukla

2. Modern Türk Tiyatrosu
a. Trajedi
b. Komedi
c. Dram

Geleneksel Türk Tiyatrosu:
♠ Geleneksel Türk tiyatrosu, kökeni eski inanç ve geleneklere dayanan modern tiyatronun dışında kalan türe verilen addır.
♠ Şarkı, dans ve söz oyunlarına dayanan geleneksel tiyatro yazılı bir metne dayanmaz.
♠ Geleneksel tiyatroda güldürü ögesi ön plandadır. Bunun yanında ders verici ve eğitici özelliği de vardır.
♠ Seyirlik köy oyunlarının kökeni tarih öncesi bolluk törenlerine ve ilkel inançlara kadar uzanır.
♠ Karagöz ve orta oyunu birbirine benzemekle birlikte sahneleniş tekniği bakımından birbirinden ayrılır.
♠ Meddah tek kişilik bir tiyatro örneğidir. Kör Hasan, Sururi, Naşit, İsmail Dümbüllü ünlü meddahlardandır.
♠ Kukla geleneği ise çok eskiye dayanan bir türdür.
♠ Kel Hasan, Abdürrezzak ve Kavuklu Hamdi geleneksel Türk tiyatrosunun önemli isimlerindendir.

KARAGÖZ
Mum ışığı ile aydınlatılmış bir perdeye tasvir denen deriden yapılma temsilî karakterlerin çubuklar yardımıyla getirilip gölgelerinin yansıtılması yolu ile oynatılan oyunlara Karagöz oyunu denir. Bu sebeple “gölge oyunu” olarak adlandırılmıştır. Eski dilde bu anlamda “hayal-i zıll” (gölge hayaller) ifadesi kullanılmıştır.
♠  Mısır’da, Hindistan’da gölge oyununun izleri görülür. Oyunun önce Çin’de ortaya çıktığı düşünülmektedir.
♠  Evliya Çelebi ilk gölge oyununun Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaeddin zamanında (18.yy) görüldüğünü belirtmiştir.
♠ Bu konudaki en yaygın rivayet Karagöz ve Hacivat’ın Osmanlı’da Sultan Orhan zamanında yaşamış gerçek kişiler olduğudur. Sultan Orhan sefere girerken Bursa’ya bir cami yapılmasını emir buyurur. Karagöz ve Hacivat bu caminin yapımında çalışan iki işçidir. Bunların iş esnasında aralarındaki konuşmalar sonucu cami yapımı yavaşlamıştır. Seferden dönen Sultan Orhan, caminin bitirilemediğini görünce kızmış ve olayın suçlusu olarak bu iki kahramanı ölüm ile cezalandırmıştır. Pişman olan padişah kahramanların anısını canlı tutmak için Şeyh Küşteri isimli bir sanatçıyı görevlendirmiştir.
♠ Şeyh Küşteri, Karagöz oyunlarının ilk oynatıcısı olarak bilinir. Bu nedenle Karagöz oyunlarının piri olarak adlandırılır. Yine bu sebeplerle Karagöz oyunlarının oynandığı alana “Küşteri Meydanı” da denilmektedir.
♠ Nazif Bey, Hayalî Memduh ve Hayalî Küçük Ali tanınmış Karagözcüler arasındadır.
♠ Karagöz oyunu, temelde iki kahraman üzerine kurulur:
Karagöz; okumamış, halk diliyle konuşan, öğrenim görmüş kişilerin söylediği sözleri anlamayan, duyduklarına ters anlamlar yükleyen tiptir.
Hacivat; öğrenim görmüş, medrese diliyle konuşan, bilimden az çok anlayan, görgü kurallarına uyan tiptir.
♠ Karagöz oyunlarının en bilinenleri arasında Kanlı Nigâr, Aşçılık, Büyük Evlenme, Bursalı Leyla, Salıncak Oyunu, Yazıcı sayılabilir.

 Oyunun Diğer Kişileri:
Çelebi: Malı mülkü olan zengin, mirasyedi bir tiptir. Zenne: Karagöz oyunundaki kadın tipleridir.
Tiryaki: Konuşmaların en önemli yerinde uyuklamaya başlayan tiptir.
Beberuhi: Altıkolaç lakabıyla anılan, yaygaracı bir tiptir. Bu kişilerin yanı sıra Tuzsuz Deli Bekir, Zeybek (Efe), Külhanbeyi, Türk, Yahudi gibi tipler de oyunda yer alır.

Karagöz ile Hacivat Oyununun Özellikleri
* Karagöz oyunları doğum, evlenme, sünnet gibi törenlerde ve çeşitli şenliklerde oynanmıştır.
* Karagöz oyunlarının oynatıcısına hayalî, hayalbâz ya da hayalci denir.
* Karagöz oyunları çoğunlukla ramazan aylarında oynanır.
* Karagöz oyunlarında konu günlük hayattan alınır.
* Oyunlar doğaçlamadır (tuluat). Oyunların belli bir metni bulunmaz.
* Tüm tasvirler tek bir kişi tarafından canlandırılır. Hayalciler, tüm kahramanları canlandıran taklit yeteneği güçlü kişilerdir.
* Oyunlarda dil sadedir. Halkın konuşma biçimlerine yer verilir.
* Karagöz; Osmanlı’nın sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yapısının tanınması için önemli ipuçları içerir.

♠ Oyun; mukaddime, muhavere, fasıl ve bitiş olmak üzere dört bölümden oluşur.
Mukaddime (giriş): Metinde, Hacivat’la Karagöz’ün çatışmasına kadar olan kısım giriş bölümüdür. Perde aydınlatıldıktan sonra Hacivat müzik eşliğinde bir semai okur. Semai bitince “Of, hay Hak!” diyerek, perde gazeli denen bir şiir okur. Sonra Karagöz’ü perdeye davet eden sözler söyler. Karagöz, Hacivat’ın çıkardığı gürültüye kızar, perdeye gelir, kavga ederler.
Muhavere (söyleşme): Metinde, Hacivat’ın “Vay Karagöz’üm, benim iki gözüm merhaba.” sözü ile başlayıp par çanın sonuna kadar devam eden kısım, oyunun muhavere (karşılıklı konuşma) adı verilen ikinci bölümüdür.
Fasıl (oyun): Oyunun asıl bölümüdür. Bu bölümde çeşitli tipler oyuna katılır. Bunlar genellikle kendi ağız özellikleriyle Karagöz’le konuşturulur. Konuşmalara bazen Hacivat da karışır. Konuşmalarda komiklik ağır basar. Olaylar bir yerde düğümlenir. Sonunda başka bir tipin (efe, külhanbeyi, sarhoş vb.) perdeye gelmesiyle düğüm çözülür.
Bitiş: Bu bölümde tekrar Hacivat’la Karagöz’ün konuşmaları olur. Konuşma kavgaya dönüşür. Hacivat: “Yıktın perdeyi eyledin viran. Varayım sahibine haber vereyim heman.” diyerek perdeyi terk eder. Karagöz de “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola.” diyerek oyunu bitirir.

ORTA OYUNU
Orta oyunu, çevresi izleyicilerle çevrili bir alan içinde oynanan, yazılı metne dayanmayan, içinde müzik, raks ve şarkı da bulunan doğaçlama bir oyundur.
♠ Kol oyunu, meydan oyunu, taklit oyunu, zuhurî gibi adlarla anılmıştır.
♠ Orta oyunu, han ya da kahvehane gibi kapalı yerlerde de oynanmakla birlikte, genel olarak açık yerlerde, ortada oynanan bir oyundur. Oyunun oynandığı yuvarlak ya da oval alana palanga denir. Oyunun dekoru, yenidünya denilen bezsiz bir paravandan ve dükkân denilen iki katlı bir kafesten oluşur. Yenidünya ev olarak dükkân da iş yeri olarak kullanılır. Dükkânda bir tezgâh, birkaç hasır iskemle bulunur.
♠ Orta oyununun kişileri ve fasılları Karagöz oyunuyla büyük oranda benzerlik gösterir. Oyunun en önemli iki kişisi Kavuklu ile Pişekâr’dır. Kavuklu, Karagöz oyunundaki Karagöz’ün karşılığı, Pişekâr da Hacivat’ın karşılığıdır.
♠ Orta oyununda da gülmece ögesi Karagöz oyunundaki gibi yanlış anlamalara, nüktelere ve gülünç hareketlere dayanır.
♠ Oyunda çeşitli mesleklerden, yörelerden, milletlerden insanların mesleki ve yöresel özellikleri, ağızları taklit edilir.
Bunlar arasında Arap, Acem, Kastamonulu, Kayserili, Kürt, Frenk, Laz, Yahudi, Ermeni vb. sayılabilir.

Orta Oyununun Özellikleri
* Orta oyununda yazılı bir metin yoktur. Oyun kişiler tarafından doğaçlama olarak oynanır.
* Orta oyunu seyircilerin etrafında toplandıkları yuvarlak bir sahnede oynanır. Bu sahneye meydan ya da palanga adı da verilmektedir.
* Günlük ve sıradan olaylar işlenir. Ancak bunun yanında masallar, efsaneler, halk hikâyeleri de konu olarak işlenebilir. Oyundan önce konu seyirciye tanıtılır.
* Bu oyunda güldürü ve taklitler ağırlıktadır.
* Ana oyuncular Pişekâr ve Kavuklu’dur. Bunun yanında çok sayıda karakter de aynen Karagöz’de olduğu gibi sahneye çıkmaktadır.
* Karagözde de olduğu gibi usta-çırak ilişkisi altında oyuncular yetiştiği söylenebilir.

Orta oyunu dört bölümden oluşur:
Giriş (mukaddime-öndeyiş): Bu bölümde Pişekâr sahneye müzik eşliğinde çıkar ve oynanacak oyunu takdim eder. Sunuştan sonra bir kenara çekilir ve Kavuklu’nun sahneye çıkmasını bekler.
Muhavere (söyleşme): Kavuklu sahneye çıkar ve Pişekâr ile bir muhabbete başlarlar. Aslında bu konuşma, asıl oyuna bir hazırlıktır.
Fasıl: Bu bölümde oyunun asıl oyunu oynanır. Diğer karakterler de bu bölümde oyuna dâhil olur. Pişekâr ile Kavuklu arasındaki atışmalara, diğer oyuncular da dâhil olur.
Bitiş: Pişekâr ile Kavuklu konuşmalarını bir neticeye ulaştırır. Oynanan oyundan seyircilerin ders çıkarması amaçlanır. Her iki oyuncunun klasik olan sözleriyle oyun sonlandırılır.

MEDDAH
• Meddahlık için tek oyunculu tiyatro diyebiliriz. Yüksekçe bir yerde oturarak bir hikâyeyi başından sonuna kadar, canlandırdığı kişileri ağız özelliklerine göre konuşturarak anlatır.
• Perdesi, sahnesi, elbiseleri, dekoru, kişileri bulunmayan bu tiyatronun her şeyi meddah denilen o tek insanın zekâsına, bilgisine, söz söylemedeki başarısına bağlıdır.
• Meddah, olayları temsil ederken seyircilerin rahatça görebileceği yüksek bir yere oturur. Bir eline mendil, bir eline de sopa alır. Mendili değişik tipteki kişilerin kıyafetini göstermek ve ağzını kapatarak seslerini taklit etmek, değişik başlıklar yapmak için kullanır. Sopadan da oyunu başlatmak, seyirciyi susturmak, değişik sesler çıkarmak ve saz, süpürge, tüfek, at gibi varlıkları canlandırmak için yararlanır.

CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU
♠ Cumhuriyet Dönemi’nde Türk tiyatrosu, Millî Edebiyat Dönemi’nde başlayan gelişimini devam ettirmiş, daha güçlü bir yapıya kavuşmuştur.
♠ İstanbul’dan sonra Ankara’da da Devlet Konservatuvarının açılması, Anadolu’da tiyatronun gelişimini hızlandırmıştır.
♠ Özellikle Muhsin Ertuğrul’un Şehir Tiyatroları açma girişimi, Türk tiyatrosunun gelişimine katkı sağlamıştır.
♠ Cumhuriyet Dönemi’nde tiyatro, yeni Cumhuriyet’in ilkelerini halka aktarmada bir araç olarak hızla yaygınlaşmaya başlamıştır.
♠ Bu dönemde çocuk tiyatrosu çalışmaları yapılmış, kadınlar sahnede daha çok yer almaya başlamış, devlet konservatuvarı açılmıştır.
♠ Sade, açık bir dille nazım-nesir karışık olarak tiyatrolar yazılmıştır.
♠ Cumhuriyet Dönemi’ndeki ilke ve inkılapların sonucunda akılcı ve bilimin öne çıktığı eserler yazılmıştır.
♠ Bu dönemde epik tiyatro ve absürt tiyatro türlerinden de yararlanılmıştır.
♠ Cumhuriyet Dönemi Türk tiyatrosunun önemli temsilcileri ve eserleri şunlardır: Orhan Asena, Hurrem Sultan, Şili’de Av; Turan Oflazoğlu, Deli İbrahim, Kösem Sultan; Recep Bilginer, Ben Devletim, Yunus Emre; Refik Erduran, İkinci Baskı, Tamirci; Güngör Dilmen, Midas’ın Kulakları, Ben Anadolu.

Geleneksel Türk Tiyatrosu ile Modern Türk Tiyatrosu Arasındaki Farklar:
• Modern Türk tiyatrosunda bir senaryo yani yazılı bir metin vardır. Geleneksel tiyatroda ise bu yoktur, tamamen doğaçlamadır.
• Modern Türk tiyatrosunda teknoloji kullanılır. Geleneksel Türk tiyatrosunda ise teknoloji kullanılmaz.
• Geleneksel Türk tiyatrosu halk çevresinde, modern Türk tiyatrosu ise aydın çevrede ortaya çıkmıştır.
• Modern Türk tiyatrosunda sahne, geleneksel Türk tiyatrosuna göre daha detaylıdır.
• Geleneksel Türk tiyatrosunda sadece belirli tipler vardır. Modern Türk tiyatrosunda çeşitli karakterler ve tipler olabilir.
• Modern Türk tiyatrosunda bir ön hazırlık çalışması vardır. Geleneksel tiyatro provasızdır.
• Taklit ve yanlış anlamalar modern Türk tiyatrosunda geleneksel Türk tiyatrosu kadar yer tutmaz.

Turgut Özakman
Geleneksel Türk tiyatrosu ile Batı tiyatrosunu kaynaştırmayı başaran sanatçı dramatik tiyatronun güzel örneklerini vermiştir.
Eserlerinde birey-çevre ilişkilerini, kuşaklar arasındaki çatışmayı, toplumun suçlu insanları kenara itişini işlemiştir. Cumhuriyet tarihinin en çok satan kitapları arasında yer alan ve Kurtuluş Savaşı’nı romansı bir üslupla anlattığı “Şu Çılgın Türkler” adlı belgesel romanı 2005’te yayımlanmıştır.
Eserlerinden bazıları: Pembe Evin Kaderi, Güneşte On Kişi, Duvarların Ötesi, Kanaviçe, Ocak, Paramparça, Ah Şu Gençler, Töre, Fehim Paşa Konağı, Kardeş Payı, (tiyatro); Korkma İnsancık Korkma, Romantika, Şu Çılgın Türkler, Atatürk Yeniden Samsun’da, Diriliş Çanakkale, Cumhuriyet Türk Mucizesi (roman); Keloğlan Aramızda, Tuzsuz Deli Bekir, Keloğlan’la Cankız, Mevlâna, Yatık Emine, Keloğlan İz Peşinde, Son Akın, Kurtuluş, Rıza Beyler, Cumhuriyet, Dersimiz Atatürk (senaryo)

Hazırlayan: Yeliz Özge Toyman

10.sinif edebiyat tiyatro unitesi ozeti indir.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap