Yapmak istediğiniz ya da yapmanız gereken bir işi ertelediğiniz oldu mu hiç? Bu yazı sizin için.
Hayatımız, hiç başlanamamış orijinal projelerle, yarım kalan işlerle ya da müthiş fikirlerle doludur. Bir türlü başlayamayız. Sürekli erteler dururuz. “Başlamak bitirmenin yarısıdır.” oldukça klişe bir sözdür. Ancak o “başlamak” bir türlü nasip olmaz. Habire erteler dururuz.
Sınavlara hazırlanan bir öğrenci iseniz ders çalışmaya başlamanız gerekir. Gaza gelir programlar yaparsınız ama bir türlü istediğiniz gibi olmaz. Diyete başlamak istersiniz, spora başlamak istersiniz ama hep ertelersiniz. Yazmak istediğiniz harika bir kitap fikri vardır ama bir türlü başlayamazsınız.
Pazartesi olsun başlarım, ayın başında başlarım, beşinde başlarım derken boşuna bekler durursunuz başlamak için.
Amerikalı danışman David Allen diyor ki “Bir işe başlamak için iki dakikanız varsa, başlayın.” Bir alışkanlığı edinmek için iki dakika yeterlidir. Başlayın, gerisi gelir.
Amerikalı danışman David Allen deyince havalı duruyor ama hepimiz “Kıyamet kopmak üzere de olsa elinizde bir fidan varsa onu dikiniz.” hadisini biliriz. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse bu yazıyı yazmaya başlayıncaya kadar 40 yıldır bildiğim söze bu açıdan bakmamıştım hiç. Zaten anlatanlar da hep bu hadisi başkalarına fayda sağlayacak işler olarak yorumlamış ve anlatmıştı. Oysa kendine faydası olmayanın kimseye faydası olamaz.
Eğer size değer katacak, fayda sağlayacak bir alışkanlık edinmek için iki dakikanız varsa kıyamet kopmak üzere de olsa başlayın. O alışkanlığın tohumunu benliğinize ekin.
Ders çalışan öğrencilerimin en çok zorlandıkları şey kalkıp dersin başına oturmaktır. Çalışmak o kadar büyür ki gözlerinde.
Yaptığın işi bırakacaksın.
Yerinden kalkacaksın.
Kitapları alacaksın.
Soruları açacaksın.
Bir soru çözeceksin, sonra bir daha, sonra bir daha, sonra bir daha…
Oooff offf, hiç bitmeyecek, ertesi gün bir daha.
En iyisi hiç başlamamak. Ama çalışmamanın verdiği vicdan azabını unutmam, kendimi mutlu etmem lazım. Gelsin biraz dopamin. (bkz. Dopamin Detoksu ya da Zevk Orucu)
Aç telefonu, interneti! Vur oyunun gözüne. Sal kendini sosyal medyaya.
Oysa tek yapmanız gereken o kitabın kapağını açmak ve ilk soruyu çözmek. Sonrası kendiliğinden gelir. Bunun için ihtiyacınız olan iki dakika, sadece iki dakika, yalnız iki dakika.
Haydi! Kendinizi neye saldıysanız bırakın ve yapmanız gerekene başlayın.