Araştırmalara göre Türk halkı günde 6 saatini televizyona, 3 saatini de internete ayırırken; kitap okumaya sadece 1 dakika ayırıyor. Kısaca Türk halkı kitap okumuyor. Türkiye’de okuma alışkanlığı yok denecek kadar az.
Bu istatistik ilk emri ‘’oku’’ olan bir dinin mensubu olarak bizleri üzmektedir. Çünkü dinimizin ilim öğrenme ve ilim adamının önemi hakkında pek çok hükümleri mevcuttur.
Ülkemizde okuma alışkanlığının kazandırılması için ciddi çabalar sarf edilmekte ve zaman zaman kitap okuma kampanyaları düzenlenmektedir. Bu kampanyalardan çoğunlukla beklenen verimi elde edemiyoruz. Çünkü sosyal ve psikolojik alt yapısı eksik kalan kampanyalar uzun ömürlü ve verimli olmuyor.
Kitap okuma kampanyalarından daha öncelikli olan kitap okuma isteğinin geliştirilmesidir. Zira isteksiz insanlara bir şey yaptırmak mümkün değildir.
Kitap okumak zor ve sıkıcı bir iştir, insanı yorar. Saatlerce aynı yere bakmak, hareketsiz oturmak her insanın yapacağı işler değildir. Neden insanlar kolay ve zevkli olan televizyon seyretmek, cep telefonlarıyla oyun oynamak veya sosyal medyada vakit geçirmek varken sıkıcı olan kitabı okusunlar ki?
En başta insanlarımızın içinde kitap sevgisi olmalı, kitap okumanın geleceklerine olan katkısına derin bir inanç geliştirmeleri gerekir. Bu konularda yeterince bilinçlendirilmemiş gençlerimize kuru kuruya kitap oku demenin hiçbir anlamı olmaz.
Yetişkin insanlar için kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılır bilinmez ama öğrencilerimiz için yapmamız gereken bazı şeyler olmalı.
Bir insan yaptığı işi neden yapar diye düşünmemiz gerekiyor, kitap okumamız için bir neden var mı? Yani okuduğumuz kitap bizim için bir ihtiyaç haline gelmiş mi? Kısaca kitap okumaya bir gereksinim duyuyor muyuz?
Öğretim yöntem ve tekniklerinden biriside kolaydan zora, basitten karmaşığa ilkesidir. Öğrencilerimizin önüne kalın ve akıcı olmayan kitapları koyarak okuma alışkanlığı kazanmalarını beklemek pek mantıklı bir davranış olmadığı gibi belki de böyle cebri yöntemler beklenen davranışın tam tersi bir etki yapmaktadır.
Bunun yerine öğrencilerimize çok kalın ve sıkıcı olmayan; eğlenceli kitapları okutturarak kitap okuma ve okuduğu kitabı bitirebilme hazzını yaşatmalıyız. Çünkü küçük başarılar başarı düşüncesini telkin eder, büyük başarıları tetikler, derya damladan müteşekkildir.
Eğitimci Yazar Fatih Pınar
