Kitap Tanıtımları

Modada Yavaşlık Kitap Tanıtımı

 

Yeni İnsan Yayınevi-239
Ekoloji Serisi-55
1.Baskı, İstanbul, Haziran 2020

Eser dünyanın çeşitli üniversitelerindeki öğretim üyeleri tarafından İngilizce olarak yazılmış, daha sonra Türkçeye çevrilmiştir. Eser ülkemiz dışında ve ülkemiz üniversitelerinde görev yapan öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri tarafından yazılan makalelerden oluşmaktadır.

Şölen Kipöz öncülüğünde hazırlanan bu eserde modada yavaşlık kavramının ne olduğu, nasıl olması gerektiği üzerinde durulmaktadır. Şölen Kipöz, moda çalışmaları ve tasarımı alanında akademisyendir. İzmir Ekonomi Üniversitesi Tekstil Tasarımı Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışan Doçen Dr. Şölen Kipöz, moda teorisi, moda tasarımı, tasarımda etik ve sosyal sorumluluk gibi dersler vermektedir. Moda çalışmaları alanında kavramsal moda tasarımı, etik ve sosyal ve sürdürülebilir moda tasarımı alanında yayınlar yapmakta ve işler yürütmektedir.

Kitap Milan Kundera’dan şu alıntıyla başlıyor:
“Yavaşlık ile hatırlama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır… Yavaşlığın derecesi anının yoğunluğu ile doğru orantılıdır; hızın derecesi unutmanın yoğunluğu ile doğru orantılıdır.”

Giriş bölümünde Şölen Kipöz yavaşlık kavramı üzerinde durarak modada yavaşlığın ne olduğu üzerinde duruyor. Günümüz moda anlayışına değinen Şölen Kipöz geçmişle günümüzü kıyasladığı yazısında  eskiden bir giysinin yaşama döngüsünün kullanım ömrü ile sınırlı olduğunu belirtirken kapitalist sistemle kullanım değerinin yerine değişim değerinin geçtiğini ifade ediyor. Hızlı moda son sürat devam ederken bir avuç idealist de “Bu döngüyü yavaşlatabilir miyiz?” arayışına girmiştir.

Yavaş felsefede değer nosyonu el emeği ile üretilene doğru çevrilmiştir, üretenin ürettiği şeye duygusal ve hikayesel olarak bağlanması daha etik ve sorumlu bir anlayışı beraberinde getirir.

Alaistir Fuad Luke, Yavaşülke’yi Yeniden Düşünmek adlı yazısında Yavaşlık akımının 1980’lerde başladığını söylüyor. Yavaş ülkede yiyecek, üretim ve tüketim nasıl olmalı konularına değiniyor.

İrem Yanpar Coşdan, Moda ve Tekstil Zincirinde Sürdürülebilir Yaklaşımlar adlı yazısında sürdürülebilirlik kavramı üzerinde duruyor. Bugün ucuz kıyafetlerin gerçek bedelinin etiketlerinde yazandan çok fazla olduğunu ve bu bedelinin gezegenimizin kaynaklarından (su kaynaklarının azalması ve çevrenin dönülemez şekilde kirletilmesi) ve tekstil  işçilerinin hayatlarından çalındığını dile getiriyor. Asıl sorun modanın kendisinde değil yaşam hızında, hızlı ve aşırı tüketime dayalı sistemdedir.

Tasarımcının ürün için belirlediği materyal, renk ve model, üretimde ne kadar su, enerji ve kimyasal kullanılacağını doğrudan etkiler. Seçilen modelin zamansız olması, dikiş sağlamlığı, giyene sağladığı konfor ve kişiselleştirilebilme gibi özelliklere sahip olması ürünün kullanım süresini belirler. Tasarımcıların, ellerindeki gücünün farkına vararak ürünlerle ilgili kararları sadece maliyet ve satış kaygısıyla değil, ürünün çevresel ve sosyal etkilerini de göz önünde bulundurarak almaları gerekmektedir.

Yeni bir kıyafet almadan önce gerçekten ihtiyaç olup olmadığını sorgulamak için mevcut giysileri gözden geçirmek, mümkünse ödünç almak, ikinci el veya vintage (geçmiş döneme ait tek ve özel parça ya da koleksiyonlara verilen isim) mağazaları tercih etmek, küresel ölçekteki büyük markalardansa daha küçük, yerel markalardan alışveriş yapmak moda yoluyla verdiğimiz çevresel ve sosyal zararları azaltacaktır.

Tüketicilere düşen en önemli sorumluluk, satın aldığı kıyafetleri sorgulamak, markalara daha şeffaf olmaları için baskı oluşturmak ve insanları daha duyarlı/meraklı olmaya teşvik etmektir.

Yavaş modayla ilgili birbirinden güzel 11 makaleden oluşan eserde yavaş modayla ilgili doğayı seven, çevresini koruyan, bilinçli insan yetiştirme noktasından önemli bir boşluğu dolduracağı düşüncesindeyim.

Son bölümde ise tasarım, marka ve kolektif hikayeler yer alıyor.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap