Yazılı Soruları

12.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 2.Yazılı Soruları B Grubu

1.Türk romanı Cumhuriyet’in kurulmasından sonra öteki edebî türlere göre büyük aşama kaydeder. Türk edebiyatındaki kısa geçmişine rağmen okuyucuyu ve edebî çevreleri peşinde sürüklemeyi bilir. Bu dönemde özellikle 1950’li yıllardan sonraki toplumsal değişimler, romandaki tema ve konu çeşitliliğini artırır. Buna göre eserlerde — gibi konular üzerinde yoğunlaşmışlardır. Toplumcu gerçekçi, modernizm, postmodernizm gibi yeni roman anlayışları da Türk edebiyatındaki yerini alır. Bu dönemde Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan, Adalet Ağaoğlu, Orhan Kemal, Yaşar Kemal gibi isimler; roman türünün gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) kuşak çatışması

B) köy ve köylü sorunları
C) yanlış Batılılaşmanın doğurduğu gülünç durumlar
D) gurbete çalışmaya giden işçilerin dramları
E) bunalımlı, topluma yabancılaşan bireylerin iç dünyaları

2.Roman yazarlarının yaygın biçimde tercih ettikleri bir roman unsurudur. Romanın kurmaca dünyasında yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir, görür ve duyar. Onun son derece geniş bilme, görme, duyma imkânı, kahramanların gönlü veya kafasından geçenleri okumaya kadar uzanır. III. tekil kişi ağzıyla konuşur. Onun kendine has bir dil ve üslubu yoktur, yazarın dilini kullanır. Bu sebeple ona yazar-anlatıcı da denir.
Bu parçada aşağıdaki roman unsurlarından hangisi açıklanmıştır?
A) Tip
B) Gözlemci bakışı açısı
C) Karakter
D) Kahraman anlatıcı
E) Hâkim bakış açısı

3.Üç gün sonra ikramiyesiyle, piyangosuyla, zamanlarıyla, tenzilatiyle nakit ceza usulümüz bütün bir sistem olmuştu. Halit Ayarcı benim keşfimi tam Hollywood metoduyla ilan etti. Birkaç hafta içinde Ahmet Zamanî Efendi’yi herkes unutmuştu. Saatleri Ayarlama Enstitüsü ilk kuruluş anlarında dahi erişemediği bir teveccüh ve muhabbet kazandı. Bunun arkasından Saat Sevenler Cemiyeti vasıtasıyla tesis ettiğimiz köyler için Saat Ayar Ekipleri geldi. Zaten Saat Ayar İstasyonlarımız çoğalmıştı. Şehir bizimdi. Bir yığın genç kız ve erkek, sırtlarında Samiye Hanım’ın icadı üniformalar, yakalarında rozetlerimiz, gidip geliyorlar; umumi hayata neşe katıyorlardı.
Ahmet Hamdi Tanpınar’dan alınan bu parçadan yola çıkılarak yazarın üslubuyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Arapça-Farsça kelimelere yer vermiştir.

B) Millî ve manevi değerleri ön planda tutmuştur.
C) Üst kurmacaya dayalı anlatımlara başvurmuştur.
D) Toplumcu gerçekçi anlayış doğrultusunda eser vermiştir.
E) Gösterme, bilinç akışı gibi teknikleri yoğun kullanmıştır.

4. Her sanatçı kendi gönlünde yaşayan özel kıtayı; sanatın sesleriyle büyüleyerek yaprak yaprak, dal dal ve dalga dalga dünyaya aktarmalıdır. Görüyoruz ki en büyük sanatçılar —
Aşağıdakilerden hangisi ile parça devam ettirilirse sanatçıların özgünlüğü vurgulanmış olur?
A) eserlerinin içeriklerinde kök saldıkları topraklardan beslenmişlerdir.

B) hayal gücü ile gerçeği birleştirerek eserlerini oluşturmuşlardır.
C) duygularıyla düşüncelerini kendilerine özgü bir anlayışla yansıtmışlardır.
D) dillerinin sade ve anlaşılır olmasına dikkat etmişlerdir.
E) iç dünyalarını ayrıntılarıyla yansıtmışlardır.

5. Bazı güçlü yazarlar, eserlerinde öylesine mükemmel kahramanlar yaratır; konu ve temayı onunla öylesine özdeşleştirirler ki akıllarda eserin olay örgüsü, konusu, mekânı, zamanı değil sadece kahramanı kalır. Başka bir ifadeyle roman kahramanı romanın önüne geçer. Don Kişot , Sefiller , Goriot Baba , Suç ve Ceza , Huzur , Mai ve Si yah , Sinekli Bakkal , Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanlarını unutulmaz kılan sebeplerin başında güçlü kahramanları gelmez mi? Pek çok roman ve hikâyenin adını doğrudan doğruya kahramanından almasının (—, —) sebebini bu noktada aramak gerekir.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Felâtun Bey’le Râkım Efendi, Dürdane Hanım

B) Zehra, Çalıkuşu
C) Nur Baba, Kuyucaklı Yusuf
D) İnce Memed, Cemile
E) Tırpan, Kürk Mantolu Madonna

6. Selime’nin odasında biraz kaldıktan sonra otelden çıktım( ) kırlara doğru yürüdüm( ) Tozlu bir yol(  ) İki yanında fırınlar(  ) kahveler(  ) büyük ambarlar var(  )
Bu parçada yay ayraçlarla gösterilen yerlere aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) (,) (.) (…) (,) (,) (.)
B) (,) (!) (.) (,) (;) (…)
C) (…) (.) (…) (,) (,) (.)

D) (,) (.) (.) (,) (,) (.)
E) (,) (.) (;) (,) (,) (.)

7. Eski köşkün eşyası çoktan eskimiş, odasına renkli tepe camlarından altın sarısı, fes rengi, yosun yeşili ışıklar dökülüyor; sayfaları büyük olasılıkla epeydir karıştırılmamış defterlere yansıyordu. Mediha Hanımefendi onların az berisinde oturur, birçok zamanların anılarıyla yaşardı. Yeteneksizliğim anlaşılıncaya kadar piyano dersleri almaya geldiğim bu evde piyano başka bir odadaydı. Mediha Hanım, piyanosunu yıllar var ki gönlünce çalamıyor; piyanosunun kapağı biz öğrenciler için açılıyor ve fırtınaları dinmiş, yaşlı Mediha Hanım, çoktan gönül serüvenlerini, heyecanlarını, kalp çarpıntılarını tüketmişken, işte piyanosundan ayrılamamış, bu nota defterlerinden de asla ayrılamamıştı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Varlıkların ayırt edici özellikleri
B) I. tekil kişili anlatım

C) Farklı yapıdaki cümleler
D) Deyim ve ikilemeler
E) Doğrudan anlatım

8.Aşağıda verilen cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmıştır?
A) Sana gelecekle ilgili anlatacağım pek çok planım var.
B) Her şeyi usulüne göre yapmaya çalışırdı.
C) Madem ki gelmeyecektin, niye söz verdin?
D) Buraya birkaç yıl önce arkadaşlarımla taşınmıştık.
E) Hâlbuki Ahmet, böyle sorumsuz bir insan değildi.

9. Hanımlar!
Bu kadar acıdan sonra, bu kadar ayrılıktan sonra, yan yana çektiğimiz bu kadar hasretten sonra, kurtuluş günleri geldi. Siz bu kurtuluş günlerini bize kazandıran aziz şehitlerin, gazilerin anaları, arkadaşları, kız kardeşleri! Artık sevinin, sevinmek hakkınızdır, bayram edin, en büyük bayrama erdiniz, büyük bayramınız mübarek olsun.
Bu parça aşağıdaki edebî türlerden hangisinden alınmış olabilir?
A)Deneme
B) Makale
C) Mülakat
D) Sohbet
E) Söylev

10. Aşağıdakilerden hangisi söylev türünün özellikleri ile ilgili değildir?;
A) Güzel ve etkili söz söyleme sanatı  olması
B) Sözlü  anlatıma dayalı bir tür olması
C) Ünlem cümlelerine sıkça   yer verilmesi
D) Dilin,   alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılması
E) Karşılıklı konuşmaya dayanması

11. I. Konuyla ilgili soyut düşünceler değil, somut örnekler verilmelidir.
Dinleyicilerin anlayabileceği sade, açık, etkileyici ve heyecan verici bir dil kullanılmalıdır.
III. Yalnızca söyleşmeye bağlı               anlatım   türü kullanılmalıdır.
IV. Kısa    cümleler tercih      edilmeli  ve basmakalıp ifadelerden kaçınılmalıdır.
V. Konuşmacı; ses tonuna, jest ve mimiklerine, vurgu ve tonlamasına dikkat etmelidir.
Söylev türü hakkındaki yukarıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A)I           B)II          C)III         D)IV         E)V

12. Benim sizlerden bir esirgediğim yok. Elimden geleni, devletin gücü yettiğince size ulaştırıyorum. Padişahların boynuna borç olanı ben de yapıyorum. Kıyamet gününde bana sizlerin yüzünden bir soru yönelirse “Ya Rabbi, ben kulun, senin dinine can baş koyacak gazilere gereken nasihati ettim.” derim o zaman elbette Allah beni affeder; “Peki, ya sizler ne cevap vereceksiniz?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Deyimlerden yararlanılmıştır.

B) Birinci kişi ağzıyla anlatım vardır.
C) Karşılaştırmaya  yer verilmiştir.
D) İkilemeden faydalanılmıştır.
E)Niteleyici ögelere yer verilmiştir.

13. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin!

Yukarıdakileri ifade eden kişinin anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çinlilerle iyiilişkiler kuran insanların çok mutlu olacağı

B) Türklerin Çin malları yerine yerli malları tercih etmesi gerektiği
C) Türk milletinin Çinlilerle    ticaretten kazançlı çıktığı
D) Çinlilerin bilgili  ve cesur insanları   sevmediği
E) Türk milletinin   Çinlilerin entrikalarına karşı  dikkatli    olması gerektiği

14. Aşağıdakilerden hangisi Mehmet Kaplan’ın deneme türündeki eserlerinden biri değildir?
A) Tanpınar’ın Şiir Dünyası
B) Nesillerin Ruhu
C) Edebiyatımızın   İçinden
D) Kültür   ve Dil
E) Sevgi ve İlim

15. Deneme türüyle ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisi yanlıştır?
A) Montaigne deneme türünün dünya edebiyatındaki öncüsüdür.
B) Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin deneme türünde eserler vermişlerdir.
C) Deneme türü Servetifünun Dönemiyle birlikte gelişmeye başlamıştır.
D) Deneme türü Türk edebiyatına Tanzimat’tan  sonra girmiştir.
E) 1940’lı   yıllarda denemenin ilk usta  ismi olarak Ahmet Haşim öne çıkar.

16. (I) Düşünsel bir planla yazılır. (II) İleri sürülen sav ya da düşünceyi kanıtlamaya çalışır. (III) Nesnel bir anlatımla yazılır. (IV) Düşünce şiirsel, akıcı, samimi bir üslupla sunulur. (V) Konu yazarların izlenim ve görüşlerine dayandırılarak işlenir.
Numaralanmış cümlelerin hangisi “makale” ile “deneme”nin ortak özelliğidir?
A) I         B)II               C)III         D)IV         E)V

17. Aşağıdakilerden hangisi sadece deneme yazarı olarak tanınır?
A) Mehmet Kaplan
B) Mustafa Kutlu
C) Oğuz Atay
D) Nurullah Ataç
E) Orhan Pamuk

18. (I) Nietzsche “Ceza insanı eğitmez, sadece evcilleştirir.” der. (II) Çünkü suç işleme dürtüsü ya da kötülük sadece dışarıdan gelmez. (III) Suçun ya da kötülüğün kaynağı içimizdedir. (IV) Çünkü suçu anlatan bütün büyük romanların altında aslında bu soru vardır. (V) Tarih boyunca insanın insana, toplumun topluma, toplumun insana uyguladığı şiddeti gözden geçirecek olursak bunu daha iyi kavrarız.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A)I B)II          C)III         D)IV         E)V

19. Sevdiğim bir muharrir “aşk, ölümün gülümseyen yüzüdür.” der. Bu mesut cümleyi her hatırladığımda, onu kendim söylememiş olduğuma müteessir olurum. Çünkü bu iki mefhumdan birini, ötekini hatırlamadan hiçbir zaman düşünmedim hatta onlar benim için eş doğmuş mefhumlar değil, birbirini tamamlayıcı yegâne hakikatlerdir. İnsan zekâsının bu ikiz kanadı, hayat aynasında daima yan yana çırpınırlar. Büyüğe, bütüne, kemale ancak onlara eriştiğimiz, bu tecrübeleri nefsimize mal ettiğimiz zaman vasıl oluruz.
Bu parçada yazarın sözlerine bir alıntıyla başlamasının nedeni aşağıdakilerden hangisi olamaz?
A) Geniş bir kültür birikimi olduğunu göstermek
B) İleri sürdüğü görüşlerini inandırıcı kılmak
C) Kendi düşüncesini güçlendirmek/pekiştirmek
D) Söyleyeceklerini belirginleştirmek
E) Kendi  görüşünü ve düşüncesini desteklemek

20. Uzun sürdü güz. Ama ne güzeldi… Tatlı yağmurlar, ardından güneşli sonbaharlar, serin akşamüstüleri ( ) İnsanı şehirden alıp kırlara, parklara, bahçelere çağıran; devamlı yürüme, avare avare dolaşma arzusu uyandıran zamanlardır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi getirilebilir?

A) Nokta
B) Üç nokta
C) İki nokta
D) Ünlem
E) Soru işareti

edebiyatsultani.com

CEVAPLAR: 1.C, 2.E, 3.A, 4.C, 5.E, 6.A, 7.D, 8.C, 9.E, 10.E, 11.C, 12.D, 13.E, 14.A, 15.E, 16.A, 17.D, 18.D, 19.A, 20.B

12.sinif-turk-dili-ve-edebiyati-2.donem-2.yazili-soruları-b-grubu indir

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap