Gazel 1
Hattım hisabın bil dedin gavgalara saldın beni
Zülfüm hayalin kıl dedin sevdalara saldın beni
Geh ebr veş giryan edip geh bad veş püyan edip
Mecnun-ı sergerdan edip sahralara saldın beni
Vaslım dilersin çün dedin lutf edeyin olsun dedin
Yarın dedin birgün dedin ferdalara saldın beni
Yusuf gibi izzette sen Yakub veş mihnette ben
Dil sakin-i beytül hazen tenhalara saldın beni
Baki sıfat verdin elem ettin gözüm yaşını yem
Kıldın garik-i bahr-ı gam deryalara saldın beni
Gazel 2
Nedür bu handeler bu işveler bu nâz u istiğnâ
Nedür bu cilveler bu şîveler bu kâmet-i bâlâ
Nedür bu pîç pîç ü çîn çîn ü hâm-be-hâm kâkül
Nedür bu turralar bu halka halka zülf-i müşg-âsâ
Nedür bu ârız u hadd ü nedür bu çeşm ü ebrûlar
Nedür bu hâl-i Hindûlar nedür bu habbetü’s-sevdâ
Miyânun rişte-i cân mı gümiş âyine mi sînen
Binâgûşunla mengûşun gül ile jâledür gûyâ
Vefâ ummaz cefâdan yüz çevürmez Bâki âşıkdur
Niyâz itmek ana cânâ yaraşur sana istiğnâ
Gazel 3
Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen işte sen
Har-ı gamda andelib-i zar dersen işte ben
Lebleri mül saçları sünbül yanagı berk-i gül
Bir semenber serv-i hoşreftar dersen işte sen
Payine yüzler sürer her serv-i dil-cuyun revan
Su gibi bir aşık-ı didar dersen işte ben
Zülfü sahir turrası tarrar şuh-ı şivekar
Çeşmi cadü gamzesi mekkar dersen işte sen
Firkatinde teşne leb hatır perişan haste dil
Künc-i gamda bi-kes ü bi-mar dersen işte ben
Gözleri sabr u selamet ülkesini tarac eden
Bir amansız gamzesi Tatar dersen işte sen
Bakiya Ferhad ile Mecnun-ı şeydadan bedel
Aşık-ı bi-sabr ü dil kim var dersen işte ben
Gazel 4
Nam u nişane kalmadı fasl-ı bahardan
Düşdi çemende berg-i dıraht i’tibardan
Eşcar-ı bağ hırka-ı tecride girdiler
Bad-ı hazan çemen el aldı çenardan
Her yaneden ayağına altun akup gelür
Eşcar-ı bağ himmet umar cuybardan
Sahn-ı çemende durma salınsun sabayıla
Azadedür nihal bugün berg ü bardan
Baki çemende hayli perişan imiş varak
Benzer ki bir şikayeti var rüzgardan
Gazel 5
Ferman-ı aşka can iledür inkiyadumuz
Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadumuz
Baş eğmezüz edaniye dünya-yı dun içün
Allah’adur tevekülümüz i’timadumuz
Biz mükteka-yı zerkeş-i caha dayanmazuz
Hakk’un kemali lütfunadır istinadumuz
Zühd ü salaha eylemezüz iltica hele
Tutdı egerçi alem-i kevn-i fesadumuz
Meyden safa-yı batın-ı humdur garaz heman
Erbab-ı zahir anlayamazlar muradumuz
Minnet Huda’ya devlet-i dünya fena bulur
Baki kalur sahife-i alemde adumuz
Gazel 6
Lale-hadler kıldılar gülgeşt-i sahra semt semt
Bag u ragı gezdiler edüp temaşa semt semt
Aşık-ı didar-ı pakündür meğer kim cuylar
Cüst ü cu eyler seni ey serv-i bala semt semt
Leşker-i gam geldi dil şehrine kondı cevk cevk
Kopdı yir yir fitne vü aşub u gavga semt semt
Giryeden cuy-ı sirişküm su-be-su oldı revan
Yine Kulzüm gibi cuş itdi bu derya semt semt
Şi’r-i Baki seb’a-i iklime oldukça revan
Okınursa yeridür bu nazm-ı garra semt semt
Gazel 7
Ezelden şâh-ı aşkın bende-i fermânıyüz cânâ
Mahabbet mülkünün sultân-ı âli-şânıyüz cânâ
Sehâb-i lûtfun âbın teşne dillerden dirîğ etme
Be deştin bağrı yanmış lâle-i Nu’manıyüz cânâ
Zamâne bizde gevher sezdiğiyçün dil-hırâş eyler
Anınçün bağrımız hundur maârif kânıyüz cân
Mükedder kılmasun gerd-i küdûret çeşme-i cânı
Bilirsin âb-i rû-yi mülket-i Osmâniyüz cân
Cihânı câm-ı nazmın şi’r-i Bâkî gibi devreyler
Bu bezmin şimi biz de Câmi-i devrânıyüz cânâ
Gazel 8
Nevbahar oldı gelin azm-i gülistan edelim
Açalım gonca-i kalbi gül-i handan edelim
Komayup lale gibi elden ayağı bir dem
Mest olup gonca-sıfat çak-i giriban edelim
İçelim la’l-i müzabı saçalım cür’aları
Hak-i gülzarı bugün kan-ı Bedahşan edelim
Menzil-i ayş ü tarab hürrem ü abad olsun
Yakalım zerk u riya deyrini viran edelim
Okusun vasf-ı ruh-ı yar ile Baki şi’rin
Bülbül-i gülşeni mecliste gazelhan edelim.
Gazel 9
Naz ile aşıka kılmazsın dad
Hey ela gözlüm elinden feryad
Yürü ey servi-i ser-efraz yürü
Kad-i balana erişmez şimşad
Bulmasın kimse kusurum der isem
Eyleme kasr-ı cefayı bünyad
Hak-i rahın edeyin ahımla
Ruzigar içre gamınla berbad
Şi’r-i Baki’ye nazır olmaz hiç
Fenn-i aşk içre olupdur üstad
Gazel 10
Hoş geldi bana mey-kedenin âb ü havâsı
Billâh güzel yerde yapılmış yıkılası
Zibâ yaraşır hil’at-i nâz ol boyu serve
İki kolumu etsem ana bel dolaması
Dikkatler ile seyr ederiz yâri serâpâ
Görmez mi idik biz de eğer olsa vefâsı
Dünyâ değer ol mâh-likaa dilber-i garrâ
Yusuf’ta dahi yoktur anı hüsn ü behâsı
Meddâh olalı çeşm-i gazâlânına Bâki
Öğrendi gazel tarzını Rûm’un şuarâsı
Gazel 11
Müheyyâ oldı meclis sâkiyâ peymâneler dönsün
Bu bezm-i rûh-bahşın şevkine mestâneler dönsün
Dilâ câm-ı şarâb-ı ‘aşk-ı yâri şöyle nûş it kim
Felekler güm güm ötsün başına hum-hâneler dönsün
Hayâl-i şem’-i ruhsarın ko yansun hâne-i dilde
Yakub ol şem’e perin şevkile pervâneler dönsün
Sen ağyâr ile devretdir şehâ peymâneyi da’im
Ser-i kûyın dolaşub ‘âşık-ı bîçâreler dönsün
Bu bezm-i dil-küşâya mahrem olmaz Bâkiyâ herkes
Di gelsün ehl-i diller gelmesün bîgâneler dönsün
Gazel 12
Açıl bağın gül ü nesrîni ol ruhsârı görsünler
Salın serv ü sanevber şîve-i reftârı görsünler
Kapında hâsıl etdi bu devasız derdi hep gönlüm
Ne derde mübtelâ oldu dil-i bîmârı görsünler
Açıldı dağlar sînemde çak etdüm girîbânım
Muhabbet gülşeninde açılan gülnârı görsünler
Ten-i zârumda pehlûm üstühânı sayılır bir bir
Beni seyr etmeyen ahbâb mûsîkârı görsünler
Güzeller mihribân olmaz demek yanlışdır ey Bakî
Olur vallahi billâhi hemân yalvarı görsünler
Gazel 13
Alayiş-i dünyadan el çekmeye niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azimet var
Uçdı bu fezalardan mürg-ı dil-i nalanım
Aram idemez oldum efkar-ı seyahat var
Nuş eylese bir aşik ta haşre dek ayılmaz
Bezm-i feleğin bilmem camında ne halet var
Bu halet ile ey dil sağ olmada alemde
Derd-ü gamı dilberle ölmekte letafet var
Ser terkine ka’ildir dünyaya gönül virmez
Terk ehlinin ey Baki başında sa’adet var
Gazel 14
Zülfüñe bend eyle ben mecnûnı didüm dil-bere
Didi kayd itdüm seni dîvâne geçdüñ deftere
Bâgda âb-ı revân üzre dökilür berg-i bîd
Cûylar dîdâruñuñ reşkiyle düşdi hançere
Dil lebüñ yâkûtına iksîr ile vasl olmadı
Nakd-i ömrin harc idüp varın çüritdi cevhere
Âh kim ol serv-i bâlânuñ irişmez gûşina
Gerçi kûyında olan feryâdum irdi göklere
Sûret itdüñ şi،rüñi girdüñ nigâruñ göñline
Bâkıyâ bu nakş ile sen sikke kazduñ mermere