1. Mai ve Siyah romanının ana düşüncesi nedir? Romanda işlenen konu bireysel midir yoksa toplumsal bir konu mudur? Açıklayınız.
2. Ahh! Bi çare hırpalanmış, ezilmiş hayat! Mai bir gece ile siyah bir gece arasında geçen şu zavallı
mutsuz ömür .. Bir elmas yağmuru altında gelişerek simdi bir siyah elmas yağmuru altında gömülen o
emel çiçekleri…İşte, işte görüyor ; gözlerinin önünde yağan bu siyahlıklar denize döküldükçe bir sarhoşluk ezgisiyleboğulan bu karanlıklar, iste bunlar o hulya hayatının üzerine çekilen bir yas kefeni değil miydi?”
Yukarıda verildiği gibi Halit Ziya Uşaklıgil’ın, Mai ve Siyah romanında kullandığı iç diyaloğun metne nasıl bir katkısı olmuştur? Açıklayınız.
3. Sultan II. Abdülhamit devrinin edebî oluşumlarından biri olan Servetifünun dönemi, pek çok özelliği ile Türk edebiyatında adından sıklıkla söz ettirmiştir. Sanatın ön planda tutulduğu bu devrin bazı şair ve yazarları, artan siyasi baskılar yüzünden memleket idaresinden şikayet etmişlerdir. Bunun sonucunda yaşamak için yeni bir ortam, uzak ülke hayaline kapılmışlardır. Önce Yeni Zelanda daha sonra da Manisa’nın Sarıçam ilçesi, bu hayalin mekânı olarak düşünülmüştür. Sanatçılar, her iki yer ile ilgili planlamalar yapmışlar ve tasarlanan yeni yaşamın pek çok özelliğini edebî eserlerle ortaya koymuşlardır.
Edebî eserlere etki etmiş olan bu tasarılarda yaşanacak yerin coğrafi özelliklerinden meskenlere; uğraşı alanlarından edebî anlayışlara kadar pek çok şeyi bulmak mümkündür.
Servetifünun anlayışıyla yazılan yukarıdaki metindeki uzaklaşma duygusu nasıl anlatılmıştır? Açıklayınız.
4. Servetifünun romanı ile Tanzimat romanını karşılaştırınız.
5. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise D, yanlış ise Y yazınız.
1 | Aşk-ı Memnu romanı yasak aşkı konu alan bir roman değildir. | |
2 | Sergüzeşt romanı edebiyatımızda romantizmden realizme geçişin ilk örneği kabul edilir. | |
3 | Edebiyatımızda Batı tekniğine uygun ilk romanlar Servetifünun döneminde verilmeye başlanmıştır. | |
4 | Tanzimat dönemi romanları teknik bakımdan kusurludur. | |
5 | Milli Edebiyat Dönemi romanlarında mekan İstanbul’dan çok Anadolu’dur. | |
6 | Dünya edebiyatında Cervantes’in yazdığı Don Kişot, modern romanın ilk örneği sayılır. | |
7 | Edebiyatımızda roman ve hikayenin yerini tutan ve divan edebiyatı nazım şekli olan tür mesnevilerdir. | |
8 | Servetifünun romanında sembolizm ve parnasizm akımları etkilidir. | |
9 | Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek adlı romanı Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatmaktadır. | |
10 | Sergüzeşt romanında Cezayir’den alınıp getirilen Dilber’in hikayesi anlatılır. |
6. Aşağıdaki cümlede boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
*Tanzimat birinci dönem romancıları, eserlerini yazarken …… ve ……….
akımlarından etkilenmişlerdir.
*Servetifünun Dönemi’nde Batı tekniğine uygun olarak yazılan ilk romanı ….. yazmıştır.
*Millî Edebiyat Dönemi romanlarında …… .. bir dil kullanılır.
*Edebiyatımızda yazılan ilk edebî roman … .. , ilk tarihî roman …… , ilk
psikolojik roman …… ve ilk realist roman ……’dır.
*Millî edebiyat akımı Ömer Seyfettin’in Selanik’te çıkardığı …….. dergisinde yayımlanan ……… adlı makale ile başlamıştır.
7. Geleneksel Türk tiyatrosunun ortak özelliklerinden dördünü yazınız.
8. Aşağıdaki cümlelerde virgülün kullanım amaçlarını karşısındaki boşluğa yazınız.
Oldukça sıcak, samimi, sevimli ve içten bir yapıya sahip.’ (………………………………………………………………………………………………………..)
Umduk, bekledik, düşündük. (…………………………………………………………………………………………………………………………………………………….)
Saniye Hanım efendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti. (…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………….)
9. Sokağa tasasız, genç, renkli, sıhhatli, neşeli bir yüz görürüm diye çıktı. Böyle bir insan yüzüne rastlamakla kendi tasası, ihtiyarlığı, sarılığı, hastalığı ve neşesizliği geçecek değildi. Belki büsbütün yeise, umutsuzluğa düşecekti. Amma istiyordu. Hem de bulamayacağını umarak dolaşıyordu. Kararı, kitabı açmadan kitap hakkında hükmünü vermiş münekkit fikri idi. Hiçbir münekkit elleri titreyerek, zevkten bayılırcasına bir kitap açamaz. Bu zevk yalnız okuyucu kalanlarda vardır. İşte o sokağa çıkarken sokak kütüphanesinin her kitabında bir kusur bulacağını biliyordu.
Yukarıdaki parçada aşağıda belirtilenlerin karşısına yazınız.
İsim tamlaması:
Sıfat tamlaması:
Zarf fiil:
Sıfat fiil:
isim fiil:
10. Aşağıdaki cümlelerin çeşitlerini yazınız.
Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.
Anlamına göre:
Yüklemin yerine göre:
Yüklemine göre:
Yapısına göre:
Bir kez kaçar uçurtması, sonra gökyüzüne küser insan.
Anlamına göre:
Yüklemin yerine göre:
Yüklemine göre:
Yapısına göre:sıralı
Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz, herkes gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.
Anlamına göre:
Yüklemin yerine göre:
Yüklemine göre:
Yapısına göre:
Tek bir kişinin yokluğu, çevrendeki tüm çokluğu hiç yapar.
Anlamına göre:
Yüklemin yerine göre:
Yüklemine göre:
Yapısına göre:
Anlamına göre:
Yüklemin yerine göre:
Yüklemine göre:
Yapısına göre:
10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 2.DÖNEM 1.YAZILI CEVAPLARI A GRUBU
1. Mai ve Siyah romanının ana düşüncesi nedir? Romanda işlenen konu bireysel midir yoksa toplumsal bir konu mudur? Açıklayınız.
Roman hayal-gerçek çatışması üzerine kurulmuştur. Ana fikir: “İnsan hayatta karşısına çıkan zorluklara karşı mücadele etmeli, hayallerle gerçekleri birbirine karıştırmamalıdır.” Romanda işlenen tema bireyseldir; çünkü bireyin hayal-hakikat çatışmasını işlemektedir.
2. Ahh! Bi çare hırpalanmış, ezilmiş hayat! Mai bir gece ile siyah bir gece arasında geçen şu zavallı
mutsuz ömür .. Bir elmas yağmuru altında gelişerek simdi bir siyah elmas yağmuru altında gömülen o
emel çiçekleri…İşte, işte görüyor ; gözlerinin önünde yağan bu siyahlıklar denize döküldükçe bir sarhoşluk ezgisiyleboğulan bu karanlıklar, iste bunlar o hulya hayatının üzerine çekilen bir yas kefeni değil miydi?”
Yukarıda verildiği gibi Halit Ziya Uşaklıgil’ın, Mai ve Siyah romanında kullandığı iç diyaloğun metne nasıl bir katkısı olmuştur? Açıklayınız.
Bunlar roman kahramanının psikolojik durumunu daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Sultan II. Abdülhamit devrinin edebî oluşumlarından biri olan Servetifünun dönemi, pek çok özelliği ile Türk edebiyatında adından sıklıkla söz ettirmiştir. Sanatın ön planda tutulduğu bu devrin bazı şair ve yazarları, artan siyasi baskılar yüzünden memleket idaresinden şikayet etmişlerdir. Bunun sonucunda yaşamak için yeni bir ortam, uzak ülke hayaline kapılmışlardır. Önce Yeni Zelanda daha sonra da Manisa’nın Sarıçam ilçesi, bu hayalin mekânı olarak düşünülmüştür. Sanatçılar, her iki yer ile ilgili planlamalar yapmışlar ve tasarlanan yeni yaşamın pek çok özelliğini edebî eserlerle ortaya koymuşlardır.
Edebî eserlere etki etmiş olan bu tasarılarda yaşanacak yerin coğrafi özelliklerinden meskenlere; uğraşı alanlarından edebî anlayışlara kadar pek çok şeyi bulmak mümkündür.
3. Servetifünun anlayışıyla yazılan yukarıdaki metindeki uzaklaşma duygusu nasıl anlatılmıştır? Açıklayınız.
Roman kahramanı hayalleri yıkılınca içinde bulunduğu gerçeklerden kaçıp gitmeyi yeğlemiştir.
4. Servetifünun romanı ile Tanzimat romanını karşılaştırınız.
Tema: Tanzimat Dönemi’nde yanlış Batlılaşma, cariyelik, toplumsal aksaklılıklar, aşk, tarihi konular işlenirken Servetifünun romanında aşk, hayal-hakikat çatışması karamsarlık, yalnızlık gibi bireysel temalar işlenmiştir.
Dil ve Üslup: Olay anlatımlarında yalın, betimlemelerde süslü bir üslup vardır. Yazar, olayın akışını kesip okuyuyuca bilgi verebilir. Yazar eser kişiliğini gizlemez. Bu dönem romanları teknik bakımdan kusurludur. Servetifünun romanında ise ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır. Yazar olayın kesmez, kişiliğini gizler.
Edebi Akım: Tanzimat romanları daha çok romantizmin akımın etkisindeyken Servetifünun romanları realizmin etkisinde yazılmıştır.
Olay ve Kişiler: Tanzimat romanında kişiler tek yönlü ele alnır. İyiler hep iyi kötüler hep kötüdür. Servetifünun romanında ise Avrupai tarzda iyi eğitim almış zengin kişiler yer alır. Tipler değil, karakterler ön plandadır.
Mekan: Tanzimat romanlarında mekan genellikle İstanbul’dur. Özellikle olaylar Çamlıca’da geçer. Servetifünun romanlarında ise olaylar İstanbul içinde özellikle Beyoğlu ve Tepebaşı semtlerinde geçer.
Roman Tekniği: Tanzimat romanı teknik bakımdan kusurludur, olayın akışı kesilir, tesadüflere sıkça yer verilir. Servetifünun romanında ise yazar olayın anlatımında tarafsız bir tavır takınır. Rastlantılara ve gereksiz ayrıntılara yer vermez. Batılı anlamda modern romanın gerçek örnekleri bu dönemde verilmiştir.
5. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise D, yanlış ise Y yazınız.
1 | Aşk-ı Memnu romanı yasak aşkı konu alan bir roman değildir. | Y |
2 | Sergüzeşt romanı edebiyatımızda romantizmden realizme geçişin ilk örneği kabul edilir. | D |
3 | Edebiyatımızda Batı tekniğine uygun ilk romanlar Servetifünun döneminde verilmeye başlanmıştır. | D |
4 | Tanzimat dönemi romanları teknik bakımdan kusurludur. | D |
5 | Milli Edebiyat Dönemi romanlarında mekan İstanbul’dan çok Anadolu’dur. | D |
6 | Dünya edebiyatında Cervantes’in yazdığı Don Kişot, modern romanın ilk örneği sayılır. | D |
7 | Edebiyatımızda roman ve hikayenin yerini tutan ve divan edebiyatı nazım şekli olan tür mesnevilerdir. | D |
8 | Servetifünun romanında sembolizm ve parnasizm akımları etkilidir. | Y |
9 | Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek adlı romanı Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatmaktadır. | D |
10 | Sergüzeşt romanında Cezayir’den alınıp getirilen Dilber’in hikayesi anlatılır. | Y |
6. Aşağıdaki cümlede boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
*Tanzimat birinci dönem romancıları, eserlerini yazarken …..romantizm. ve …..realizm…..
akımlarından etkilenmişlerdir.
*Servetifünun Dönemi’nde Batı tekniğine uygun olarak yazılan ilk romanı ..Halit Ziya Uşaklıgil… yazmıştır.
*Millî Edebiyat Dönemi romanlarında …sade ve yalın .. bir dil kullanılır.
*Edebiyatımızda yazılan ilk edebî roman .İntibah .. , ilk tarihî roman ..Cezmi…. , ilk
psikolojik roman …Eylül… ve ilk realist roman …Araba Sevdası…’dır.
*Millî edebiyat akımı Ömer Seyfettin’in Selanik’te çıkardığı ..Genç Kalemler.. dergisinde yayımlanan…Yeni Lisan.. adlı makale ile başlamıştır.
7. Geleneksel Türk tiyatrosunun ortak özelliklerinden dördünü yazınız.
* Doğaçlamadır, yazılı bir metni yoktur.
*Güldürmeye dayanır.
*Şarkı, dans, taklit ve söz oyunları bu tiyatronun önemli bir ögesidir.
*Sözlü gelenek ürünüdür.
*Oyunların sonunda genellikle anlatılan olaydan alınması gereken ders vurgulanır.
8.Aşağıdaki cümlelerde virgülün kullanım amaçlarını karşısındaki boşluğa yazınız.
Oldukça sıcak, samimi, sevimli ve içten bir yapıya sahip. (Birbiri ardına sıralanan eş görevli kelime ve grupları arasına yerleştirilir.)
Umduk, bekledik, düşündük. (Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.)
Saniye Hanım efendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti. (Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş özneler için değerlendirilir.)
9. Sokağa tasasız, genç, renkli, sıhhatli, neşeli bir yüz görürüm diye çıktı. Böyle bir insan yüzüne rastlamakla kendi tasası, ihtiyarlığı, sarılığı, hastalığı ve neşesizliği geçecek değildi. Belki büsbütün yeise, umutsuzluğa düşecekti. Amma istiyordu. Hem de bulamayacağını umarak dolaşıyordu. Kararı, kitabı açmadan kitap hakkında hükmünü vermiş münekkit fikri idi. Hiçbir münekkit elleri titreyerek, zevkten bayılırcasına bir kitap açamaz. Bu zevk yalnız okuyucu kalanlarda vardır. İşte o sokağa çıkarken sokak kütüphanesinin her kitabında bir kusur bulacağını biliyordu.
Yukarıdaki parçada aşağıda belirtilenlerin karşısına yazınız.
İsim tamlaması: insan yüzü
Sıfat tamlaması: neşeli bir yüz
Zarf fiil: umarak
Sıfat fiil: bulamayacağını
isim fiil: rastlamakla
10. Aşağıdaki cümlelerin çeşitlerini yazınız.
Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.
Anlamına göre: olumlu
Yüklemin yerine göre:kurallı
Yüklemine göre:fiil
Yapısına göre:birleşik
Bir kez kaçar uçurtması, sonra gökyüzüne küser insan.
Anlamına göre:olumlu, olumlu
Yüklemin yerine göre:devrik, devrik
Yüklemine göre:fiil, fiil
Yapısına göre:sıralı
Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz, herkes gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.
Anlamına göre: olumsuz, olumlu
Yüklemin yerine göre:kurallı, kurallı
Yüklemine göre:fiil, fiil
Yapısına göre:sıralı
Tek bir kişinin yokluğu, çevrendeki tüm çokluğu hiç yapar.
Anlamına göre:olumlu
Yüklemin yerine göre:kurallı
Yüklemine göre:fiil
Yapısına göre:basit
Anlamına göre:soru
Yüklemin yerine göre: kurallı
Yüklemine göre:fiil
Yapısına göre:basit