Livaneli yine döktürmüş.Kitabı elinize aldığınız an kapağı dikkatinizi cezbediyor.Sayfaların uçlarının koyu mavi olması ise başta dikkat çekmese de kitabı okuduktan sonra öğreniyorum ki Ezidiler koyu maviden pek hoşlanmıyor öyle ki onu yasak sayacak derece tutuyorlarmış.Tıpkı marul da olduğu gibi.(Yanlış okumadınız.)Meğerse marul,Ezidilerce yenmesi yasak olan bir sebzeymiş.
Sayfayı her çevirişimde yeni bir şeyler öğrenmenin verdiği şaşkınlığı üzerimden atamadım.Ezidiler’in kutsal kitaplarının kayıp olduğunu bu yüzden de kitabı okuyanların söylediklerini birbirlerine aktarmayı gelenek haline getirmiş olduklarını öğreniyoruz.İşte bu yüzden Ezidilere kelamın çocukları deniyormuş.
Öylesine derin ve içten bir dille hikayeyi sunmuş ki bize yazar,dilini sevmemek mümkün değil.Kelimeleri anlaşılır,hikaye ise içimizde hatta sınırlarımızda yaşanan gerçeklikleri göz önüne seriyor.
Şeytana taptıkları söylenen Ezidiler’in köyüne silahlı adamların gelerek erkekleri öldürüp kadın ve çocukları yanlarına alarak gitmesiyle başlıyor hikaye.Gazeteci İbrahim,Mardin’deki çocukluk arkadaşının yabancı bir terör örgütü askerleri tarafından öldürüldüğü haberini okuduğu an yollara düşüyor.Ve arkadaşının neden öldürülmüş olabileceğini,bunun niye Amerika’da olduğunu araştırmaya başlıyor.Hikayenin içinden aslında acının ta kendisi çıkıyor.Yabancı terör örgütü askerlerince cinsel tacize uğrayıp esir pazarlarında satılan Ezidiler’in insanlık dramını okumak insanın içini parçalıyor.Bir şekilde esir pazarından kurtulan Zilan ve Meleknaz dağları aşarak diğer Ezidiler gibi Mardin’deki çadır kampa yerleşiyorlar.Kampa gelirken yanında kardeşi Nergis’in de olduğunu fakat sekiz yaşındaki zavallı kızın bu zulme dayanamayıp yolda dağdan kendini aşağı attığını anlatıyor Zilan.Çoğu şeyi Zilan’dan öğreniyor zaten İbrahim.Katı kuralları olan Ezidiler’in hürmet ettikleri tek kişi kamptaki şeyhleri ve bu sayede kamptakilerle konuşma imkanı buluyor İbrahim.Konuşmalar neticesinde Hüseyin’in kamptaki Meleknaz ve bebeği ile yakından ilgilendiğini hatta nişanlısından da bu yüzden ayrıldığını öğreniyor.Sonra annesinin evine kızı götürüyor Hüseyin,annesi önce kabul etmiyor fakat sonradan inadı kırılıyor.Gönlü razı olmasa da oğlunun hatrına katlandığı kızla yaşadığı bir olay sonucu kızın Ezidi olduğunu anlıyor.O olaydan sonra Meleknaz evi terk ediyor.Hüseyin kızı ne yapıp edip buluyor ve her şeyin düzelmesi için kızı ve bebeğini İstanbul’a arkadaşının yanına yolluyor.Bunun akabinde de Hüseyin,şeytanla evlenmek istediği için yabancı terör örgütü tarafından vuruluyor.Yaralanan Hüseyin İstanbul’a gidemiyor.Aklında Meleknaz ve bebeği olsa da onları korumak için öncelikle bir hayat kurması gerektiğini düşünüyor.Bir taraftan da oğlunu korumak isteyen anne Amerika’daki abilerinin yanına yolluyor Hüseyin’i.Fakat örgüt askerleri peşini bir türlü bırakmıyor ve zavallı Hüseyin’i öldürüyor.Mardindeki cenazesinde öğreniyor arkadaşı hakkındaki çoğu şeyi,gazeteci İbrahim.Ama Meleknaz’ın hikayesi daha da çok ilgisini çeker hale geliyor.Kızın izini sürüyor buluyor da elbette.Ama kız kimselere güvenmiyor artık.İbrahim ise yaşanılanlardan çok etkilenmiş olacak ki kıza aşık olduğunu düşünüyor.Halbuki kafasını biraz toparladığında aslında Hüseyin olmak istediği aklına düşüyor.Onun gibi iyilik meleği.Ezidilerin meleği gibi.