1.Ahmet ve 4.Murat devirlerinin başarılı şairlerinden Nefi, pürüzsüz bir dile sahip, kendinden emin, tok bir üsluba sahiptir.İstanbul Türkçesini başarıyla kullanmıştır. Şiirlerinde tezat sanatına sıkça yer vermiştir.
NEFİ’NİN GAZELLERİ
GAZEL 1
Yoklamazsın hîç var mı dilde dâğın yâresin
Böyle mi gözler güzeller âşık-ı bîçâresin
Âh ile derdi bilinmez âşık-ı bîçârenin
Çâk çâk ede meğer âhı dil-i sad-pâresin
Gördüğün öldürmedir kârı o hûnî gözlerin
Koymaz anınçün elinden gamzeler gaddâresin
Zülfüne bend etmesin yâ n’eylesin Mecnûn gibi
Zabta kâdir olmayan âşık-ı dil-âvâresin
Halka-i zülfünden eyler dil temâşâ ruhların
Vermese hurşîde n’ola revzen-i nezzâresin
Derdin izhâr etmek ister dâ’imâ Nef’î sana
Sen de lutf et yokla bir gün dilde dâğın yâresin
GAZEL 2
Ağyâre nigâh etmediğin nâz sanırdım
Çok lutf imiş ol âşıka ben az sanırdım
Gamzen dili rüsvâ-yı cihân eyledi
Billâh ben ol âfeti hem-râz sanırdım
Seyr eylemesem âyînede aks-i cemâlin
Hüsn ile seni meh gibi mümtâz sanırdım
Ma’mûr idügin bilmez idim böyle harâbât
Mestâneleri hâne-ber-endâz sanırdım
Sihr etdiğini senden işitdim yine Nef’î
Yoksa sözünü hep senin i’câz sanırdım
GAZEL 3
Bir dolu nûş et, şarab-ı nab gelsün çeşmine
Mest olursan nâza başla hab gelsün çeşmine.
Gamzene pür-tâb iken takat getirmez âftâb
Bade aklı var ise bitâb gelsün çeşmine.
Hüsnünü bilmek dilersen bir nefes mir’ata bak
Attabın pertevi, mehtâb gelsün çeşmine
Aşık isen ağlamakla bitmez iş, bir çare gör
Sen gerek yaş dök, gerek hûnâb gelsün çeşmine
Rind isen Nef’î, humâr-ı badeden açma gözün
Âlemin hâli, hayal ü hâb gelsün çeşmine
Günümüz Türkçesiyle:
Çok çok iç, gözünden sâf şarab aksın
Mest olursan naza başla uyku gelsin gözüne
Gamzene o güçlü, parlak güneş bir takat getirmez
Bade, aklı var ise gözüne yorgun olarak gelsin
Güzelliğini bilmek istersen aynaya bak
Güneşin parlaklığı mehtap gibi solgun gelsin gözüne
Âşık isen ağlamakla bitmez iş, bir çare bul
Sen gerek yaş dök, gerek kan gelsin gözüne
Rind isen Nef’î, içki sersemliğinden uyanma
Âlemin hali hayâl ve düş gibi gelsin gözüne.
GAZEL 4
Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil
Yine endîşe bilir kadr-i dür-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil
Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma’ânî elime
Âleme bez-i güher eylesem itlâf değil
Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef’î
Tab’-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil
Günümüz Türkçesiyle:
1.Mucizeleri dile getiren papağanım, dedikler boş laf(tan ibaret) değil / Felekle konuşmam (onun) kalbi temiz değil.
2.Kalbi temiz olmayana “gönül ehlidir” diyemem / Gönül ehillerinin birbirini bilmemeleri olacak iş değil.
3.Devir alçaksa ve dünya sarraf değil ise inci (gibi kıymetli olan) sözümün değerini bilse bilse düşünce bilir.
4.Anlam hazinesinin kapısının anahtarı elime geçti / Aleme bol bol cevher dağıtsam ziyanı yok.
5.Nef’î’nin temiz gönlü, sözün levh-i mahfuzudur / Dostlarınınki gibi sahaf dükkanı değildir.
GAZEL 5
Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhât olur
Ne cân bedende gâm-ı firkatûnle rahat olur
Ne çâre var ki firâkunla eglenem bir dem
Ne tâli’üm meded eyler visâle fırsat olur
Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem o şeb ölürüm
Ne gün ki kâmetüni görmesem kıyâmet olur
Dil ise gitdi kesülmez hevâ-yı aşkundan
Nasîhat eyledüğümce beter melâmet olur
Belâ budur ki alışdı belâlarunla gönül
Gamun da gelse bâ’is-i meserret olur
Nedür bu tâli’ ile derdi Nef’î-i zârun
Ne şûhı sevse mülâyim dedükçe âfet olur
Günümüz Türkçesiyle:
1.Vücudumda sensiz ne can ve sağlık umudu olur. Ne de can bedenimde ayrılığın gamıyla rahat yüzü görür.
2. Ne senin ayrılığın yüzünden bir an oturup kalmanın çaresi var ne de talihim yardım eder de sana kavuşma fırsatı bulabilirim.
3.Hangi gece bulunduğun yerlere yüzümü sürmesem o gece ölürüm. Hangi günde selvi boyunu görmesem benim için kıyamet olur.
4. Gönül ise elden giden aşkının arzusundan bir türlü vazgeçmiyor, ben nasihat ettikçe o daha beter rezil oluyor.
5. Asıl belâ şu ki gönül belâlarınla alıştı. Şimdi gönüle gamın da gelse sevinç sebebi oluyor.
6.Bu talihsiz ve zavallı Nef’î’nin çektiği dertler nedir? Hangi güzeli sevse ona yumuşak huylu ve uysal dedikçe bir afet kesiliyor.
GAZEL 6
Ağyâre nigâh etmediğin nâz sanırdım
Çok lutf imiş ol âşıka ben az sanırdım
Gamzen dili rüsvâ-yı cihân eyledi
Billâh ben ol âfeti hem-râz sanırdım
Seyr eylemesem âyînede aks-i cemâlin
Hüsn ile seni meh gibi mümtâz sanırdım
Ma’mûr idügin bilmez idim böyle harâbât
Mestâneleri hâne-ber-endâz sanırdım
Sihr etdiğini senden işitdim yine Nef’î
Yoksa sözünü hep senin i’câz sanırdım
Günümüz Türkçesiyle:
Yabancıya bakmadığından ben nazlı sanırdım
Ama çok alakalıymış aşığa ben az sanırdım
Gülümsenle cihana beni rezil eyledin
Oysa ben seni en yakın arkadaşım sanırdım
Yüzünün aynadaki yansımsını görmesem
Güzellikde seni ay gibi seçkin sanırdım
Yapıcı olduğunu bilmezdim böyle harap olmuş
Sarhoşları seni ev yıkıcı sanırdım
Sihir yaptığı yeni senden işittim
Nef’i yoksa sözünü hep icaz sanırdım
İcaz: Düzgün ve icazlı söz söylemek. Benzerini yapmada herkesi acze düşürmek. Güzel söz söylemekte insanların muktedir olmadıkları derece.
GAZEL 7
Âşıka ta’n etmek olmaz mübtelâdır n’eylesin
Âdeme mihr ü mahabbet bir belâdır n’eylesin
Gönlü dilberden kesilmezse acep mi âşıkın
Gamzesiyle tâ ezelden âşinâdır n’eylesin
N’ola ta’yin etse zabt-ı mülk-i hüsnü gamzeye
Zülfü bir âşüfte-i ser-der-hevâdır n’eylesin
Zülfüne kalsa perîşân eylemezdi dilleri
Anı da tahrîk eden bâd-ı sabâdır n’eylesin
N’ola olsa muztarib hâl-i dil-i uşşâkdan
Sînesi âyîne-i âlem-nümâdır n’eylesin
Olmasa Nef’î n’ola dil-beste zülf-i dilbere
Tab’-ı şûhu dâma düşmez bir Hümâdır n’eylesin
GAZEL 8
Derdim nice bir sinede pinhân iderim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân iderim ben
Âh ile komam dilleri zülfünde huzura
Cem’iyyet-i ağyarı perişan iderim ben
Cem’iyyet-i ağyarı ger itmezse perişan
Çerh-i feleği aksine gerdan iderim ben
Yâr olmayıcak zehr-i sitemdir bana bâde
Bilmem nice def-i gam-ı hicran iderim ben
Gûyâ ki olur didelerim ma’den-i yakut
Her gâh ki yâd-ı leb-i cânân iderim ben
Bu hâl ile avarelik el virse bana ger
Baştan başa dünyâyı gül-istân iderim ben
Nefi gibi yârana dimem dahi nazire
Yâ bu gazeli ziver-i dîvân iderim ben
Günümüz Türkçesiyle:
1.Ben derdimi yürekte daha ne kadar nasıl saklarım (saklayabilirim) ?
Bu dünyayı bir âh ile yıkarım ben, (bu âh ile derdimi de ortaya koyarım) .
2.Ah ederek, gönülleri senin zülfünde huzur içinde (rahat) bırakmam, Rakiplerin topluluğunu, huzurunu perişan eder, dağıtırım, bozarım ben.
3.(Bu hal böyle gider de) şayet (sevgilinin çevresinde toplanan) rakipler topluluğunu, huzurunu perişan etmezse, dağıtmazsa, bozmazsa, (O) feleğin çarkını tersine döndürürüm ben.
4.Sevgili (yanımda) olmayınca, bade (şarap) bana zulüm zehri olur,
(Şarap da zehir olunca) bilmem, ayrılık gamını nasıl giderebilirim, defedebilirim ben.
5.Sanki gözlerim (bir) yakut madeni olur, (ağlamaktan kızarır) , Her ne zaman ki sevgilinin dudağını anarım ben.
6.Şayet bu hal ile avarelik bana fırsat verirse, Dünyayı baştanbaşa gül bahçesi ederim ben.
7.Nefi gibi dostların şiirlerine de (artık) nazire söylemem, Ya da (söylersen) bu gazeli divanın süsü ederim ben.
GAZEL 9
Yazanlar peykerim destimde bir peymâne yazmışlar
Görüp mest-i mey-i aşk olduğum mestâne yazmışlar
Bana teklîf-i zühd etmezdi idrâk olsa zâhidde
Yazıklar kim anı âkil beni dîvâne yazmışlar
Değildir gözlerinde sâye-i müjgânı uşşâkın
Hatın resmin beyâz-ı dîde-i giryâne yazmışlar
Benim âşık ki rüsvâlıkla tutdu şöhretim şehri
Yazanlar kıssa-i Mecnûnu hep yâbâne yazmışlar
Nice zâhirdir ey Nef’î sözünden dildeki sûzun
Yazınca nüsha-i şi’rin kalemler yâne yazmışlar
GAZEL 10
Âşık olduk dâm-ı zülf-i yâre düşdü gönlümüz
Akla uyduk bir garîb âvâre düşdü gönlümüz
Gamdan âzâd olmağa bilmem ne çâre eylesek
Kaldı hayretde acep bîçâre düşdü gönlümüz
Âşık olmakdır yine evlâsı ammâ derd bu
Bir mülâyim âfet-i mekkâra düşdü gönlümüz
Çeşmi bir zahm urdu tîğ-ı gamze-i bürrân ile
Göz yumup açınca yüz bin pâre düşdü gönlümüz
Fâriğ olsak n’ola dilber sevmeden Nef’î gibi
Hüsn-i hulk-ı şâh-ı meh-dîdâra düşdü gönlümüz
Şevkımız yok zevk-i câm-ı lâ’l-i nâb-ı dilbere
Şi’r-i hâkân-ı şeker-güftâra düşdü gönlümüz
Hazret-i Sultân Murâd Hân-ı kerîmü’ş-şân kim
Şevk-i medhiyle garîb efkâra düşdü gönlümüz
Cüst ü cû etdik âlem-i endîşede
Iztırârî vâdî-i inkâra düşdü gönlümüz
GAZEL 11
Bâde gam verir bize biz âşık-ı dîvâneyiz
Gelmeden bu bezme câm-ı aşk ile mestâneyiz
Çekmeziz renc-i humârı ömrümüzde gerçi biz
Gam değil mahmûr olursak sâkî-i meyhâneyiz
Âşık-ı yek-reng ü rindân-güşâde-meşrebiz
Bezm-i hâs-ı vahdete hem bâde hem peymâneyiz
Hem gülüz hem bülbülüz germiyyet-i aşk ile biz
Dâğ-ı derde şu’le vü şem’-i gama pervâneyiz
Rind-i aşkız hâsılı Nef’î-i bî-pervâ gibi
Âşinâya âşinâ bîgâneye bîgâneyiz
GAZEL 12
Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül
Ehl-i aşkın hâsılı sâhib-mezâkıdır gönül
Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ etsem n’ola
Nice demlerdir esîr-i iştiyâkıdır gönül
Dildedir mihrin ko hâk olsun yolunda cân u ten
Ben ölürsem âlem-i ma’nâda bâkîdir gönül
Zerredir ammâ ki tâb-ı âfitâb-ı aşk ile
Rûzigârın şemse-i tâk u revâkıdır gönül
Etse Nef’î n’ola ger gönlüyle dâ’im bezm-i hâs
Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül
GAZEL 13
Yoklamazsın hîç var mı dilde dâğın yâresin
Böyle mi gözler güzeller âşık-ı bîçâresin
Âh ile derdi bilinmez âşık-ı bîçârenin
Çâk çâk ede meğer âhı dil-i sad-pâresin
Gördüğün öldürmedir kârı o hûnî gözlerin
Koymaz anınçün elinden gamzeler gaddâresin
Zülfüne bend etmesin yâ n’eylesin Mecnûn gibi
Zabta kâdir olmayan âşık-ı dil-âvâresin
Halka-i zülfünden eyler dil temâşâ ruhların
Vermese hurşîde n’ola revzen-i nezzâresin
Derdin izhâr etmek ister dâ’imâ Nef’î sana
Sen de lutf et yokla bir gün dilde dâğın yâresin
GAZEL 14
Âşıka ta’n etmek olmaz mübtelâdır n’eylesin
Âdeme mihr ü mahabbet bir belâdır n’eylesin
Gönlü dilberden kesilmezse acep mi âşıkın
Gamzesiyle tâ ezelden âşinâdır n’eylesin
N’ola ta’yin etse zabt-ı mülk-i hüsnü gamzeye
Zülfü bir âşüfte-i ser-der-hevâdır n’eylesin
Zülfüne kalsa perîşân eylemezdi dilleri
Anı da tahrîk eden bâd-ı sabâdır n’eylesin
N’ola olsa muztarib hâl-i dil-i uşşâkdan
Sînesi âyîne-i âlem-nümâdır n’eylesin
Olmasa Nef’î n’ola dil-beste zülf-i dilbere
Tab’-ı şûhu dâma düşmez bir Hümâdır n’eylesin
Nefi’nin gazellerini indirmek için aşağıdaki linke tıklayınız.