SALKIMSÖĞÜT
Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!
Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat…
Atları rüzgâr…
Atları…
At…
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!
Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!
Ağlama salkımsöğüt,
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!
Nâzım HİKMET
Nazım’ın şiirinde güneş, komünizmin ideal biçiminin sembolüdür.
Beyaz ordu, Çarlık Rusyası’nın ordusu.
Kızıl ordu, Komünist devrimin ordusu.
Ölümü hiçe sayıyor, fakat arkadaşlarından ayrı kaldığına üzülüyor. İdeali uğrunda hayatını feda eden insanın hikayesini anlatıyor. Bu şiir bir devrimcinin devrim yolunda ölümü bile hiçe sayan hikayesini anlatıyor.
Şair sesler yoluyla bir olayı taklit ediyor. Bu, bize tekrarlarla verilmiş. Şair sese önem veriyor, yani şairane. Salkımsöğüt başlığını seçmesinin sebebi şiire lirik bir hava vermektir.
Bu şiir Nazım Hikmet’in hayatıyla tam manasıyla örtüşüyor.
Etkili bir şekilde ses taklitleri, mısra bölünüşleriyle anlatıyor. Bu şiir fütürist bir şiirdir. Geleneksel şiir şekillerini parçalayarak onlara yeni şekiller veren grafik şiir.
Makineleşmek fikri bu şiire sinmiş. Devrimci mitleştiriliyor. Okuyucunun bilinçaltına hitap ediyor.