Romanın başkahramanı Prof. Peter Kien, kütüphanesinde 25 bin kitabıyla yaşamakta olan, kendisine kalan mirastan dolayı geçim sıkıntısı olmayan bir kişidir. Bir kitap tutkunu için belki özenilecek bir hayattır; ancak kahramanımız için bir hapishane hayatından farksızdır. Kahramanımızın eşi dostu yoktur, tek bir akrabası olan kardeşi ile bile görüşmemektedir.
Profersör, insanlarla ilişki kurmaz, ilişki kurmak zorunda kalırsa onları küçümseyerek, tepeden bakan ite kaka bir bakış açısıyla davranır. Sokağa bile çıkmak istemez, sokağa çıkmak zorunda kalırsa sabahın erken saatlerinde sadece yeni almak istediği kitaplara bakmak için çıkar.
Profesörün insanlardan uzak durmasının ve toplumdan soyutlanmasının en önemli nedeni, kendisini çok büyük bir insan olarak görmesi ve başka insanları değersiz ve küçük insanlar olarak görmesidir. İnsanları cahil ve küçük gördüğü gibi kadınlara karşı da iyi duygular beslememektedir. Ancak günlük işlerini yaptırmak için de kadınlara ihtiyaç vardır.
Profesörün Therese adında bir hizmetçisi vardır. Bu kadın Profesörün hizmetlerini çok güzel bir şekilde yapmaktadır. Hizmetçi, çok cahil ve açgözlü bir kadındır. Therese, orta yaşı geçmiş bir kadındır. Tek amacı geleceğini garantiye almaktır.
Profesörün en büyük endişesi; öldükten sonra kütüphanesinin dağılacağı ve kitaplarının başına bir şey geleceği düşüncesidir. Profesör gelecekte Therese’nin kitaplarına çok iyi bakacağını düşünerek kendisinden yaşça büyük olan bu kadınla evlenir.
Ancak bu evlilik profesörün felaketi olur. Therese, evde tam olarak hakimiyeti ele geçirmiştir, evin hanımefendisi olmuştur. Profesör, evinin dörtte üçünü eşine bırakmak zorunda kalır. Therese’ye karşı da tek yapabileceği ‘’körleşme’’ olmuştur.
Körlük, aynı ortamda beraberlikleri düşünülemeyen yaratıkların yan yana bulunmalarına imkan sağlayan bir yöntemdir. Profesör bundan böyle “körleşme” yöntemini kullanacaktır. Ancak bu yöntem profesörün karısı tarafından kapının önüne konmasını da engellemeyecektir.
Bundan sonra profesörün, küçük gördüğü cahil insanların elinde nasıl oyuncak haline gelerek çaresiz bir duruma düştüğünü ve kullanıldığını acı bir şekilde görmekteyiz. Halk arasında ‘’körleşme’’ yönteminin işe yaramadığı açıkça görülmektedir. Profesör, tüm servetini ve saygınlığını kaybetmiştir.
Neyse ki; profesör’ün kardeşi Georges olaya el koymuştur. Profesör’ün kardeşi sosyal, insanlarla ve kadınlarla çok iyi geçinen bir kişidir. İnsanlar tarafından sevilen bir insandır. Olaya el atarak kardeşini bu aç gözlü kadından kurtarır. Profesörü evine ve kitaplarına tekrar kavuşturur.
DEĞERLENDİRME: Yazar Elias Canetti’in Körleşme isimli eserinde toplumsal katmanlardaki yaşam farklılıklarının acı sonuçlarını görebilmekteyiz.