Kaybetme korkusu her insanın zaman zaman yaşadığı psikolojik bir gerçekliktir. Sahibi olduğumuz şeylerin bir gün elimizden gideceğini düşünmek bizleri rahatsız eder. Belirli bir kıvamdaki kaybetme korkusu insanlar için gerekli hatta faydalı bir duygudur. Ancak gereğinden fazla olan ve takıntıya dönüşen kaybetme korkusu ruh sağlığımız için zararlıdır.
Anne babasını bir gün kaybedeceğini düşünen insanlar, evinin, arabasının, tüm varlığının bir gün elinden çıkabileceğini düşünenler hatta sevgilisini kaybedeceğini düşünen insanlar toplumumuzda sanıldığından da fazladır.
Kaybetme korkusunun sebeplerini araştırdığımızda genelde bu korkuların bireylerin çocukluk yıllarında yaşamış oldukları travmalardan kaynaklandığını görmek zor değildir.
Kaybetme korkusu önemli ve üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur. Ancak bizim burada üzerinde durmak istediğimiz kaybetme korkusu psikolojik bir kavram olan kaybetme korkusu değildir. Biz kaybetme korkusunun eğitsel yönüne parmak basmak istiyoruz.
Sportif faaliyetlerde “Kaybetmek de kazanmak kadar değerlidir.” derler ya gerçekten öyle olmalıdır. Bu söz lafta kalacak bir söz değildir. Çünkü kaybetmek sebebiyle kazandığımız tecrübe, yerine göre kazanmaktan dolayı duyduğumuz kısa ve geçici hazdan daha faydalıdır.
Okullarda yapılan sosyal ve sportif faaliyetlerde kazanmaya odaklanmış; kaybettikten sonra krize giren öğrencileri fazlasıyla görüyoruz. Anne babaların da kaybeden çocuklarına fazla tahammül etmediklerini biliyoruz.
Oysa kaybetmenin de kazanmak kadar doğal bir sonuç olduğunu içselleştirememiş genç kuşaklar için kaybetmek her zaman yıkım sebebidir. Gençlerimizin yetişkinlik çağlarında verimli bir yaşam sürebilmeleri için kaybetme korkusunu yenmeleri gerekmektedir.
Kaybetme korkusu girişimciliğin de önündeki en büyük engeldir. Çünkü kaybetme korkusu ile yetişmiş gençler hayat boyu çekingen bir tavır sergileyerek atılım yapma cesaretini gösteremezler.
Oysa kaybetme korkusunu bir şekilde yenme imkanına sahip insanlar girişimci davranırlar. Girişimci davranabilmek için risk almak ve kaybetmeye baştan razı olmak gerekmektedir. Yapacağı işlerde belirli miktarda maddi kaynakları gözden çıkarmayan insan teşebbüse geçmeye cesaret edemez.
Dikkatle gözlemlediğimizde geçmişinde fazlaca kaybeden insanların amiyane tabirle “sıfırı tüketmiş” insanların hiç kaybetmemiş insanlara göre daha cesaretli davrandıklarını görebiliyoruz.
Bundan dolayı gençlerimize kaybetmenin de kazanmak kadar hatta kazanmaktan daha değerli olduğunu öğretmeliyiz; kaybetme korkusunun yersiz bir korku olduğunu, kaybetmenin kazanmanın anahtarı olduğu mesajını verebilmeliyiz.
Çok iyi bir kompozisyon olmuş teşekkür ederim
Kaybetme korkusu insana hayatı zehir edebilir
Kaybetme korkusunu nasıl yenebilileceğimizi öğreten güzel bir yazı olmuş ve bu güzel yazı için çok teşekkürler Fatih bey .
Ben de gecen sene psikologa gitmistim kaybetme korkusu cikmisti bu tur yazilar okuyunca iyi geliyor psikolojik olan yazilara devam etmelisiniz bence çok basarilo olmuş
Sayın Hocam,
Kaybetme korkusunu yazmışsınız ellerinize sağlık. Ancak kazanma umudu adlı bir yazı da yazarsanız seviniriz.
Her şeyini kaybetsen de neşeni kaybetme demişti, geçende bir büyüğüm.
Kaybetme korkusu birçok insanı büyük ölçüde çökertir.