AHMET PAŞANIN GAZELLERİ
GAZEL 1
Şol kara kaşın çatıp gönlüm hilâl etmek neden
Hey elâ gözlüm bizimle mekr ü al etmek neden
Âyet-i hüsnünle sen vaslın harâm etdin bana
Ben harâmî çeşmine kanım helâl etmek neden
Hüsnü kandilin uyarmış nûr-ı Hak’dan nûr-ı aşk
Zâhidâ inkâr-ı nûr-ı zü’l-celâl etmek neden
Âlemin gönlün yapar o seng-dil illâ benim
sırça gönlüm sındığıncs pây-mâl etmek neden
Dedim âhir cân ise maksûd nâzından me’âl
Dedi evvel âşıka fikr-i me’âl etmek neden
Gülşen-i vaslın hevâsında uçarken murg-ı dil
Âşiyân-ı hecrde bî-perr ü bâl olmak neden
Leblerinde hat görüp kan ağladım güldü dedi
Sâye-i ebrûm için egri hayâl etmek neden
Kâmetin sordum rakîbe işidüp dilber dedi
Ahmed İblis’e kıyâmetden suâl etmek neden
GAZEL 2
Hikâyet-i gam-ı hicrân-ı yârı mı diyelüm
Şikâyet-i sitem-i rûzigârı mı diyelüm
Ya hod bu şîşe-i nâzük-mizâc gönlümüze
O seng-dilden iren inkisârı mı diyelüm
Edeb değül gile cevr ü cefâ-yi canandan
Ne hûb özr diler rûy-i yârı mı diyelüm
Yazub letâif-i hüsnin beyân varaklana
Benefşe berg-i gülün perde-dârı mı diyelüm
Girilı girih resen-i müşg-bârı mı analum
Dizin dizin güher-i âb-dârı mı diyelüm
Ya âb-ı lûtf-ı izârın mı yâ kenârında
Letafet ile biten sebze-zârı mı diyelüm
Visale va’de virür gamzen ana biz inanub
Kabûl-i mesttin olur i’tibârı mı diyelüm
Gönülde sûzen-i gam var usanmadan biz ana
Hayâlün ayağınun reh-güzârı mı diyelüm
Belâlu bülbülin anub sorarsa Ahmed dost
Gülün firâkını yâ zahm-ı hârı mı diyelüm
GAZEL 3
Karar u sabrum alan zülf-i bî-karârundur
Harâb iden beni şol çeşm-i pür-humârundur
Hadeng-i gamzeni peyveste ey kemân-ebrû
Ciğerde sakladuğum bu ki yâdigârundur
Cihan şikârına şeh-bâz-ı zülfüni salagör
Kebûter-i dil ü cân hod senün şikârundur
Harâret-i teb-i hicranı def’ iden dilden
Bu boynumuzdaki meftûl-i tâb-dârundur
Aceb mi bağ kenarında dursa lâle hacîl
Ki lâle-zâr-ı cemâlünde hâr ü zârundur
Nazar gedâna kıl ey pâdişâh-ı hüsn ü cemâl
Ki devleti ezelî hüsn-i i’tibârundur
Dem-i bahârun ile dü cihanı hoş-dem iden
Nesîm-i gaaliye-i zülf-i müşg-bârundur
Hilâl halkasını gûş-i asumâna takan
Kamer yüzündeki Pervîn gûş-vârundur
Çemende reng viren lâleye yanağundur
Dilinde dâğ koyan âteş-i izârundur
Sürûr-i va’de-i yâra inanma sen Ahmed
Gama inan inanursan ki eski yârundur
GAZEL 4
Ey fitnesi çok kavli yalan yandum elünden
Bir nâz ile bin gönül alan yandum elünden
Sen şem’ gibi gayr ile meclisde gülersin
Ben akıduram yaş ile kan yandum elünden
Ney gibi delindi ciğerüm ışkun elinden
Her dem iderem âh ü figaan yandum elünden
Yandı dü cihan âteş-i âhumla ve likin
Ben senün eyâ şâh-ı cihân yandum elünden
Şol sunduğun âteş midür ey sâki bana kim
Sen aldun ele câm hemân yandum elünden
Her hâr ile sen sohbet idersin dün ü gün hem
Derdün iderem mûnis-i can yandum elünden
Ahmed çeke cevrüni ve lûtfun göre agyâr
Ey şefkati az şâh-ı cihan yandum elünden
GAZEL 5
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın
Gele beri nicesin hoş musun safâca mısın
Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların
Semen-beri nicesin hoş musun safâca mısın
Bahâr-ı hüsn ü behada belalı bülbülünün
Gül-i teri nicesin hoş musun safâca mısın
Bizimle bir nefes insanlık eyle soruşalım
Gel ey peri nicesin hoş musun safâca mısın
Sefer kılıp gelir Ahmet ki deye şehrimizin
Güzelleri nicesin hoş musun safâca mısın?
GAZEL 6
Yine bu cevr ü cefâlar bize cânâ neyiki
Bu kadar hışm ü belâlar dil ü cana neyiki
Biliriz düşman el uzatduğunu sünbülüne
Bilmezüz dahi başumuzdaki sevdâ neyiki
İtlerün kıldı alâle işiğüne varıcak
Seni sevdüğüm için bana bu gavgaa neyiki
Gice zülfün görüben düşde perîşân oldum
Dostlar hayr ola din bize bu rü’yâ neyiki
Ser-i kûyunda figaan ile gören Ahmed’i dir
Yürür âvâre olub yine bu şeydâ neyiki
GAZEL 7
Ahde vefâ eylemedün öyle mi
Terk-i cefâ eylemedün öyle mi
Bir dem ayağun tozını gözüme
Kuhl-i cilâ eylemedün öyle mi
Gül yüzüne karşı gönül bülbülin
Perde-serâ eylemedün öyle mi
Şemme-i zülfünle meşâmın dilün
Gaaliye-sâ eylemedün öyle mi
Ahmed’i öldüriserin der idün
Ahde vefâ eylemedün öyle mi
GAZEL 8
Bî-dilem dilsitândan ayrıldum
Âh ki ârâm-ı cândan ayrıldum
Eşiği hasretinde hâk olsam
Yiridür ki âsumândan ayrıldum
Ne tan Ülker gibi inerse yaşum
Meh-i nâ-mihribândan ayrıldum
Nola micmer gibi yanarsa içüm
Bezm-i şâh-ı cihândan ayrıldum
Gemi gibi denizde sergerdân
Yürürem bâd-bândan ayrıldum
Şeb-i mihnetde telh-îş oluban
Şem-i şîrîn-zebândan ayrıldum
Sındı seng-i cefâda sabr ayağı
Düşdüm uş kârbândan ayrıldum
Bende Ahmed gibi garîbem kim
Cândan ü hânümândan ayrıldum
GAZEL 9
Subh-dem her gice ağyar ile ol yâr oturur
Dest-bâzî kılub ağyâr ile oynar oturur
Âh kim ol câme-i hâb içre düşmânlar ile
Gör ki ben miskîn her gice ki bî-yâr oturur
Her kaçan gül gibi ol hâr ile handân yürüse
Ehl-i dil bağrını lâle gibi dağlar oturur
Ahmed’i gör ki saçun fikr ile uzun giceler
Kimseye hâlini dimez hemen ağlar oturur
GAZEL 10
Bir dil mi kalmışdur bu tîr-i gamzeden kan olmamış
Bir cân mı vardur ol keman ebruya kurbân olmamış
Şol ömr kim sensüz geçer ol ömr zâyi ömr imiş
Bir cân k’anun cânânı yok ol cân dahi cân olmamış
Ne fitnedür yâ Rab bu kim bir dil-berün her gamzesi
Bir demde bin cân almasa dirler bu fettan olmamış
Zülfin gidermiş ol sanem kâfirliğin komaz henûz
Zünnârıflı kesmiş velî dahi Müselmân olmamış
Şehründe lâ’lün şevkine şol denlü kan ağlamışam
Kim bir der ü divâr yok yâkuut ü mercan olmamış
Mecmû’-ı diller mecmaı zülfündür anı çözse bâd
Cem’iyet-i hatır m’olur andan perîşân olmamış
Gülden kohun alub seher âh itse Ahmed derd ile
Bülbül bulınmaz bağda kim bağrı biryân olmamış
GAZEL 11
Cân bana bâr-ı girân olurdı cânân olmasa
Cân olurdı derd ü gam cismümde ger cân olmasa
Ârzû-yi halka-i Beyt-ül-harâm olsun harâm
Ger hayâl-i halka-i zülf-i perîşân olmasa
Cennet-i kûyında kalurdum ger olmasa rakîb
Ravzadan Âdem kaçan çıkardı şeytân olmasa
Derd-i cânân ile dil şol denlü ülfet tutdı kim
Kâş ki cümle cihân derd olsa dermân olmasa
Kirpiğün zahm urıcak bağrumı gamzendür delen
Tîr igende kâr-ger olmazdı peykân olmasa
Cân ü dilde tîr-i gamzen üzre bir ceng oldu kim
Kan olurdu arada sinemde pinhân olmasa
Gam yimezdüm dil sarayın yıkduğıyçün rûzigâr
Hayl-ı sultân-ı hayâlün anda mihmân olmasa
Hattunun hükmin dutardım câna tezvîr olmasa
Zülfünün çevrin çekerdüm nâ-Müselmân olmasa
Didüm ağlarken başum top eyle çevgân zülfüne
Didi çevgân gösterürdüm sana bârân olmasa
Bâğ-bân zülfün harîf olmazdı hüsnün bezmine
Mâ-hazar avcında şol sîb-i zenahdân olmasa
Sen giderken sûzumı f-il-cümle teskîn itdi eşk
Bana âhır demde rahm itmezdi insan olmasa
Ahmed’ün aşkı zebûrın ezber it k’olmaz beyân
Ma’nişi gül hüsninün bülbül gazel-hân olmasa
GAZEL 12
Dil ki gözün sihrine meftûn değil
Sengdür ol kaabil-i efsûn değil
Didi görüb Leyli’yi bir müddeî
Bu hod igen çâpük ü mevzûn değil
Leyli gülüb sözine anun didi
Ben ne diyem buna ki Mecnûn değil
Yoluna ey Husrev-i Şîrîn-dehen
Dîde mi var kim yaşı Gül-gûn değil
Lâ’lün içün dem mi olur k’Ahmed’ün
Gonca gibi yüreği pür-hûn değil
GAZEL 13
Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın
Gele beri nicesin hoş musun safâca mısın
Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların
Semen-beri nicesin hoş musun safâca mısın
Bahâr-ı hüsn ü behada belalı bülbülünün
Gül-i teri nicesin hoş musun safâca mısın
Bizimle bir nefes insanlık eyle soruşalım
Gel ey peri nicesin hoş musun safâca mısın
Sefer kılıp gelir Ahmet ki deye şehrimizin
Güzelleri nicesin hoş musun safâca mısın?
GAZEL 14
Gözüni süzme bîmâr öldürürsin
Saçın çözme giriftar öldürürsin
Begüm bir bûseyi bin câna satma
Ko bâzârı harîdâr öldürürsin
Demişsin ki yolumda ölmez Ahmed
Bir öldüm bir de tekrâr öldürürsin