Çocuk Eğitiminde Hoşgörünün Rolü

ÇOCUK EĞİTİMİNDE HOŞGÖRÜNÜN ROLÜ

Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans anlamlarına gelen hoşgörü, çocuk eğitiminin en temel unsurlarından biridir.

Anne babalar hoşgörüyü esas almadıklarında ileride karşılarında acımasız, despot bir evlat bulurlar.

Çocuklarda kalıcı bir kişilik oluşturmak oluşturmak için ve onları toplumda kendini ifade eden, toplumla barışık bir fert olarak yetiştirmek için onlara hoşgörüyle yaklaşmak gerektiğini belirtiyor uzmanlar.

Hoşgörü derken çocuğun her yaptığını hoş görelim demek istemiyoruz tabii ki. Anlayış içinde disiplin, uzlaşma içinde ahenk ve af içinde ceza birlikte ele alınırsa çocuklara karşı hoşgörü bir işe yarayabilir.

Günümüzde bu uyum sağlanmadığı içindir ki çocuklar çevreye uyum problemleri yaşamakta, kurallara uymamakta ve aile ile kavgalı bir duruma düşmektedir.

Uyum problemlerinin başında anne babanın yanlış davranışlar sergilemeleri gelmektedir. Davranış bozukluğu oluşan çocukların anne babalarının çocuğa karşı yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmelerinde fayda var.

Peki çocuklarımızı hoşgörüyle eğitmek için neler yapmalıyız?

1.Eğer çocuk hoşgörünün hakim olduğu bir ailede büyürse arkadaşları ve çevresiyle daha uyumlu olur. Daha olumlu ve daha girişken olur. Fikirlerini rahat ve serbestçe ifade eder.

2.Çocuklar sevilmeli ve sevildiği de onlara hissettirilmelidir. Unutulmamalı ki çocuğun en büyük ihtiyacı sevme ve sevilme ihtiyacıdır. Çocuğun sağlıklı gelişimi için, kendine güveni için ona sevgi ve şefkatle yaklaşılmalıdır. Sevilen çocuk kendine güvenir, güzel arkadaşlıklar kurar. Sevilmediğini zanneden çocuk ise çevresiyle uyumsuzdur ve yalnızlık duygusu yaşar. Dikkatlerini üzerine çekmek içinse normal dışı davranışlarda bulunabilir.

3.Çocuklarınızı dinleyin. Dinlenmeyen çocuklar ileride dinlemez çocuklara dönüşecektir.

4.Çocuklar zaman zaman anne babalarını kızdırmak için değişik yaramazlıklar yapabilir. Onları hoşgörüyle karşılamak lazımdır.

5. Söz namustur. Çocuklarınıza söz vermişseniz muhakkak o sözün gereğini yapın.

6. Eşinizle uyumlu davranış sergilerseniz onların karakter gelişimine olumlu etki ettiğinizi göreceksiniz.

7. Anne babalar çocukları arasında dengeyi iyi korumalıdır. Aksi takdirde kardeşlerin birbirine düşman olma ihtimali vardır. Hem de kendisine haksızlık yapıldığını düşünen çocuklar ileride başkalarına haksızlık yaptığında hiç de umurlarında olmayacaktır. Çocukların birbirlerine karşı davranışlarında sessiz kalmayın, birbirlerine kötü davranmalarına müsaade etmeyin. Eğer kardeşler arasında bir suç işlenmişse suçluyu bulmadan her ikisini birden cezalandırmayın.

8. Çocuklarınıza kötülükleri anlatarak onların saf zihinlerini bulandırmayın. Onlara güzellikleri anlatın. Bu dünyada babana bile güvenmeyeceksin, güvenecek kimse kalmadı türünden cümleler kurarak çocuğunuzda güven duygusunu zedelemeyin.

9. Çocuğunuza zaman ayırın. Onun sizinle geçirdiği güzel zaman dilimleri gelecekte oluşturacağı olumlu kişiliğe katkı sağlayacaktır. Size geçirdiği zamanla çocuğunuzun size güveni ve özlemi artacaktır. Aksi takdirde bu özlem duygusunu başka yerlerde giderecektir.

10. İnternet, tablet, telefon, sosyal medya gibi araçları izlemesini, bunlarla meşgul olmasını belli kurallara bağlayın ve onu kontrol altında bulundurun. Yoksa özellikle internet, oyun ve sosyal medya bağımlısı bireylere dönüşecektir.

11. Çocukların hatalarını onlara yumuşak yaklaşarak düzeltilebilir. Bağırıp çağırma problemi çözmez, aksine problemi içinden çıkılmaz hale getirir.

12. Eğer çocuğa yaptığı hareketlerde ve davranışlarında kısmen serbestlik sağlarsak çocuk davranışlarını gizleme ihtiyacı hissetmeyecektir.

13. Aileler çocuklarıyla aşırıya kaçmadan ne kadar ilgilenirse, onların problemlerine ciddi bir şekilde yaklaşıp çözüm üretebilirse onlara daha güzel bir gelecek hazırlamış olacaklardır.

14. Aşırı sıkılan çocuklar içine kapanık ve içe dönük tipler olacağından ılımlı bir yol izlenmelidir.

15. Anne babalar çocuklarının ihtiyaçlarını bilmeli, isteklerini dinlemeli ve buna göre çocuğa yaklaşmalıdır.