Şiirler

BEYAZ

Beyaz Sus’uma karlar yağmış,
Yükselen soğuk yamaçlar beyazında.
Anlasam anlatırdım.
Önce yürümek sonra konuşmak…
Ne öğrendiysem annemden,
Bırakıyorum çağın kör sağırlığına.
Göğsümde ölgün kalp çarpıntısı,
Nabzım başka damarlarda.
Bak, yine burada,
Gözlerinin içi gibi
Yağmurun dokunduğu bu duvar.
Dinliyorum gözlerinde,
Birkaç söz varmış da silinmiş gibi
Sevgilere iştahla koşup boğazlayan kalbim,
Biz çekilip gideceğiz de
Bu pişmanlık dağınıklığı, hep kalacak gibi.
Orada, bir kara sıcaklığında
Öfkenin sertçe çarpılmış kapılarından,
Gelen geçeni umursamadan
Kendi güzelliğindeki pencereye düşmüş
Dut ağacının gölgesi.
İnsan acısı, gölge ve derinlik…
Hiçlikle konuşuyor dalların hışırtısı.
Az dinlesen, bir bir göreceksin,
Eski, güzel günlerin hepsini.
Ama çıkamıyorsun bir türlü
Zihnindeki yazdan, dışarıdaki kışın voltasına
Yükselen soğuk yamaçların beyazı,
Çatık kaşlarıyla işte karşında.
Bir hayalden boşa çıkmış kementle
Gülümsüyor baktığın ayna.
Ağlayışlar yontmuş yüzünü,
Sen bu değilsin ama.
Yol düşmüş,
Toprağın karasından renkler köpürten aşka.
Üzerinden yılkı atları, kuş sürüleri,
Koca koca mevsimler geçmiş.
Hangi sapağın sessizliği bu?
Yalnız kendine kaynayan göl kaynağı gibi
Bir tek kendine giden yolu sevmiş.
Toprağın karasıyla aramız,
Şimdi soğuk bir beyaz.
Rengimiz, zamana yenilmiş.

Mehmet Uçungan

Yazdır

Yazar hakkında

Mehmet Uçungan

2 yorumlar

Yorum yap