Otel Odaları
Bir merhamettir yanan, daracık odaların
İsli lambalarında, isli lambalarında.
Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
Küflü aynalarında, küflü aynalarında.
Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam,
Kırık masalarında, kırık masalarında.
Bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır,
İzbe sofralarında, izbe sofralarında.
Atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı,
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.
Duyuluyor zamanın tahtayı kemirdiği
Tavan aralarında, tavan aralarında.
Ağlayın, aşinasız, sessiz can verenlere,
Otel odalarında, otel odalarında.
Necip Fazıl Kısakürek
Somut bir şeye eşlik eden soyut bir şey var. Aslında yanan merhamettir.
İsli lambalar, küflü aynalar, izbe sofalar, çivi yaraları, tavan araları→Bu nesnelere tekabül eden duygular var.
Kırık masada→Boğazlanmış bir adamın hatırası gizli.
Çivi yaralarında→Sızının nabzı var.
Her nesneye farklı bir duygusal renk veriliyor.
Terk edilmiş insanların dramı, trajedisi var. Trajik bir şiir, biraz da esrarengiz.
Belki burada ölmek üzere olan bir adam var. Modern insanın trajedisi (kalabalıklar içinde yalnız).
Eşyayla ruh esrarengiz biçimde kaynaşmış.
Necip Fazıl’ın şiiri patetik olarak ifade edilir. Yani acıklı. Kendi içinde bir bütünlüğe sahip, sık örgülü bir şiir.
Cumhuriyet devri ilk döneminin şiir dünyasını dolduran şiirler 1900’lü yıllarda doğan şiirlerdir.