AÇIK DENİZ
Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı “Byron”u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl…
Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu…
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu…
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü’yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
Hicretlerin bakıyyesi hicranlı duygular…
Mahzun hudutların ötesinden akan sular,
Gönlümde hep o zanla berâber çağıldadı,
Bildim nedir ufuktaki sonsuzluğun tadı!
Bir gün dedim ki “istemem artık ne yer ne yâr!”
Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar;
Gittim son diyâra ki serhaddidir yerin,
Hâlâ dilimdedir tuzu engin denizlerin!
Garbın ucunda, son kıyıdan en gürültülü
Bir med zamânı, gökyüzü kurşunla örtülü,
Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi;
Gördüm güzel vücûdunu zümrütliyen deri
Keskin bir ürperişle kımıldadı anbean;
Baktım ve anladım ki o ejderdi canlanan.
Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o!
Birden nasıl toparlanarak kükremişti o!
Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara,
Yalnız onundu koskoca meydan ve manzara!
Yalnız o kalmış ortada, âsi ve bağrı hûn,
Bin mağra ağzı açmış, ulurken uzun uzun…
Sezdim bir âşina gibi, heybetli hüznünü!
Rûhunla karşı karşıya kaldım o med günü,
Şekvânı dinledim, ezelî muztarip deniz!
Duydum ki rûhumuzla bu gurbette sendeniz,
Dindirmez anladım bunu hiç bir güzel kıyı;
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı.
Yahya Kema Beyatlı
Bu şiirin teması şairin geçmişe duyduğu özlemdir.
Yahya Kemal, saf şiirin öncü şairlerindendir. Şiirde ahenge son derece önem vermiştir. Bu şiirde de ahenk çok kuvvetlidir. Bu şiirdeki ahengi sağlayan ögelerden biri kafiyedir. Şiirin kafiye düzeni aa, bb, cc şeklindedir. Şiirdeki kafiyeler genellikle tam veya zengin kafiyedir. Türkçedeki l,n,s ve ş sesleri sürekli seslerdir, bu seslerin şiirde çokça kullanılması da şiire ahenk katmıştır. Ahenge katkı sağlayan unsurlardan biri de kelime tekrarlarıdır. Örnek:
ne yer ne yâr/ diyar diyar
Gördüm-Gördüm/O-O/Yalnız-yalnız
Şiirdeki dizelerin hepsi yerli yerinde kullanılmış. Bir mısranın bile yerinin değiştirilmesi anlamın bozulmasına yol açar. Şiir, şairin çocukluğu ile başlıyor. Şair çocukluk duygularını gurbete çıkıp diyar diyar dolaşmasını ve bir denizi seyrederken yaşadığı duyguları bir sıraya bağlı olarak anlatıyor. Şair kendi hayatından bir kesiti dile getiriyor. Çocukluğundaki hayallerini, gençliğinde yaşadıklarını, aradığını bulamayışını anlatıyor.
Şiirdeki belli başlı söz sanatları:
Bir alev gibi hasret: Teşbih sanatı var. Hasreti aleve benzetiyor.
Rakofça kırlarının hür havası: Kapalı istiare vardır. Hür olmak insana ait bir özelliktir. Rakofça kırları insana ait bir özelliğe benzetilmiş ancak insan söylenmemiştir.
Yelken, vapur ne varsa kaçışmış limanlara mısrasında yelken, vapur ve liman kelimeleriyle tenasüp sanatı yapılmıştır.
Bir bitmeyen susuzluğa benzer bu ağrıyı: Teşbih sanatı vardır.
Ufuktaki sonsuzluğun tadı: Ufuk görme duyusuyla ilgilidir, tat ise tatma duyusuyla ilgilidir. Burada kapalı istiare yapılmıştır.
Şiirdeki başlıca imgeler:
alev gibi hasret
Byron’u bedbaht eden melal
mahzun hudutlar
deniz dedikleri bin başlı ejder
heybetli hüzün
ezeli mustarip deniz
Şair, Balkanlar’da geçen çocukluk yıllarında sürekli uzak yerleri hayal ederek yaşamıştır. Sonra yaşadığı topraklardan uzaklaşan şair, pek çok yeri dolaşmış, ama hep doğduğu yerlerin özlemiyle yaşamıştır. Şair engin denizlerin onun acısını paylaştıklarını düşünmekte, denizi kendisine bir dert ortağı görmektedir. Bir med zamanında denizin dalgaları kıyıya doğru akın etmektedir.
Şiirin dili oldukça sade, dili liriktir. Şiirde sıfatlar ve niteleyici sözler öne çıkıyor. Şair son derece özgün sıfatlarla varlıklara görünürlük kazandırmıştır. Denizi bir ejderhaya benzeterek tasvir ediyor. Şiirin sonunda kendini denizle özdeşleştiriyor.
Şiirdeki mekan, kişi ve yer yön isimleri Osmanlı Devleti’nin eski devirlerini hatırlatacak niteliktedir. Bu isimler maziden izler taşımaktadır. Yahya Kemal’in şiirlerinin özelliklerinden biri de maziye özlemdir.
Yahya Kemal, kelime seçiminde çok titizdir. Bu şiirinde de bunu yapmıştır. Bunu yaparken şair kelimenin hem ritmine, ahengine hem de manasına dikkat etmiştir.
Şiir aruz vezniyle yazılmıştır. Yahya Kemal Ok şiiri hariç bütün şiirlerinde aruz veznini kullanmıştır.
Şair soyut kavramlar için somut, bazen de somut kavramlar için soyut nitelikler kullanarak hem söz sanatlarından yararlanmış hem de ilgi çekici bir anlatım oluşturmuştur.
Şair, okyanusun kenarında gözlemlediği med-cezir olayı karşısında hissettiği duyguları anlatmıştır. Şiirin ilk bölümünde devletin savaşlardaki mağlubiyetlerini anlatıp bunlarla ilgili duygularını ortaya koymuştur. Yahya Kemal, denizin kabarmasını kendi duyguları ile özdeşleştirmiştir. Denizi kötü talihine isyan eden kendi milleti olarak değerlendiriyor. Deniz de, şair de içinde bulundukları durumdan şikayetçidir. Şair, denizi kendisine ne kadar yakın gördüğünü son dizelerde ifade etmiştir:
“Şekvanı dinledim, ezeli mustarip deniz!
Duydum ki ruhumuzla bu gurbette sendeniz”
Şair milletin zaferlerle dolu bir tarihinin olduğunu bilmekte, o günler geride kaldığı için üzülmektedir. Denizdeki med hadisesini kendi duygularına tercüman olarak görüyor. Şaire göre deniz, önündeki her türlü engeli yıkıp geçerken Türk milletine öncülük etmektedir.
Şiir, Divan şiirine yapı bakımından benzer özellikler gösterse de kullanılan dil, imge ve mazmunlar açısından farklıdır.
Çok güzel bir edebiyat sitesi.
Çok eksik yorumlanmış. Şair için uzaklaştığından söz ediliyor fakat neden uzaklaştığı bahsedilmemiş. Dönemin tarihi es geçilmiş. Çok önemli kıtalar kırpılmış. Kısacası bu yorumlarla sadece şiirin yapısını görebilirsiniz, içeriğini değil.