Yazılı Soruları Editörün Seçtikleri

8.SINIF TÜRKÇE 2.DÖNEM 2.YAZILI D GRUBU

8.SINIF TÜRKÇE 2.DÖNEM 2.YAZILI D GRUBU SORULARI

1. I.yol: dünya gözüyle
II.yol: dünyaya getirmek
III.yol: dünyadan göçmek
IV.yol: dünyaya gelmek
Bir tavşanın havuçlara ulaşabilmesi için “dünyaya gözlerini kapamak” deyiminin zıt anlamlı olduğu yolu kullanması gerekmektedir. Buna göre  tavşan numaralanmış yollardan hangisini kullanmalıdır?
A) I.     B) II.     C) III.    D) IV.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açıklamasıyla birlikte kullanılmamıştır?
A) Baltayı taşa vurmuş, farkında olmadan arkadaşımı incitmiştim.
B) Her şeyi abartarak anlatıyor, bire bin katmadan düşüncelerini anlatmıyor.
C) Hırsızlar evde değerli, dişe dokunur bir şey bulamamış.
D) Top oynarken camı kırdığımızı öğrenince küplere bindi.

3. Aşağıdakilerden hangisinde “tutturmak” sözcüğü, “Bir memleket havası tutturdum.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Neşesi yerine gelince güzel bir türkü tutturdu.
B) Çocuk, babamın yanına gideceğim, diye tutturdu.
C) Annesi, çantanın bir kenarından da ona tutturdu.
D) Hayata dair hedeflerini bir bir tutturdu.

4. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde mecazlı anlatım yoktur?
A) Damlaya damlaya göl olur.
B) Bin bilsen de bir bilene danış.
C) Ayağını yorganına göre uzat.
D) Ak akçe kara gün içindir.

5. I. Ağaç yaprağıyla gürler.
II. Yalnız taş duvar olmaz.
III. Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
IV. Danışan, dağı aşmış; danışmayan, düz yolda şaşmış.
Yukarıdaki atasözlerinden konularına göre üçlü bir grup oluşturulursa hangisi grubun dışında kalır?
A) I.       B)II.       C) III.       D) IV.

6. “Kişilikli, iyi insanlarla arkadaş olmak, kişiye yarar sağlar. Kötü insanlarla arkadaşlık ise kişiye sadece dert verir.” anlamına gelen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Huylu huyundan vazgeçmez.
B) Bülbülle konuşan güle, kargayla konuşan küllüğe
C) Deveciyle konuşan kapısını büyük açar.
D) Kendine acımayan başkasına da acımaz.

7. Doğal yaşamı desteklemeyi amaç edinen dernek, kurduğu “Ekolojik Pazar”da doğaya ve insana zararlı olduğu bilinen naylon torbaların kullanılmasına bugünden itibaren izin vermeyecek. Bunun için kese kağıdı kullanımını kısa bir dönem serbest bırakacak; ancak ileride tamamen bez torbaya geçilmesini sağlayacak.
Bu paragrafta aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır?
A) Ekolojik pazarlar nasıl yaygınlaşacak?
B) Doğal yaşamı korumak için neler yapılmalıdır?
C) Naylon torbanın insana ve doğaya verdiği zararlar nelerdir?
D) Doğal ürünlerle beslenmek insan sağlığını nasıl etkiler?

8. İstese de çok uzağa gidemiyor insan kendisinden. Hangi rüzgara tutunsa kendine savruluyor. Hangi denize açılsa yine kendi kıyılarında buluyor kendini…
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsan ne yaparsa yapsın, kendi gerçeğinden kaçamaz.
B) İnsanın kendini tanıması, farklı deneyimler yaşamasına bağlıdır.
C) İnsanın mutluluğu kendi özelliklerini keşfetmesinden geçer.
D) İnsanın iç dünyası gezip gördüğü yerlerle zenginleşir.

9. İşte size oradan yazıyorum. Kapım ardına kadar açık, etraf günlük güneşlik. Işık içinde pırıl pırıl, güzel bir çam korusu karşımda, yamacın eteklerine uzanıyor… Ufukta Alplerin zarif tepeleri beliriyor… Çıt yok… Ancak, uzaktan uzağa bir kaval sesi, lavanta çiçekleri arasından bir kuşun ötüşü, yoldan da bir katır çıngırağı… Bütün bu güzel manzara, ancak ışıkla can buluyor.
Yazar, bu metnin anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurmuştur?
A) Öne sürdüğü düşünceyi başkalarının görüşleriyle desteklemeye
B) Nesneleri karşılaştırarak metni etkileyici kılmaya
C) Bir kavramı eksiksiz olarak açıklamaya
D) Anlatılanları okuyucunun zihninde canlandırmaya

10. Oktay Çetinkaya, geçimini çöplerden kâğıt toplayarak sağlıyordu. Bir gün çöpte bulduğu Dostoyevski kitaplarını satmak yerine okumayı tercih etti. Bu olay, onun için dönüm noktası oldu. Okuduğu kitaplar onu derinden etkiledi ve çöpte bulduğu her kitabı okuyup saklamaya başladı. Zamanla o kadar çok kitap biriktirdi ki kâğıt toplamayı bırakıp Beyoğlu’nda bir kitabevi açtı. Burası, yedi yılda kitapseverlerin ve araştırmacıların uğrak yeri oldu.
Bu metne göre Oktay Çetinkaya yaşadıklarını aşağıdakilerin hangisiyle anlatabilir?
A) Bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.
B) Mutlu olmak ve sıkıntılarımdan kurtulmak için kitaplara koştum.
C) Bazı kitapları tat almak, bazılarını ise bilgilenmek için okudum.
D) Bütün birikimimi kitap almak için kullandım.

11. Herhangi bir resimden söz eden bir yazıyı okuduktan sonra, siz gene de bu resmin kendisini okumaya çalışın. Kuşkusuz, bu okuma sizden çok özel bir çaba ister. Ancak bu çabanın sonunda yepyeni bir dünya keşfedeceğinizi unutmayın. Biz yazarların sözcükleri bir pusula işlevi görür, o kadar…
Yazarın vermek istediği mesaj dikkate alındığında bu parça, aşağıdakilerin hangisiyle devam ettirilmelidir?
A) Ressamların çizgileri ve renkleri ise bu dünyanın içinde başka dünyaların var olduğunu gösterir.
B) Resim sanatının her şeyden önce bir renk sanatı olduğuna inanan ressam, nasıl olup da bu denli az renkle yetinebilir.
C) Ressamın nesnelere olan düşkünlüğü, renk yoğunluğuna ulaşmak istemesinden kaynaklanır.
D) Birçok kez yazdım, bana göre resimde zaman ögesi yoktur.

12. Genç bir yazarın, sevdiği yazarları seçmesinin her zaman önemli bir adım olduğuna kuşku yok. Sonunda yazı yolunun üstündeki her dönemeçte bir yazarla karşılaşır genç yazar ve sevdiği yazarların niteliği, gideceği yolun ucunun baştan görülmesini sağlar…
Paragrafın anlam bütünlüğü dikkate alındığında, üç nokta ile belirtilen yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bu seçimi yapabilme yeteneği, onun kendine özgü bir okuma biçimi edindiğini, dolayısıyla kendine özgü bir yazının izini sürmeye başladığını gösterir.
B) “İyi ki çok okudum.” diyebilmenin yazarlar için ne denli ayırt edici bir özellik olduğunu genç yazarlar daha iyi değerlendirir.
C) Öykü dünyasının nasıl kurgulanması gerektiğine ilişkin başka derse gereksinimi kalmayacak şekilde onu kendi içlerine çekecektir bu eserler.
D) Ancak okurlar istediğinde, sevdikleri yazarları dile getirmekten kaçınmak bir yana, sıraya bile koyarak açıklarlar.

13. Soba gürül gürül yanıyordu. Odam iyice ısınmıştı. Kedi her zamanki gibi köşesinde, mışıl mışıl uyuyordu ama benim gözüme uyku girmiyordu. Çünkü kuş onun kafasın¬dan benim kafama, benim kafamdan onun kafasına konup duruyordu. Uzun bir süre kuşun kanat seslerine, kedinin mırıltısına kulak kesildim.
Yazar, bu metinde anlatımı kuvvetlendirmek için aşağıdaki dil ve anlatım özelliklerinin hangisinden yararlanmıştır?
A) Olağanüstü ögelerden
B) Kişileştirmelerden
C) Eksiltili cümlelerden
D) Deyimlerden

14. Aşağıdakilerden hangisi bir ‘‘düşünce yazısı”dır?
A) Kuzuyu kâtibe verdim, kâtip bana yazı verdi… Yazıyı ozana verdim, ozan bana sazı verdi… Kimseye vermem bu sazı, ben çalarım bazı bazı, dinle benden, ince telden, söyleşelim tatlı dilden…

B) Tüm vazgeçişlerime rağmen defterden vazgeçebilir miyim? Asla… Öyle bilgisayar delisi değilim ben. El yazısı, karalamalar, satırların üstüne çizmenin zevki… Bilgisayara değişilir mi bunlar?

C) Sokak lambaları gün boyu yanıyor, yine de insanlar sisten birbirlerine çarpıyordu. Fayton beygirlerinin çıngırakları, insan ve nal sesleri, bu sisli havada boğuk boğuk duyuluyordu. Hafta haftayı izliyor, hava hiç değişmiyordu.

D) Birkaç ay içinde büyük bir ilerleme göstermişti. Tüm derslerde durumunu epeyce düzeltmişti. “Bu çocuk bu sınıfı üç sene okusa yine başaramaz!” diyenler şaşıp kalıyorlardı.
O sene Osman takdir alarak sınıfı geçti.

15. Kaz Dağı’nın Adalar Denizi’ne bakan yamaçlarından birindeki bir yörük obasına gidip dört beş gün kalacaktım. Edremit pazarına çıra ve bal satmaya geldiği zamanlar ahbap olduğum ve devlet kapısında birkaç ufak işine yardım ettiğim uzun boylu, aksakallı bir yörük beni davet etmiş: “Çadırda yatmayı gözün tutarsa buyur! Taze bal yersin, kana kana acı su içersin!” demişti.
Yukarıdaki parçada kaç tane fiilimsi kullanılmıştır?
A) 4      B) 5     C) 6      D) 7

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir fiilimsi kullanılmıştır?
A)Ben ona, bir daha kasabaya indiği zaman yanına katılıp geleceğimi söylediğim halde, sıcak, rüzgârsız bir günün sabahında düzülmüştüm.
B) Yerini aşağı yukarı bildiğim obaya, uğradığım köylerde, öğleye kadar varacağımı umuyordum.
C) Arkamdan yükselen güneş, deniz tarafından yüzüme doğru esen hafif, fakat serin bir bahar rüzgârı, kasabadan uzaklaştığımı hatırlatıyordu.
D) Tarla kuşlarıyla serçeler, ötüşe ötüşe ağaçtan ağaca sıçrıyor, güneşin vurduğu yerlerden dalgalı bir buğu yükseliyordu.

17. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir eylemsi ismi niteleme göreviyle kullanılmıştır?
A) Kaz Dağı’nın eteklerindeki Zeytinli köyünün, bahçesi salkım söğütlerle gölgelenmiş havuzlu kahvesinde bir çay içip, Yüksekoba’nın yolunu sordum.
B) Kahveci: “Hiç oraya varmadım ama bildiğime göre, Beyobası’nı geçtikten sonra Kızılkeçili Deresi boyunca dağa vuracaksın; patlakların yanına gelince soldaki bayıra tırmanıp yaylada bir kurşun atımı gideceksin!” dedi.
C) Ne Beyobası’ndan, ne de patlaklardan haberim olmadığı için adamcağızın yüzüne garip garip bakmış olmalıyım ki, güldü ve ilave etti:
D)Yüzünü bana dönünce, bu yörük karısının henüz on sekiz yirmi yaşlarında bir kız olduğunu fark edip şaştım.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ögelerine yanlış ayrılmıştır?
A) O /daima birkaç adım önde, ben arkasından yetişmeye çalışarak /yola koyulduk.
B) Kahveci /gülümseyerek /arkamızdan /bakıyordu.
C) Başındaki ince, oyalı yazmanın altında küçük bir bal kutusu gibi kabaran altınlı fesi,/ her adımda/ hafifçe /titriyor;/ uzun boyu, /heybenin ağırlığı ile /öne /eğiliyordu.
D) Hiçbir şey konuşmadan /bir saat kadar/ yürüdük.

19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ara sözün görevi diğerlerinden farklıdır?
A) Melehat’ı , yıllardır görmediğim arkadaşımı, çok özlemiştim.
B) Nuriye Hanım’ın doğduğu şehri, Sakarya’yı, daha önce görmüş müydün?
C) Çocukluğumun geçtiği şehirde, Muğla’da, geçen gün bir deprem olmuş.
D) Zekeriya eniştemin dayısını, Sinan’ı, geçen sene kaybettik.

20. Aşağıdaki cümlelerin hangisi yapısı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Birkaç meyve ağacının arasına serpilmiş beş on evden ibaret Beyobası’nı, biraz sonra da, ulu bir çınarın gölgesinde yıkılıp dağılmaya bırakılmış boş bir su değirmenini geçtik.
B) Artık zeytinler bitmiş, çam ormanları başlamıştı.
C) Gün ışığı vurmayan, gölgeli, loş bir boğaza iniyorduk.
D) Karşımızda alabildiğine dik bir dağ yükselirken onun henüz gözümüzden saklı bulunan eteklerinden doğru, coşkun akan bir derenin uğultusu geliyordu.

21. “İki sırtın birleştiği dar boğazda kayadan kayaya atlayarak köpüren sular, kulakları dolduran büyük bir gürültü çıkarıyorlardı.”
Yukarıdaki cümleyle anlamına, yüklemine, yükleminin yerine ve yapısına göre özdeş cümle aşağıdakilerin hangisidir?
A) Suyun kenarındaki dar yolda, çok kere taştan taşa atlayarak, yürümeye başladık.
B) Kah derenin kıyısına kadar iniyor, kah tekrar sırta tırmanarak beyaz köpüklü çağlayanlara yüksekten bakıyorduk.
C) İki yanda dimdik yükselen kayaların yarıkları arasından fırlayan kocaman çam ağaçları, yan yatmış bir haldeydi.
D) Güçlük çekiyordum suların yalayıp parlattığı taşlarda çıplak ayaklarıyla seken Hacer’e yetişmek için.

22. Dağdan yuvarlanıp derenin yolunu kapayan ev büyüklüğünde kayalar, yahut bir kayanın beri tarafındaki yumuşak toprağı oyan sular, dere boyunca yer yer büyük ve derin havuzlar meydana getirmişlerdi. Bir kararda durmayan aynalarına etraflarındaki iri çam veya çınar ağaçlarının gölgesi vuran ve suları içlerine çok kere birkaç adam boyu yüksekliğinde bir kayadan köpük köpük dökülen bu havuzlara her rastlayışımızda önümdeki kız başını çevirmeden:“Buna Deli Büvet derler!” dedi.
Yukarıdaki paragrafla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Kurallı cümle ikiden fazladır.
B) Fiil cümleleri vardır.
C) Zarf fiil vardır.
D) Olumlu cümleler vardır.

23. Aşağıdaki cümlelerden hangisi çatısı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A)Boğazın biraz genişlediği bir yere yaklaştığımız zaman, kulaklarımı müthiş bir gürültü doldurmaya başladı.
B) İki iki buçuk metre çapında bir borudan fırlıyormuş gibi bol ve coşkun akan sular, bembeyaz bir kayaya varınca birdenbire boşlukla karşılaşıyorlar, bir an, bir küçük an sanki duralıyorlardı.
C) Çalkalana çalkalana sağa kıvrılıp, beyaz taşlar üzerinde sekerek, yollarına devam ediyorlardı.
D) Kenara kadar sokulup aşağıya bakınca insanın yüzünü serin bir buğu sarıyor.

24. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde sözde özne kullanılmıştır?
A) Ardı arası kesilmeyen bir gök gürültüsü iki yanda yükselen kayalık dağlarda uğultulu akisler bırakıyordu.
B) Bir kenarda çömelip gözlerini bir bana, bir Sutüven’e çeviren kız, heybesini tekrar sırtlandı.
C) Dere boyunca, iki dağın gittikçe sıkışan yamaçları arasında, yeniden çıkılmaya başlandı.
D) Bu hikaye daha önce de anlatılmıştı.

25. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Bu ürünlerin büyük bir kısmı yurt dışına ihraç ediliyor.
B) Fıstık çamı ülkemizin hangi bölgesinde yetişmektedir?
C) Farz edin ki ben, deli divane bir milyonerim.
D) Hasan, vapurda oyalandı, gırıl gırıl işleyen vinçlere, kurutulacak çamaşırlar gibi iplere asıl sandallara, vardiya değiştirilirken çalınan kampanaya bakarak çok eğlendi.

CEVAPLAR:  1.D, 2.D, 3.A, 4.B, 5.D, 6.B, 7.B, 8.A, 9.D, 10.A, 11.A, 12.A, 13.D, 14.B, 15.D, 16.D, 17.A, 18.A, 19.C, 20.B, 21.A, 22.A, 23.D, 24.D, 25.A

8sinif2donem2yaziliDgrubu‘nu indir.

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap