Aşağıdaki cümlelerde bulunan zamirlerin çeşitlerini yazınız.
Onlardan birkaçını satın almayı düşünüyordu.
Arkadaşlarının çoğunu doksan dokuz depreminde kaybettiğinde on üç yaşındaydı.
Bu çantanın içinde ne olduğunu bilene cebimdeki paranın hepsini vereceğim.
Nerede hata yaptığımız bir anlasak, belki bir daha yapmayacağız.
Sizin neyiniz oluyor bu hanımefendi?
Oralarda tek başına ne yapıyor şimdi, benim sevdiceğim?
Bazı zamanlar insanın içinden çılgınlık yapmak geliyor.
Kimi filmleri sadece karakterlerin mimik hareketlerini görmek için izlediğimi sen biliyorsun zaten.
Apartmandaki keratalardan bazılarını yürütmüşler.
Okulumuz öğrencilerinden kaçı ildeki güreş turnuvasına katıldı.
Kendimi bulduğumda seni tenha bulamıyorum, seni bulduğumda da kendimi bulamıyorum.
Emeksiz tadılan zevkler insana bir şey katmaz.
Arkadaşlarımdan hiçbiri gelip de bir başsağlığı bile dilemedi.
Bazı şeylerden rahatsız olduğunuzu ben de biliyorum.
En güzel yıllarım oralarda geçti.
Caddede geçen adamlardan birkaçı nereye gitti, gördünüz mü?
Kimileri akşamleyin çay içmenin kendinde kalp çarpıntısı yaptığını söylüyor.
Ona öyle bir mektup yazacağım ki dudakları uçuklayacak.
Sana kimse ne kadar görgüsüz, terbiyesi ve bencil olduğunu söylemedi mi?
Bu adamdan neler çektiğimi bir ben bilirim, bir de bu çocuk.
Bunu sana nasıl anlatacağımı sabahlara kadar düşündüm.
Böylesini daha önce ne gördüm, ne de duydum.
Onları nereye koyduğunu söylemen için ne yapmam lazım?
Buradaki herkes öğretmenin verdiği ödevleri zamanında yapar.
Her konuda ona güvenim sonsuz.
Çoğunuzun iyi bir dinlemenin nasıl olacağını konusunda bir bilgisi yok.
Bizim grupta, kanoyu en iyi kullanan on beş yaşında esmer tenli, siyah saçlı bir kızdı.
Osman Hamdi’nin tablolarından kaçını gördünüz o sergide?
Beni kara kara düşündüren şeyin ne olduğunu öğrenmek ister misin?
Bu koltuk çok rahattı, öteki ise yarım saatte belimi ağırttı.
Hangisinden bahsettiğimi zannediyorsun sen?
Edirne gezisi sırasında hiçbir olumsuzluk yaşamadığım için çok mutluyum.
Sokakta badminton oynayan çocuklardan birine araba çarptı.
Ben burada başkasından değil senden bahsediyorum.
Daha önce ne iş yapıyordunuz?
Öylelerinden sana hiçbir fayda gelmeyeceğini daha kaç kere anlatacağım.
Firmadaki işçilerin çoğunu çıkarmışlar galiba.
Hepimiz çalışmayacak duruma gelmek için çalışıyorduk, ama biri çalışmayacak olursa kızıyorduk ona.
İşte bunun için tanımalısınız. Yaşlılardan korkarsanız yaşamaktan da korkarsınız.
Bir şeyler oldu bana. Başkalarıyla bir arada olmaktan hoşlanmıyorum. Dükkânı bile sevmiyorum artık.
Belki hiçbir şey yapmak istemiyorumdur ama sanmıyorum. Dünyada bir sürü insan var, hepsi bir şeyler yapıyor, hepsi yaşıyor. Sen hiç yerinde duramadığın için bilirsin. Evde oturmak bir işe yarar mı?
Bir şey demiyor, başı öne eğik, telleri dinliyordu. “Çalmayı bilseydi, koltuk değnekleri ile çıkıpdilenebilirdi,” diye düşündüm. İşte o zaman yoksulların, sokak köşelerinde duranların, sakatların, körlerin, derisi kabuk bağlamış olanların da bir zamanlar Amelio gibi genç olduklarını kavradım.
Acaba, Linda’nın da aklına gelmiş miydi bu. O sabah gelecek olması, içimde öfke doğurdu.
Zaferin tadını çıkarabilmemiz için ölülerin dirilmesi, yaşlıların gençleşmesi, uzaktaki dostlarımızın dönmesi gerekir. Biz bunun düşünü dar bir çevrede, bizim için bütün dünya sayılan bildik yüzler arasında kurmuştuk; şimdi büyüdüğümüze göre, yaptıklarımızın ve söylediklerimizin gene bu yüzlerde yansımasını isteriz. Oysa onlar yaşlanmış, ölmüş, kayıplara karışmışlardır. Bir daha dönmemecesine.
Bu durumda umutsuzca çevremize bakar, bizi yalnız bırakan, ama bizi seven, yaptıklarımıza hayranlık duyacak olan bu küçük dünyayı yeniden yaratmaya çalışırız. Ama böyle bir dünya yoktur artık.
