Sevgili okurlar, sizinle bu yazıda bir örnek olay incelemesi yapmaya gayret edeceğiz. Bir Fakir Baykurt hikayesinde anlatılır: Fakir Baykurt çocukken mahalleye bir çay ocağı açılır. Fakir Baykurt da çayın nasıl bir içecek olduğunu merak eder. Annesi ile mahalledeki çay ocağına giderek çay içmek ister. Çay içmeye hazırlanırken çay bardağını düşürür. Fakir Baykurt annesinden okkalı bir tokat beklerken annesi kahvehane sahibinden bir çay daha isteyerek Fakir Baykurt’a verir. Fakir Baykurt, annesinin verdiği çayı içerek merakını gidermiş olur.
Fakir Baykurt çay konusunda merakını gidermesine gidermiştir, ancak çay bardağını yere düşürdüğünde annesinin kendisine neden ceza vermediğini sürekli olarak merak eder. Yıllar içinde bu merakına bir cevap bulamaz. Annesine bu olayın sebebini defalarca sorar. Fakat annesi yazara tatmin edici bir cevap vermez.
Aradan yıllar geçtikten sonra Fakir Baykurt okumuş ve öğretmen olmuştur. Anadolu’nun ücra bir köşesinde beş sınıflı bir köy okulunda köy öğretmenliği yapan Fakir Baykurt’un ziyaretine annesi gelir. Fakir Baykurt, annesini sınıfa davet ederek hevesle dersini anlatır ve annesine öğretmenliğinin nasıl olduğunu sorar.
Annesinin beden dilinden Fakir Baykurt’un öğretmenliğini beğenmediği anlaşılır. Fakir Baykurt annesine: “Anne müfettişler geliyor çok iyi not veriyor, sen neden öğretmenliğimi beğenmedin?” diye sorar. Annesi oğluna: “Öğrenciler hata yaptığında kızıyor ve onların içindeki aslanı öldürüyorsun. Eğer ben, sen küçükken o çay bardağını yere düşürdüğünde sana kızmış olsaydım içindeki aslanı öldürmüş olurdum. Sana tavsiyem çocukların içindeki aslanı öldürme.” der.
Hikayenin buraya kadar olan kısmına hiç itirazım yok. Ancak kafama takılan nokta; bu aslan ne zaman çocukların içine girdi? Çocukların içindeki aslan değil bence olsa olsa kedidir.
Benim bildiğim aslan köşe başlarında oturarak bizlere ekmek verirdi. Önce ekmeği ağzından verdi. Aslanın ağzındaki ekmeği almak biraz zordu ve biraz da çaba gerektiriyordu. Daha sonra aslan işi daha da zorlaştırarak midesinden vermeye başladı. Aslanın midesindeki ekmeği almak için profesyonel olmak gerekiyordu. Bu aşamadan sonra işler daha da zorlaşmaya başladı. Sonra ekmeğin aslanın midesinin de ötesine geçtiği söylendi. Ekmek yiyesimiz kalmadı.
Kafama takılan ikinci nokta da Fakir Baykurt’un okumamış, cahil annesi pedagojiden anlıyor, psikolojiden anlıyor da bizim Fakir Baykurt öğretmen okulunu okuduğu halde çocukların içindeki aslanı öldürüyor. Bu nasıl bir iş? Doğrusu çok şaşırdım. Çocukların içindeki aslanı öldürmeyin diyeceğim ama aslan artık çocukların içinde değil; çocukların içinde olsa olsa kedi vardır. Siz siz olun çocukların içindeki girişimci kediyi öldürmeyin. Yani çocuklara aşırı tepki vermeyin. Çocuklara aşırı tepki vermek onların ruh sağlığını bozabilir.