Yazılı Soruları

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1.Dönem 2.Yazılı Soruları F Grubu

1.Aşağıdaki metinlerde hangi bilim dallarından yararlanıldığını yanlarındaki kutucuklara örnekteki gibi yazınız.(3×4= 12 puan)

Bir rasyonalist filozof, kesin bilgiyi ancak kendimizi bilmede bulabileceğimiz görüşünü öne sürüyor. Bunu söylerken ”doğuştan düşünceler” öğretisini de ortaya koyuyor. Düşüncelerini önermeleriyle kanıtlıyor 

Felsefe

Bugün pazardı. Hüseyin Arif bir gün evvelki gazeteyi aldı. Tekrar okumaya başladı. Çanakkale’ye karadan ve denizden hücum ediliyordu. Kumkale’ye, Anafarta’ya çıkan İngiliz, Fransız askerleri ilerliyordu. 

 

 

Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuş, alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemişti. 
Odadan gündüz ışığıyla bana ait her şey çekiliyor: Evime ait hatıralar, kalabalıklar, sevdiklerimin sesleri, hayatımın parçaları, gürültüler, her şey uzaklaşıyor. İçimde bir boşluk… Koyu bir yalnızlık… 

( 2. ve 3. soruları aşağıdaki metne göre cevaplandırınız.)
BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK
Yazı devriminden sonra(1928), Atatürk’ün kara tahta başındaki resmi görülünce ona “başöğretmen” denilmeye başlanmıştı.
Aslında, adlandırmada geç kalınmıştı.
Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra, bir İstanbul gazetecisi kendisine şöyle bir soru yöneltmişti:
__Yurdu kurtardınız. Şimdi ne yapmak isterdiniz?
Hiç duraklamadan şu cevabı vermişti:
__Milli Eğitim Bakanı olarak Türk kültürünü yükseltmeye çalışmak, en büyük amacımdır.
Ondan sonra Atatürk nerede görünse, mutlaka orada bir okula girer, öğretmen ve öğrencilerle konuşurdu.
Bir gün Atatürk’ün yolu bir köy okuluna düştü. Tek sınıflı okulda bir genç öğretmen ders veriyordu.
Atatürk sınıfa girince öğretmen kürsüsünü terk etti.
Atatürk:”Hayır, yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz.” dedi. “Eğer izin verirseniz biz de sizden faydalanmak isteriz. Sınıfa girdiği zaman, Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir.”

2. Dil ve anlatım özellikleri dikkate alındığında yukarıdaki metnin hangi yazı türünün örneği olduğu söylenebilir? (12 puan)
3. Bu metnin teması nedir? (12 puan)

(4. , 5. ve 6. soruları aşağıdaki metne göre cevaplandırınız.)

                                                                                              FALAKA

Her sabah Çarşı Camii’nin arkasındaki harap zaptiye ahırlarının önünden, bir serçe sürüsü gibi cıvıldayarak geçerdik. Mektep biraz daha ileride, alçak duvarlı, oldukça geniş bir avlunun ortasında idi. Tek kattı, etrafında yükselen büyük kestane ağaçlarının birbirine karışmış koyu gölgeleri, bütün çatısını kaplardı. Biz daha avlunun kapısından girmeden Hoca Efendi’nin bulunup bulunmadığını, şöyle bir bakar, anlardık:

“Abdurrahman Çelebi gelmiş mi be?”

“Gelmiş, gelmiş…”

Abdurrahman Çelebi, Hoca Efendi’nin ihtiyar eşeğiydi. Siyah, huysuz, inatçı bir hayvan… Her sabah bizim gibi erkenden mektebe gelir, akşama kadar kalır; evlerimizden nöbetle getirdiğimiz kucak kucak otları, yazsa ağaçların, kışsa sol taraftaki abdestlik sundurması altında yavaş yavaş yerdi. Ona su vermek, onu tımar etmek mektepte bir imtiyazdı. Hoca Efendi’ye kim yaranırsa bu mükafatı kazanırdı. Mektebin kapısına dar, taş bir merdivenle çıkılırdı. İçeri girilince ta karşıya Hoca Efendi’nin rahlesi gelirdi. Rahlenin önünde top yavrusu, müthiş, tuhaf bir tüfek gibi, siyah kayışlı, ağır falaka asılı dururdu. Hepimiz kırk çocuktuk. Kızları birkaç ay evvel bizden ayırarak başka yere kaldırmışlardı. Sınıf taksimi filan yoktu. Elifbe’yi, Amme’yi her şeyi bir ağızdan okuyor, rakamları bir ağızdan sayıyor, bir ağızdan ilâhi söylüyorduk. Bütün derslerimiz yeknesak umumi bir bestenin, manalarını asla anlamadığımız güfteleriydi. Hoca Efendi, ak sakallı, uzun boylu, bağırtkan bir ihtiyardı. Yaz, kış, daima cübbesiz, abdest almaya hazırlanmış gibi kolları paçaları çıplak, sıvalı, yerinde otururdu. Öğleden sonra Çarşı Camii’ni süpürmeye gidip hiç gelmeyen kalfa daha gençti. Müezzinlik de yapıyordu. Bize şeker, leblebi, keçiboynuzu, hünnap, iğde vesaire satardı.
(Ömer SEYFETTİN)
4.“Falaka” adlı hikâyede olayların yaşandığı mekân ve hikaye kişileri hakkında ipucu veren birer cümle yazınız.
Mekanla ilgili cümle (8 puan) :
Kişiler ile ilgili cümle ( 8 puan) :

5. A) Yazdığınız cümlelerde hangi anlatım tekniğine başvurulmuştur? (12 puan)
B) 
Yazarın bu anlatım tekniğini kullanmaktaki amacı nedir? (12 puan)
6. Metinde altı çizili sözcüklerin anlamını metnin bağlamından hareketle tespit ederek  bu sözcükleri başka bir cümlede kullanınız. (Sözcüklerin anlamını tespit edebilme 6 + 6=12 puan, sözcükleri cümle içinde kullanabilme 6+6=12 puan)

9.sinif turk dili ve edebiyati 1.donem 2.yazili sorulari F grubu İNDİR.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap