AHLAK
Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma… Kolay gibi gözükür ama kolay değildir bu. Birçok kimsenin “Ahlak… ahlak…” diye yasalar, kurallar uydurmaya çalışmaları da zaten bunun kolay olmaması yüzündendir. Size yapılmasını istemediğiniz işi siz de başkasına yapmayacaksınız, yani kendinizi onun yerine koyacaksınız, bencilliğinizden silkineceksiniz; sizin bir etiniz, kemiğiniz olduğu gibi onun da bir eti, kemiği olduğunu, onun da acılar duyabileceğini düşüneceksiniz. O kadar da değil. Sizin, size yapılmasını istemediğiniz birtakım şeyler var, siz de onları kimseye yapmıyorsunuz, yetmez ki bu. Belki o kişi kendisine başka şeylerin de yapılmasını istemiyor, sizin aldırmayacağınız bazı şeylere de sinirleniyor, kendinizi onun yerine koyacaksınız, o sinirlenmeyi anlayacaksınız, acısını hayal edeceksiniz, artık o kişiye o işleri de yapmayacaksınız.
Nurullah ATAÇ
1.Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
a) Metnin konusu nedir?
b) Metnin ana fikri nedir?
c) Yazar, “Size yapılmasını istemediğinizi siz de başkasına yapmayın.” sözüyle neyi anlatmak istemiştir?
2. “kılı kırk yarmak, “kendisini dev aynasında görmek”, “akıllara durgunluk vermek” deyimlerini cümle içinde kullanınız.
3. “Sürüden ayrılanı kurt kapar.” atasözü ile ne anlatılmak istenmiştir?
A) Birlik ve beraberlik
B) Doğruluk
C) Güvenirlik
D) Dostluk
4. Aşağıda verilen deyimleri eşleştiriniz. Numaraları yay ayraç içine yazınız.
I. Ağzını aramak | ( ) Önem vermemek, küçümsemek, beğenmemek |
II. Gözden çıkarmak | ( ) Yiyecek giderlerini kısarak para biriktirmek |
III. Dile dolanmak | ( ) Kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi farkında olmadan yararsız duruma getirmek, kendi eliyle yok etmek |
IV. Ekmeğinden olmak | ( ) Bir şeyi veya konuyu sık sık tekrar etmek |
V. Dişinden tırnağından artırmak | ( ) Konuşturarak düşüncesini öğrenmeye çalışmak |
VI. Ayağına bağ olmak | ( ) Çok şaşırıp ne yapacağını bilememek, sesini çıkaramaz olmak |
VII. Bindiği dalı kesmek | ( ) Geçimini sağlayan işinden zorunlu olarak ayrılmak |
VIII. Kulağına çalınmak | ( ) Bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek |
IX. Burun kıvırmak | ( ) Birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesine engel olmak |
( ) Başkasına söylenirken kendisi de duymuş olmak |
5. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi birikim yapmayı öğütlemektedir?
A) Ayağını yorganına göre uzat.
B) Damlaya damlaya göl olur.
C) Şahin sinek avlamaz.
D) Bugünün işini yarına bırakma.
6. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözlerden hangisi deyim olarak kullanılmamıştır?
A) Oğlunu yola getirmek için çok uğraştı.
B) Haylaz arkadaşları, çocuğu yoldan çıkardı.
C) Mehmet doğruları söyleyerek olayın çözümüne katkıda bulundu.
D) Bir yolunu bulup o arabayı almalıyım.
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçiş ve bağlantı ifadesine yer verilmemiştir?
A) Biraz üşürüm ama sonunda yüz altın sahibi olurum.
B) Sonuçta iddiayı kazandığını fakat komşusunun parasını vermediğinden yakınmış.
C) Eninde sonunda bu kazanlar ısınır, kazanların içindekiler pişer; yalnız biraz sabırlı olmak gerekir.
D) Yargıç dayanamamış, yanına birkaç kişi alarak avluya çıkmış.
Yoksul kadınla genç bir oğlu varmış. Bunlar, kulübeye benzeyen evlerinde birlikte yaşıyorlarmış. Bu yoksul ailenin bir de varlıklı komşuları varmış. Zengin komşu varlığıyla kibirlenir, komşularının yoksulluğu ile alay edermiş. Onları kendisine hizmet edecek, eğlendirecek basit insanlar olarak görürmüş. Soğuk bir kış günü delikanlıya bir öneride bulunmuş:
— Sende kırk para yok. Bende ise istemediğin kadar para var. Paraya çok gereksinim duyduğunuzu biliyorum. Benim canımsa biraz eğlenmek istiyor. Eğer dediğimi yaparsan sana çok para veririm.
Yoksul genç sevinmiş bu öneriye:
— Ne yapmamı istiyorsun, demiş.
Adam:
— Eğer şu göle girer ve sabaha kadar orada kalırsan sana tam yüz altın veririm.
Yoksul genç; “Biraz üşürüm ama sonunda yüz altın sahibi olurum, Annem de rahat eder, ben de.” diye düşünmüş. Havanın ayazına, gölün dondurucu soğuğuna aldırmamış, titreye titreye göle girmiş.
Annesi, gün boyu oğlunu evde boş yere beklemiş. Hava kararınca iyice meraklanmış. Eline bir meşale alıp onu aramaya başlamış. Göl kıyısına gitmiş.
Bir de bakmış ki oğlu gölün ortasında öylece duruyor.
— Ne oldu oğlum, demiş. Niçin gölde bekliyorsun?
Çocuk olanları anlatmış annesine.
8. Yukarıdaki metinde belirtme hâl eki alan sözcüklerin altını çiziniz.
9. Yukarıdaki metnin birinci paragrafından iyelik eki almış beş sözcüğü yazınız.
10.Adam, yoksul delikanlıya ne yaparsa yüz altın vereceğini söylemiş?
11. Yukarıdaki metinden basit, türemiş ve birleşik sözcüklere ikişer örnek yazınız.
Basit:
Türemiş:
Birleşik:
12. “Dünya kötülük yapanların yüzünden değil, hiçbir şey yapmayıp seyredenlerin yüzünden tehlikelidir.” sözünden yararlanarak yardımlaşma temalı bir kompozisyon yazınız.
CEVAPLAR:
1.a) Metnin konusu saygıdır.
b) Metinde “Size yapılmasını istemediğiniz şeyleri siz de başkasına yapmamalısınız.” ana fikri işlenmiştir.
c) İnsanların empati yapmaları gerektiğini anlatmaya çalışmaktadır.
2. Hayatımda onun kadar kılı kırk yaranbir adam görmedim.
Kendini dev aynasında görenlerden hoşlanmam.
Dün gece bizim mahallede akıllara durgunluk verenbir olay yaşandı.
3.A
4.
I. Ağzını aramak | ( IX ) Önem vermemek, küçümsemek, beğenmemek |
II. Gözden çıkarmak | ( V ) Yiyecek giderlerini kısarak para biriktirmek |
III. Dile dolanmak | ( VII ) Kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi farkında olmadan yararsız duruma getirmek, kendi eliyle yok etmek |
IV. Ekmeğinden olmak | ( III ) Bir şeyi veya konuyu sık sık tekrar etmek |
V. Dişinden tırnağından artırmak | ( I ) Konuşturarak düşüncesini öğrenmeye çalışmak |
VI. Ayağına bağ olmak | ( ) Çok şaşırıp ne yapacağını bilememek, sesini çıkaramaz olmak |
VII. Bindiği dalı kesmek | ( IV ) Geçimini sağlayan işinden zorunlu olarak ayrılmak |
VIII. Kulağına çalınmak | ( II ) Bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek |
IX. Burun kıvırmak | ( VI ) Birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesine engel olmak |
( VIII ) Başkasına söylenirken kendisi de duymuş olmak |
5. B
6. C
7. D
Yoksul kadınla genç bir oğlu varmış. Bunlar, kulübeye benzeyen evlerinde birlikte yaşıyorlarmış. Bu yoksul ailenin bir de varlıklı komşuları varmış. Zengin komşu varlığıyla kibirlenir, komşularının yoksulluğu ile alay edermiş. Onları kendisine hizmet edecek, eğlendirecek basit insanlar olarak görürmüş. Soğuk bir kış günü delikanlıya bir öneride bulunmuş:
— Sende kırk para yok. Bende ise istemediğin kadar para var. Paraya çok gereksinim duyduğunuzu biliyorum. Benim canımsa biraz eğlenmek istiyor. Eğer dediğimi yaparsan sana çok para veririm.
Yoksul genç sevinmiş bu öneriye:
— Ne yapmamı istiyorsun, demiş.
Adam:
— Eğer şu göle girer ve sabaha kadar orada kalırsan sana tam yüz altın veririm.
Yoksul genç; “Biraz üşürüm ama sonunda yüz altın sahibi olurum, Annem de rahat eder, ben de.” diye düşünmüş. Havanın ayazına, gölün dondurucu soğuğuna aldırmamış, titreye titreye göle girmiş.
Annesi, gün boyu oğlunu evde boş yere beklemiş. Hava kararınca iyice meraklanmış. Eline bir meşale alıp onu aramaya başlamış. Göl kıyısına gitmiş.
Bir de bakmış ki oğlu gölün ortasında öylece duruyor.
— Ne oldu oğlum, demiş. Niçin gölde bekliyorsun?
Çocuk olanları anlatmış annesine.
9. oğlu
evlerinde
komşuları
yoksulluğu
kendisine
10. Göle girip sabaha kadar orada kalmasına karşılık
11. Basit: meşale, göl
Türemiş: yoksul, soğuğuna
Birleşik: biraz, delikanlı
Bilgisayar, telefon veya tablete yüklemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız.
6.sinif turkce 1.donem 2.yazili sorulari e grubu İNDİR.