KONULAR: Okuma ( Hikâyenin Tanzimat’tan Millî Edebiyat Dönemi’ne kadar gelişimi, Hikâye Çeşitleri ve Özellikleri, Dede Korkut Hikâyeleri ve Özellikleri, Tanzimat dönemi hikâye ile Milli Edebiyat Dönemi hikâye örnekleri, Dil Bilgisi: Sözcük Türleri / Fiilimsiler )
Yazma ( Hikâye yazma çalışması ) , Sözlü İletişim ( Hikâye ile Film Farkını Değerlendirme)
ÜNİTENİN ADI/NO:ÜNİTE – II / HİKÂYE ( ÖYKÜ )
KAZANIMLAR:
Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönem ile ilişkisini belirler.
Metnin tema ve konusunu belirler. Metindeki çatışmaları belirler.
Metnin olay örgüsünü belirler.
Metindeki şahıs kadrosunun özelliklerini belirler.
Metnin üslup özelliklerini belirler.
Yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
Metni yorumlar.
Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
Metindeki anlatım biçimleri ve tekniklerinin işlevlerini belirler.
Metinde anlatıcı ve bakış açısının işlevini belirler.
Metinden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
Yazacağı metnin türüne göre konu, tema, ana düşünce, amaç ve hedef kitleyi belirler.
Yazma konusuyla ilgili hazırlık yapar. Yazacağı metni planlar.
Metin türüne özgü yapı özelliklerine uygun yazar.
Metin türüne özgü dil ve anlatım özelliklerine uygun yazar.
İyi bir anlatımda bulunması gereken özelliklere dikkat ederek yazar.
Görsel ve işitsel unsurları doğru ve etkili kullanır.
Yazdığı metni gözden geçirir. Farklı cümle yapılarını ve türlerini kullanır.
Ürettiği ve paylaştığı metinlerin sorumluluğunu üstlenir.
Yazdığı metni başkalarıyla paylaşır.
Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
Konuşmanın konusunu, amacını, hedef kitlesini ve türünü belirler.
Konuşma metnini planlar. Konuşma planına uygun olarak konuşma kartları hazırlar. Konuşmasında yararlanacağı görsel ve işitsel araçları hazırlar.
Konuşmasına uygun sunu hazırlar. Konuşma provası yapar.Boğumlama, vurgulama, tonlama ve duraklamaya dikkat ederek konuşur. Konuşurken gereksiz ses ve kelimeler kullanmaktan kaçınır.Konuşmasında beden dilini doğru ve etkili biçimde kullanır.Konuşmasına etkili bir başlangıç yapar. Konuşmasında süreyi verimli kullanır. Konuşmasında teknolojik araçları etkili biçimde kullanır.Konuşmasını etkili bir biçimde sonlandırır.
ARAÇ-GEREÇ:Ders Kitabı ( Meb ) , Örnek Metinler, Yazım Kılavuzu, Türkçe Sözlük, Slâytlar, Kompozisyon Bilgileri, Öğrt. Ders Notları, …
SÜRE: 30 Ders Saati ( 5 Hafta Okuma/ Dil bilgisi, 1 Hafta Yazma ve Sözlü İletişim )
İŞLENİŞ : (5E Modeli)
1) Giriş (Engage) (Motivasyon – Dikkat Çekme – Ön bilgileri harekete geçirme)
Mevcut İşleniş: Ders etkinliklerine geçilmeden önce öğretmen, öğrencilere selam verdikten sonra günlerinin nasıl geçtiğini sorar.
* Dede Korkut Hikâyeleri bizim için niçin önemlidir?
* Destan geleneğinden Halk hikâyeciliğine geçişin ilk ürünü Dede Korkut Hikâyeleri’dir. Bu nedenle Dede Korkut Hikâyeleri özel bir önem taşır.
Yaşadıklarınız ne kadar gerçek, yaşayamadıklarınız ne kadar yalan.“Herkesin bir hikâyesi vardır.” Cümlesi size neler düşündürüyor?
( Dikkati Çekme)
* Bu dönemde kahramanlık hikâyelerinin, fetih ve gaza temalarının işlemesiyle rağbet gördüğü vurgulanır.
*Metindeki ses, kelime ve cümle özellikleri vurgulanmalıdır.
[!] Bu dönem destanî hikâyelerin Anadolu’da oluştuğu, yaşanmış bazı tarihî gerçekleri dile getirdiği söylenmelidir.
[!] Bu dönemdeki eserlerin kaynağının, İslâmiyet öncesi destanlar ve İslâmi dönemde oluşan hikâyeler olduğu vurgulanmalıdır.
Hikâye yaşadıklarınızın kurgulanması sonucu doğan bir edebi türdür. Sizler de ileride bir hikâye yazarı olabilirsiniz. O halde hemen yazmaya başlayın. Bu konuyla birlikte hem güzel hikâye örnekleri okuyacağız hem de yeni şeyler öğreneceğiz. ( Güdüleme)
Sevgili öğrenciler bu haftaki derslerimizde dil bilgisinde fiilimsilerin metne olan katkısını, imla ve noktalamanın doğru kullanılmasının metni daha etkin hâle getirdiğini kavrayacağız ve metin üzerinde uygulama yapacağız. (Gözden Geçirme )
2) Keşfetme (Explore)
Mevcut İşleniş: Öğrencilere, “mesnevi nedir? Dini hikâye biliyor musunuz? Halk hikâyelerinden en çok hangisini seviyorsunuz ?”soruları sorulur ve soru –cevap yöntemi ile hikâye türünün tarihi sürecini keşfetmeleri sağlanır.
3) Açıklama (Explain)
Mevcut İşleniş:
SUNUŞ: Hafta içinde işlenecek konu/konuların ve kazanımların tanıtılması, işleniş stratejileri ve yararlanılacak materyaller hakkında sunuş yapılacak…
ANLATIM: Hikâye türünün Türk edebiyatı tarihi içinde Millî Edebiyat’a kadar olan dönemde gösterdiği değişimi ve gelişiminin sunumu.
HAZIRLIK:
Ders kitabında konuya giriş olarak verilen hazırlık soruları yanıtlanarak işlenecek ve konular üzerine öğrencilerin dikkati çekilecek.
1. Masal ve hikâye anlatıcılarının hangi özelliklere sahip olduğunu düşünüyorsunuz?
2. Dede Korkut Hikâyeleri’nin sinema filmlerine ve çizgi filmlere uyarlanmasını nasıl
değerlendirirsiniz?
ETKİNLİK: Ders kitabında yer alan metin ve tür ile ilgili açıklamalar, metni anlama ve çözümleme çalışması, dil bilgisi uygulamaları, okuma etkinliği yapılacaktır.
4) Derinleştirme (Ayrıntıya Girme)(Elaborate)
Mevcut İşleniş:
Hikâye türünün tarihçesi örneklerle derinlemesine işlenecek. Fiilimsiler metin üzerinde uygulama yaptırılarak tekrar hatırlatılacak ve metin üzerinde yazım kuralları ve noktalama işaretleri uygulaması yaptırılacaktır.
HİKÂYE
Hikâye”, Türk kültür tarihinde en azından bin yıllık geçmişe sahip giderek zenginleşen bir mânâ çemberi içinde, hem kelime hem de kavram olarak kullanılan “hikaye” sözcüğü Arapçadaki “hakave” kökünden gelmektedir.
İngiliz edebiyatında “ Story”, fransızcada “ histoire” , Almancada “Geshichte” olarak kullanılan hikaye, Yaşanmış ya da yaşanabilecek şekilde tasarlanmış olayları kişilere bağlı olarak belli bir yer ve zaman içinde anlatan kısa olay çevresinde oluşan edebi bir metin / türdür.
ÖZELLİKLERİ
1 – Olay kişi yer ve zaman unsurlarından oluşur.
2- Olay ve kişiler gerçeğe uygundur.
3 – Yaşanılan yer ve zaman bellidir.
4- Yer betimlemeleri ile kahramanların ruhsal ve kişisel özelliklerine yer verilir.
5 – Ele alınan bir olay ya da durum seri düğüm ve çözüm planına uygun işlenerek sonuçlandırılır.
6 – Açık yalın ve akıcı bir dil kullanılır.
7- Kısa metinlerdir ve ayrıntıya girilmez.
YAPI UNSURLARI
1) OLAY: Hikâyede üzerinde söz söylenen yaşantı ya da durumdur.
2) KİŞİLER: Olayın oluşmasında etkili olan ya da olayı yaşayan insanlardır.
3) YER: Olayın yaşandığı çevre veya mekândır.
4) ZAMAN : Olayın yaşandığı dönem, an mevsim ya da gündür.
5) DİL VE ANLATIM : Hikâyenin dili açık, akıcı ve günlük konuşma dilinden farklı olarak, etkili sözcük, deyim atasözü ve tamlamalarla zenginleştirilmiş güzel bir dil olmalıdır.
Anlatım ise iki şekilde olur : Hikâye kahramanlarından birinin ağzından yapılan anlatım “hikâyede birinci kişili anlatım” , Kahraman anlatıcı, kendi dil ve üslubunu kullanır ve birinci tekil şahıs ağzıyla konuşur. Okuyucu ile daha sıcak, samimi ve inandırıcı bir diyalog kurmasıyla okuyucuya daha yakındır.
Hikayede üçüncü kişi anlatım : Gözlemci ya da İlahi bakış açılarıyla ortaya konur.Gözlemcide anlatıcı tarafsız ve sadece gördüklerini anlatır.İlahi bakış açısında ise her şeyi bilen ve gören bir anlatıcı vardır.
HİKÂYEDE PLÂN:
Hikâyenin planı da diğer yazı türlerinde olduğu gibi üç bölümden oluşur; ancak bu bölümlerin adları farklıdır. Bunlar:
1) SERİM: Hikayenin giriş bölümüdür.Bu bölümde olayın geçtiği çevre , kişiler tanıtılarak ana olaya giriş yapılır.
2)DÜĞÜM : Hikayenin bütün yönleriyle anlatıldığı en geniş bölümdür.
3)ÇÖZÜM : Hikayenin sonuç bölümü olup merakın bir sonuca bağlanarak giderildiği bölümdür.
Ancak bütün hikayelerde bu plân uygulanmaz , bazı öykülerde başlangıç ve sonuç bölümü yoktur .Bu bölümler okuyucu tarafından tamamlanır.( Durum hikayeleri )
Hikaye Türünün Tarihi Gelişimi
Modern hikâye geleneğinin kurucusu 14.yüzyılda yaşayan İtalyan yazar ve şair Bocaccio’dur. Bocccio’nun yazdığı Decameron adlı eder hikâye türünde yazılmış ilk eserdir. Ancak hikâyenin romantizm ve realizm edebi akımlarının yaygınlaşmasıyla 19.yy’da asıl gelişimi olmuş ve edebi bir tür haline gelmiş ve 19.yy’dan itibaren oldukça gelişmiştir.
Hikâye modern – batılı – anlamda Türk edebiyatına Tanzimat Döneminde girmiş, batı edebiyatının hikâye türündeki eserleri örnek alınarak bu dönemde yazılmıştır. Edebiyatımızda Batılı anlamda ilk hikâye Ahmet Mithat Efendi’nin 1870 yılında yazdığı Kıssadan Hisse ve Letaifi Rivayet adlı eserleridir. Bu eserleri Emin Nihat’ın yazdığı Müsameretname adlı eser takip eder. Modern anlamda Batılı eserlerle boy ölçüşen ilk hikayemizi ise Samipaşazade Sezai Küçük Şeyler isimli eserle ortaya koymuştur.
Hikâyenin, modern anlamda ilk örnekleri Servet-i Fünûn döneminde verilmiştir. Gelişimine Servet-i Fünûn ve Milli Edebiyat dönemlerinde başlayan hikâye, Cumhuriyet Döneminde gelişimini tamamlamış ve zirve noktasına ulaşmıştır. Halit Ziya Uşaklıgil, Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık hikâyeciliğimizin en önemli isimlerindendir.
HİKÂYE ÇEŞİTLERİ
1- Maupassant Tarzı Hikâye (Olay Hikâyesi): Okuyucunun merak duygusunun uyanık tutulmasını sağlayan tema ve olay örgüsünün bulunduğu hikâyelere olay hikâyesi denir.
Özellikleri:
1) Seçilmiş olay ve tasarlanmış kişiler üzerinde kurulur.
2) Bu tarz hikâyede, olay, kişi, mekân ilişkisi okuyucuda gerçeklik duygusu uyandırır.
3) Hikâye beklenmedik bir son ile biter.
4) Mekân-insan bütünleşmesine özen gösterilir.
5) Rastlantılardan kaçınılır.
6) Olay parçaları, kişi-mekân ilişkisinde sebep-sonuç bağlantılarına dikkat edilir.
7) Bireysel fantezilerden kaçınılır.
8) Olay ve kişiyi belirleyen faktörlere önem gösterilir.
9) Sosyal çevre bu dikkatlerle anlatılır.
10) Serim, düğüm, çözüm biçiminde klasikleşmiş bir planı vardır.
11) Olaylar zinciri; kişi, mekân, zaman unsurlarına bağlı olarak verilir.
Bu tarz hikâyelerin dünyadaki ilk büyük ustası ve ilk örneğini veren sanatçısı Fransız yazar Guy De Maupassant ’tır. Bu tarz hikâyelere Maupassant tarafından geliştirildiği ve ilk örnekleri verildiği için Maupassant tarzı hikâyeler de denir.
Türk Edebiyatında Ömer Seyfettin Maupassant tarzı hikâyenin öncüsü ve büyük ustası olarak kabul edilir .
2- Çehov Tarzı Hikâye (Durum Hikâyesi): Bu tür öykülerde olaydan çok bir durum, hayatın bir kesiti üzerinde durulur.
Özellikleri:
1) Bu tür hikâyelerde hayatın doğal akışı içinden alınan bir kesit anlatılır.
2) Kahramanlar arasındaki karşılaşma ve çatışmadan ziyade, belli bir zaman diliminde, hayatın doğal akışı içinde insanların davranışları ve birbirleriyle ilişkileri ele alınır.
3) Bu tür hikâyelerde, kahramanlar karşılıklı konuşmalar içinde bulunur.
4) Abartılmamış gerçeklik anlatılmak istenir.
5) Olaydan çok yoruma, psikolojik tahlillere açık olan bu tarz hikâyeler, genellikle bir sonuca bağlanmadığından okuyucuda farklı çağrışım ve izlenimler uyandırır.
6) Bu tarz hikâyeler modern hikâye olarak bilinir.
Bu tarz hikâyeler, Rus yazar Anton Çehov tarafından tanıtıldığı, ilk örnekleri verildiği ve geliştirildiği için Çehov Tarzı hikâye olarak da anılır. Anton Çehov bu tarz hikâyelerin dünya edebiyatındaki en önemli temsilcisidir. Türk Edebiyatındaki en önemli temsilcileri Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal’dır. Son dönemlerde yazarlarımız genellikle bu tarz hikâye yazmışlardır.
3- Bireyi Konu Alan Hikâyeler: Benmerkezci / Modern Hikaye
1) Hikâyeci gözlemlerinden ve dış dünyada yaşanan olaylardan yola çıkarak bireysel bunalım ve çıkmazlara yönelir.
2) Bu tarz hikâyelerde birey, dış dünyayı olduğu ve gördüğü gibi değil; içinde bulunduğu haline göre olması gerektiği gibi algılar.
3) Bunalım ve yaşama sevinci arasında kalan birey var olandan hareketle dış dünyasına sığınır.
4) Bu tarz hikâyelerde anlatılan kişi ile anlatım iç içe girmiştir.
4.) Küçürek Hikâye (Öykü): Bu tür hikâyeler 750 kelimeden az olan hikâyelerdir. Bunlar arasında tek cümlelik hikâyeler de vardır. Küçürek hikâyede hacminden dolayı hikâyenin unsurlarıyla ilgili pek çok ayrıntıya yer verilmez, şiirde olduğu gibi yoğun ve imgesel anlatımdan faydalanılarak hikâye kurgulanır. Hikâyede verilmeyenlerin okur tarafından tamamlanması beklenir.
5.) Halk Hikâyesi
Halk Hikâyesi: Âşıklar tarafından anlatılan, manzum ve mensur bölümlerden oluşan sonraki dönemlerde yazıya aktarılan, anonim halk edebiyatı sözlü nesir ürünlerine halk hikâyesi denir.
Halk Hikâyesinin Özellikleri:
1- Destanla roman arasında, romana daha yakın edebiyat ürünleridir.
2- Destan döneminin sonunda ortaya çıkmıştır.
3- Sözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarılmış, saha sonraki dönemlerde yazıya geçirilmiştir.
4- Genellikle bir saz şairi (âşık) tarafından anlatılır.
5- Manzum-Mensur kısımlardan oluşur. Zamana nesir kısımlar ağırlık kazanmıştır. Şiir ve müzik iç içedir.
6- Masala göre daha uzundur.
7- Ağırlıklı olarak aşk teması işlenmiştir.
8- Dili olukça sadedir.
9- Tabiatüstü varlıklara, olağanüstü özellikler gösteren kişilere yer verilir.
10- Halk hikâyelerinde anlatıcı genellikle ilahi bakış açısına sahiptir.
11- Halk hikâyelerinde olayların çoğu yaşanmış ya da yaşanabilir olmasına rağmen, olağanüstü olaylara da yer verilir.
12- Halk hikâyelerinde, olayların geçtiği zaman belli belirsizdir. Ancak hikâyedeki olaylardan hareketle, zamanı az çok belirleyebiliriz.
13- Olayların geçtiği mekân dünyada da yaşanabilen bir yer olduğu gibi haritada gösterilemeyecek bir yerde olabilir.
14- Hikâyenin teması dönemin zihniyetini yansıtır.
15- Halk hikâyeleri halkın hayatını, duygularını yansıttığı için sanat metni özelliği taşır.
16- Halk hikâyeleri, halkın hayatını, duygularını, sözlü edebiyat geleneği ürünlerini yansıttığı için sanat metni özelliği taşır.
17- Türk edebiyatında, destandan halk hikâyeciliğine geçiş ürünleri sayılan, Dede Korkut Hikâyeleri, Türk halk hikâyeciliğinin en eski örneği sayılabilir.
18- Halk hikâyesinin yapısı; olay örgüsü, mekân, zaman ve kişilerden oluşur.
19- Halk hikâyelerinde kişiler çoğunlukla tipleştirilerek anlatılmıştır. İyiler hep iyi, kötüler ise her yönleriyle kötüdür.
20- Anonimdir.
Halk hikâyeleri Türk edebiyatı ürünleri içinde 16.yy’dan itibaren görülmeye başlanan, âşıklar tarafından nazım-nesir karışık bir ifade tarzı ile dinleyicilere karşı anlatılarak kuşaktan kuşağa geçen ürünlerdir. Bunlar destan ile roman arasında, romana daha yakın edebi ürünlerdir.
Halk Hikâyesinin Kaynakları:
a) Türkülere de konu olan yaşanmış gerçek olaylar.
b) Yaşayıp yaşamadıkları tam olarak bilinmeyen âşıkların başından geçen olaylar.
c) Kahramanlık hikâyeleri.
d) Diğer milletlerin halk hikâyeleri, masallar vb.
Halk Hikâyelerinin Şekil Özellikleri : Halk hikayeleri şekil bakımından üç bölümden oluşur.
a) Döşeme: Aşık, bir fasılla hikayeye giriş yapar. Bu dinleyicilere öğütler içeren, yer yer güldürü öğeleri de uzun bir şiirdir. Aşık, bu bölümde şiir ya da düz yazı şeklinde tekerlemeler de söyler.
b) Asıl Hikâye: Halk hikayesinin ana konusunu oluşturur. Bu bölümde hikayenin konusunu ve kahramanları tanıtıldıktan sonra hikayeye geçirilir.
c) Dua: Aşık, çoğunlukla sevdalıları birbirine kavuşturur. Sevdiğine özlem duyanlar, garipler için dua ettikten sonra “Ustamızın adı Hıdır, elimizden gelen budur” diyerek hikayesine son verir.
Halk Hikayelerini Oluşumu: Halk hikayeleri şu aşamalardan geçerek oluşur:
1- Önce hikayeye konu olan bir olay geçekleşmiş, bu olaya belli bir çevrede meşhur olup söylenmeye, dillerde dolaşmaya başlar.
2- Bu olay, sözlü gelenek yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılırken hikayenin aslında birtakım değişiklikler olur, zenginleşir, döneme ve söyleyene göre yeni biçimler alır. Yüzyıllar içinde bu hikayenin bazı bölümlerine mani, türkü gibi ezgili manzum parçalar ilave edilir.
3- Daha sonra aşıklar, bu hikayeleri kendi üsluplarına göre düzenleyerek bunlara son şeklini verir ve söylenmeye başlar. Bunu yaparken kendileri de bir takım eklemelerde bulunur. Daha sonra yazıya geçirilir.
Halk hikayeleri, destan döneminin sonunda ortaya çıkmış eserlerdir. Halk hikayelerinde tarihi olayların daha az olması, nazım-nesir karışık bir yapının bulunması, zamanla nesir kısmının ağırlık kazanması, olaylar ve kişiler bakımından gerçeğe yakın olması halk hikayesini destandan ayıran en önemli özelliktir.
Halk hikayeleri gerek konu bakımından gerekse, şekil bakımından hem epik eserlerin özelliklerini taşımakta hem de modern romandaki tip ve olayları içermektedir.
“Dede Korkut Hikayeleri” Türk halk hikayelerin en eski örneği sayılır. Halk hikayelerinde başlangıçta kahramanlık konuları, ardından kahramanlık ve aşk konuları en sonunda sadece aşk konuları işlenmiştir.
Merkezinde aşk temasının olduğu halk hikayelerinin en önemlisi şunlardır: Kerem ile Aslı Demirel , Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Tahir ile Zühre, Ercişli Finrah ile Selvihan
Merkezinde kahramanlık temasının olduğu halk hikayelerinin en önemlisi şunlardır: Köroğlu, Eşref Bey, Salman Bey ve Latif Şah .
Dede Korkut Hikayeleri
(Özellikleri, Tarihi, İçeriği)
Dede Korkut Hikayeleri, Türk hikaye geleneğinde bugüne kadar ortaya konulmuş en kıymetli ve güzel eserlerin başında gelmektedir. Milli bir karakter özelliği taşıması, Türk milletinin yaşamı, alışkanlıkları ve zevkleri hakkında bize çok önemli bilgiler sunması bu eserin değerini çok yüksek kılmaktadır. Kısacası Kitabı-ı Dede Korkut, geçmişimize net bir ışık kaynağı olmaktadır.
15.yüzyılda yazıya geçirilen Dede Korkut Hikayeleri , Türk edebiyatında destan geleneğinden halk hikayesi geleneğine geçiş eseri olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle Dede Korkut Hikayeleri, hem destan hem de halk hikayesi özelliklerini bir arada taşımaktadır.
Anadolu’nun çeşitli yörelerinde değişik versiyonlarına rastlanan hikayelerin 15. yüzyılın sonlarına doğru yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Hikayelerde anlatılan o dönem Türk halkının hem İslamiyet’in kabulünün öncesi hem de İslamiyet sonrası kültürel özelliklerini taşıdığı görülür. Bu da hikayelerin oluşum sürecinin İslamiyet öncesine kadar gittiğini gösterir. Hikayelerin İslamiyet’in kabulünün öncesinde Türklerin Orta Asya’dan henüz göç etmediği dönemlere kadar gittiği tahmin edilir.
Halkın ortak malı olan ve halkın bizzat kendi özelliklerini yansıttığı 13 hikayeden oluşan Dede Korkut hikayelerinin yazarı belli değildir. Hikayeler Dede Korkut, Korkut Ata veya Korkut Dede adı verilen biri tarafından anlatılır. Bu nedenle hikayeler genel olarak “Dede Korkut” adıyla anılır. Dede Korkut kitabının nüshaları ise toplamda üç tanedir ve onlar da Almanya ile Vatikan , Günbed kütüphanelerinde muhafaza edilmektedir.
Dede Korkut Hikayeleri Özellikleri
1. Bu destansı eser birbirinden bağımsız görünen 13 hikaye ve bir ön sözden oluşmaktadır.
2. Eserde hem destan hem de halk hikayesi unsurlarını bir arada görürüz.
3. Hem olağanüstü hem de gerçek olaylar iç içe olduğundan eser destan ve halk hikayesi özelliği göstermektedir.
4. Eserin yarısı manzum diğer yarısı da nesir bir şekilde yazılmıştır. Bu özelliği eserin halk hikayesine yaklaşan tarafı olarak değerlendirilir.
5. Hikayeler incelendiğinde Türklerin İslamiyet’in kabulünün öncesi ve sonrasındaki özellikleri ile yaşayışları bir arada anlatıldığı görülür.
6. Eser nesir olarak oluşturulsa da kahramanların sözleri, düşünceleri ve duyguları nazım olarak yazılmıştır.
7. Bu eser anonimdir yani Türk milletinin ortak bir eseri olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Türklerin milli hayatlarını, kültürünü, zenginliklerini ve duygularını yansıtmaktadır.
8. Eserin başka bir kıymetli tarafı ise o dönem eserlerinden farklı olarak güçlü bir Türkçe ile oluşturulmuş olmasıdır.
9. Eserde Oğuzların hayatları yer almaktadır.
10. Destanlarda olduğu gibi üç safhadan geçmiş ve eserde anlatılanlar bilinmeyen biri tarafından 15.yüzyılın sonlarına doğru yazıya geçirilmiştir.
11. Kahramanlık, aşk ve boylar arasındaki savaşlar sıklıkla işlenen konulardır.
CENKNAME
Cenknameler, dinî konulu destan tipi hikâye örneğidir. Ders kitabında Müslümanların Hayber Kalesi’ni nasıl fethettikleri anlatılır. Fetih anlatılırken Hazreti Ali’nin olağanüstü kahramanlıkları ve üstün gayretleri dile getirilir.
Cenknamelerin genel özellikleri şunlardır:
1.) Türk edebiyatında XIII. yüzyıldan itibaren yaygınlaşır. Kuşaktan kuşağa aktarılan sözlü ürünlerdir.
2.) Nazım veya nesir biçiminde yazıya aktarıldığı gibi bazı örneklerinde de nazım ve nesir bir aradadır.
3.) Müslümanların mücadeleleri, Hazreti Ali’nin kahramanlığı çerçevesinde anlatılır.
4.) Dinî konulu olduğu için cenknamelerde gazi tipi ön plana çıkarılır.
MESNEVİ
1- Divan edebiyatı nazım şekillerindendir.
2- Nazım birimi beyittir.
3- Aruz ölçüsünün kısa kalıpları ile yazılır.
4- Kafiye düzeni ( a a -bb-cc-dd-… ) şeklindedir.
5- Divan edebiyatının en uzun nazım şeklidir. Binlerce beyitten oluşabilir.
6- Mesnevi nazım şekli İran edebiyatında ortaya çıkmış, oradan Türk ve Arap edebiyatına geçmiştir.
7- Edebiyatımızın ilk mesnevisi Yusuf Has Hacib’in 11.yy’da yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserdir.
8- Mesneviler, Türk edebiyatının manzum romanları sayılabilir.
9- Mesnevilerde konuya doğrudan girilmez. Mesnevinin kendine özgü bir düzeni vardır.
Mesneviler genellikle şu bölümlerden oluşur:
a) Dibace (önsöz) b)Tevhid c) Münacaat d) Naat e)Miraciye f) Methiye g) Sebeb-i Telif(eserin yazılış nedeni) h) Agaz-ı Dastan (konuya başlangıç) ı) Hatime (sonsöz)
Tanzimat Döneminde Hikaye
1 – Tanzimat edebiyatı öykülerinde olaylar çoğunlukla günlük yaşamdan veya tarihten alınmıştır; olayların olmuş ya da olabilir izlenimini bırakması gerektiği konusunda bütün Tanzimat öykücüleri birleşmişlerdir.
2 – İlk öykülerde topluluk önünde anlatılan meddah öykülerinin etkisi ve tekniği görülür.
3 – Daha ilk eserlerden başlayarak, Tanzimat edebiyatı öykü ve romancılarının bir kısmı halka (Ahmet Mithat, Emin Nihat, Şemsettin Sami, Nabizade Nazım), bir kısmı aydın kişilere (Namık Kemal, Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem) seslenmeyi tercih etmişlerdir.
4 – Bunun sonucu olarak da, halka seslenen yazarlar sade dille, aydın kişilere seslenen yazarlarsa yabancı sözlük ve dil kuralları ile yüklü bir dille yazmışlardır.
5 – Eserler genel olarak, duygusal, acıklı konular üzerine kurulmuştur.
6 – Tanzimat öyküsünde işlenen önemli temalar: “tutsaklık”; zorla yapılan evliliklerin doğurdu acı sonuçlar; Batı uygarlığı ile Osmanlı uygarlığı arasındaki farkların karşılaştırılması; kadın erkek arasında ki ilişkilerde değişik ortamlarda gelişen evlilik, aşık olma temaları ağırlıklı olarak işlenmiştir.
7 – Tanzimat edebiyatının ilk döneminde yetişen ve romantizm akımının etkisi altında kalan yazarların eserlerinde bu akımın özelliği olarak :
– Tesadüflere çok yer verilmiştir.
– Yazarların kişiliği gizlenmemiş; ikide bir okuyucuya “Ey Kaari!” (okuyucu) diye seslenilmiş; olaylar okuyucuyla konuşa konuşa yürütülmüştür.
– Sırası düştükçe, olayın yürüyüşü durdurulmuş, bir takım bilgiler verilmiştir.
– Roman aracılığı ile bireyi eğitme ve toplumu düzeltme amacı gözetilmiş; bunun için de siyaset, din, ahlak, felsefe v.b. ile ilgili düşünce ve bilgiler ya olayın yürüyüşü durdurulup ya da olayların örülüşü içinde dolaylı olarak okuyucuya aktarılmıştır.
– Kahramanlar çoğu zaman yaşamdan alınmış doğal kişilerdi. Ancak kimi zaman olağanüstü olaylara ve insanlara da yer verilmiştir.
– Kahramanlar çoğu zaman tek yönlüdür. İyiler tamamen iyi, kötüler de tamamen kötüdür.
– Olayların sonunda, çoğu zaman iyiler ödüllerini, kötüler ya da suçlular cezalarını alırlar.
– Kahramanlar çoğu zaman bir görüşte aşık olurlar.- Yer ve çevre tasvirleri çoğu zaman eseri süslemek için yapılmıştır.
Milli Edebiyat Dönemi Hikâye
İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra ortaya çıkan Millî Edebiyat akımıyla birlikte hızlı bir gelişme gösteren dilde Türkçülük ve sadeleşme hareketi, öykücülüğümüze de yeni bir hız kazandır¬mıştır. Ömer Seyfettin, “Maupassant” öykü tekniği ile millî du¬yarlıkları, toplumsal sorunları hikâyelerinin konusu yapmıştır. Sanatçı, gerek öykü tekniği ile gerekse kullandığı yalın dille öykücüğümüzün öncüsü olmuştur. Bu dönemde Refik Halit Ka¬ray, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi sanatçılar yazdıkları öykülerle Türk öykü¬cülüğümüzün gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır.
Hikâye Yazma Çalışması
Yazma Tür ve Tekniklerini Tanıma
Hikâyeler yaşanmış ya da yaşanabilir olay veya durumların anlatıldığı yazı türüdür. Olay ya da durumlar zaman, kişi, mekân ve anlatıcı unsurlarına bağlı kalınarak anlatılır. Hikâyeler tek bir olay etrafında gelişir ve hikâyelerde ayrıntılara girilmez. Hikâyede, okuyucunun hayal dünyasının çalıştırılması amaçlanır. Hikâye serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur.
Hikâye kartı:
Mekan: Cephe gerisi
Zaman : Kurtuluş Savaşı yılları
Kişileri: Yüzbaşı Cemil, Hüseyin Çavuş, Hatice Ana
Bakış açısı: Hâkim bakış açısı
Anahtar kelimeler: Vatanseverlik, mektup, çadır, çarık
Yukarıda hikâye kartı verilmiştir. Aşağıda verilen yönergeden yola çıkarak hikâye kartındaki bilgiler doğrultusunda bir hikâye yazınız. Hikâye kartlarındaki bilgilerin yanı sıra deneyim, gözlem ve hayal gücünüzü de kullanarak hikâyenizi zenginleştiriniz. Hikâyenizi yazarken aşağıdaki yönergeye dikkat ediniz.
Hikâyenin konusunu ve temasını belirleyiniz. Hikâye yazma amacınızı ve hedef kitlenizi belirleyiniz. Hikâyeniz için bir olay belirleyiniz. Çevrenizde yaptığınız gözlemlerden, anılarınızdan, okuduklarınızdan, duyduklarınızdan hareketle olayı kurgulayınız. Olayın ilgi çekici olmasına dikkat ediniz. Kişilerin birbiriyle
ilişkilerini ve çatışmaları belirleyiniz. Hikâyenin planını (olay örgüsü) çıkarınız. Hikâyenize uygun bir başlık bulunuz. Serim (giriş) bölümünde
mekân ve kişileri tanıtınız. Olay öncesi gelişmelere kısaca değininiz. Düğüm (gelişme) bölümünde olayı anlatınız. Gerilim ve çatışma unsurları ile okuyucunun merakını artırınız. Çözüm (sonuç) bölümünde ise olayı beklenmedik bir durumla sonuçlandırınız. Anlatım biçimlerinden öyküleme ve betimlemeyi kullanınız.
Metninizin hukuki ve etik ilkelere uygun olup olmadığını kontrol ediniz. Hikâyenizin olay örgüsüne uygun anlatım tekniklerini (gösterme, tahkiye etme, özetleme, geriye dönüş, diyalog, iç konuşma, iç çözümleme, bilinç akışı vb.) kullanınız. Hikâyeyi okutan en önemli unsurun dil ve anlatım özellikleri olduğunu unutmayınız. Samimi ve canlı bir dil kullanınız. Deyim ve atasözü kullanmaya özen gösteriniz. Gerçeklik duygusu oluşturması bakımından hikâye kişilerini ağız özellikleri ile konuşturunuz. Hikâyenizi açıklık, akıcılık, duruluk, yalınlık ilkelerine uyarak yazınız. Türk Dil Kurumunun yazım ve noktalama kurallarına dikkat ediniz.
Sözlü İletişim Tür ve Tekniklerini Tanıma
Güzel konuşma, bireyin ilişkilerini sağlıklı sürdürebilmesini sağlar. Bireyi topluma uyumlu kılar. Güzel ve
etkili konuşma, bireysel ve toplumsal hayatında kişiye pek çok kolaylık sağlar. Doğru ve güzel konuşan insanlar
hem iş hem de özel yaşamlarında başarılı olurlar. Karşılaştıkları çeşitli durumlarda sorunlardan çok, çözüme odaklandıkları için çatışmaların, tartışmaların üstesinden kolaylıkla gelirler.
Güzel ve etkili konuşma için aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır:
*Belli bir amaca yönelik olmalıdır.
*Vurgu, tonlama ve beden dili doğru kullanılmalıdır.
*Dinleyicilerin ilgisini ve dikkatini çekecek şekilde canlı olmalıdır.
*Doğru bilgilere dayanmalıdır.
*Süreye uygun yapılmalıdır.
5) Değerlendirme(Evaluate)
A.) Uygulama Çalışmaları: 1.) Ders kitabından, Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanını Beyan Eder Hanım Hey , Kerem ile Aslı, Rehine, Hayber Kalesi Cengi, Mantıku’t-Tayr, Bu Büyük Adam Kimdir?, Kaç Yerinden?, Herkesin Dostu Anton isimli hikâye örnekleri okutturulur.
2.) Bu hikâyelerden yola çıkarak hikâye çeşitleri ve dönemsel özellikleri tespit edilir.
3. ) Metinlerin olay örgüsünü bulunuz.
4.) Hikâyelerin türlerini ve dönemlerini belirtiniz.
5-) Hikâyelerin serim, düğüm ve çözüm bölümlerini belirleyiniz.
6-) Yazar ve şair biyografileri incelenir ve öğrenci görevlendirilerek diğer dersler de sunum yapmaları sağlanır. “Ben kimim ?” etkinliği yaptırılır.
7-) Fiilimsiler konusu hatırlatılır ve metin üzerinde örnek sorular çözülür. Metin üzerinde yazım kuralları ve noktalama işaretleri uygulaması yaptırılır.
B.) Değerlendirme Çalışmaları:
• Ders kitabında metni anlama ve çözümleme, uygulama soruları çözdürülür, ölçme ve değerlendirme etkinlikleri yaptırılır.
• Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlara ulaşılıp ulaşılamadığı değerlendirilecek.
C.) ÖZ DEĞERLENDİRME FORMU: Form doldurularak değerlendirilecek.
Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: 9.Sınıf Hikâye ünitesi ile ilişkilendirilir. Tarih zümresiyle ilişkilendirilir.
Katkılarından dolayı Ekrem Yekrek’e teşekkür ederiz.