Şeyhülislam Yahya bir gazel şairidir ve gazelleriyle meşhur olmuştur. Hayatın zevk ve eğlencelerini yalın ve samimi bir dille ifade etmiştir. Şiirlerinde aşk, tabiat ve rindlik konularını işlemiştir. Şeyhülislam Yahya, neşeli, hayata bağlı ve hoşgörülü, nükteci bir şahsiyete sahiptir. Bu da şiirlerine yansımıştır. Rindane ve âşıkâne konulu gazelleri İstanbul Türkçesinin en güzel örnekleri arasındadır.
GAZEL 1
Sun sâgarı sâkî bana mestâne disünler
Uslanmadı gitti gör o dîvâne disünler
Peymânesini her kişi doldurmada bunda
Şimden gerü bu meclise mey-hâne disünler
Dil hânesi yık koma taş üstüne bir taş
Sen yap anı iler ana vîrâne disünler
Gönlünde senin gayr ü sivâ sureti n’eyler
Lâyık mı bu kim Kâ’be’ye büt-hâne disünler
Yahyâ’nın olup sözleri hep sırr-ı mahabbet
Yarân işidüb söyleme yabane disünler
GAZEL 2
Arâm idemem bûs u kenâr eylemeyince
Sînemde gelüp yâr karâr eylemeyince2
Fârig olamam deşt-i talebde tek ü pûdan
Ol gözleri âhûyı şikâr eylemeyince
Ayb eylemenüz her gice feryâd u figânum
Râhat bulamam nâle vü zâr eylemeyince
Ol yâr işiginde bize yer komadı agyâr
Olmadı gönül terk-i diyâr eylemeyince
Bâzâr-ı mahabbetde ruh-ı zerde bakılmaz
Tâ sırma-keş-i `aşkı `ayâr eylemeyince
Kan aglamaga başladı zahm-ı dil-i Yahyâ
Açılmadı çak cânına kâr eylemeyince
GAZEL 3
Cihânda ‘âşık-ı mecrûha sanma râhat olur
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
Ölünce dermeni kalsun çıkarmanız dilden
Tahammül eyleyemem ol da bir cerâhat olur
Le’îme renciş-i hatır verir kerem etmek
Mukayyed olmasun erbâb-ı dil ki zahmet olur
Zamânede yine bir berk-i ‘îş girmez ele
Felek müsâ’ade itmez ne bî-mürüvvet olur
Yakında kûy-ı harâbâta uğradım Yahyâ
Ne hûb cây-ı safâ gûşe-i ferâgat olur
GAZEL 4
Bir dil-rübâya düşdü gönül mübtelâsı çok
‘Aşkun safâsı yok değül ammâ cefâsı çok
Şehr-i cemâl o gamze vü ebrû vü hâl ile
Hakkâ ne cây-ı dil-keş olur dil-rübâsı çok
Bin câna virmeye n’ola bir bûsesini yâr
Az olıcak metâ’ olur anın bahâsı çok
Hiçbir belâ mı var ki gönül anı bilmeye
Seyyâh-ı bî-karârın olur âşinâsı çok
Zülf-i siyâh-ı yârda var sad-hezâr çîn
El çek tolaşmadan ana Yahyâ hatâsı çok
GAZEL 5
Lisân-ı ehl-i dilde aşka gülzâr-ı belâ derler
Cüvânın kâmet-i bâlâsına nahl-i cefâ derler
Yakın olmaz güzeller âşık-ı mehcûr u şeydâya
El öpmek ârzû etsen ıraktan merhabâ derler
Harâbâtı eğerçi görmedik ammâ görenlerden
İşittik bir neşât-efzâ makâm-ı dilküşâ derler
Niyâz eyle cefâdan vaz gelsin cân-ı mahzûna
Seni ey dil gam-ı cânâne ile âşinâ derler
Halâs olmaya gibi aşk elinden bir zamân
Yahyâ yine bî-çâreyi bir dilrübâya mübtelâ derler
GAZEL 6
Hemişe merdüm-i çeşmin izâr-ı yâre bakar
Gözün ol pencereden sahn-ı lâle-zâra bakar
Zaman gelir yine zerrin kadeh alır eline
Çemende nerkis-i şehlâ hemen bahara bakar
Nesim-i lûtfunadır intizârı fülk-i dilin
Çok oldu sâhil-i mihnette rüzgâra bakar
Seni gelir işidip bağa yâsemen cânâ
Çıkıp o şevk ile dîvar-ı rehgüzâra bakar
Ne i’tibâr bu evzâa merd olan Yahya
Ne zillete nazar eyler ne i’tibâra bakar
Günümüz Türkçesi ile:
1. Gözbebeğim her zaman sevgilinin yanağına bakar ve sanki pencereden lâle bahçesinin ortasını seyreder.
2. Bahçede hep baharın geleceği tarafa bakan, onu bekleyen şehlâ bakışlı nergis zaman gelir, eline yine altın kadeh alır (sarı sarı), açılır.
3. Gönül gemisinin beklediği senin lûtfunun esintisidir; nice zamandır ki elem kıyısında rüzgârın çıkmasını beklemektedir.
4. Ey sevgili! Yasemin, senin bahçeyeg eldiğini işitmiş de, o neşe ile geçeceğin yoldaki duvara çıkıp bakıyor.
5. Ey Yahya! merd olan kimse, bu davranışlara niye değer versin?. Öyle bir insan, ne zillet ve hakarete aldırış eder, ne de itibara kıymet verir.