GAZEL
1.beyit:
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm
Dolaştım mülk-i İslamı bütün viraneler gördüm
Nesir: Gavur memleketlerini gezdim, güzel yerler, büyük ve süslü köşkler gördüm. Müslüman memleketler gezdim, hep yıkılmış, hep viran olmuş yerler gördüm.
Açıklama: Burada şair Avrupa’yı ve Osmanlı ülkesini gezdiğini, Avrupa memleketlerinin bakımlı, güzel ve yeni olmasına karşılık, Osmanlı ülkesindeki yerlerin eski, bakımsız ve kötü bir durumda gördüğünü söylüyor.
Edebi sanatlar: Beyitte mübalağa vardır. “Küfür-islam, kaşane-virane” sözleriyle tezat sanatı yapılmıştır.
2. beyit:
Bulundum ben dahi Dârü’ş-şifa-yı Bâb-ı Âlî’de
Felatun’u beğenmez anda çok divaneler gördüm
Nesir: Ben de bir zamanlar Bab-ı Ali denilen akıl hastanesinde bulundum, orada Eflatun’u beğenmeyen ne deliler gördüm.
Açıklama: Şair burada Bab-ı Ali’yi, yani hükümet merkezini bir akıl hastanesine benzeterek, oradakilerin tedaviye muhtaç olduklarını söylemek istiyor.
Edebi sanatlar:
Bab-ı Ali’yi akıl hastanesine benzeterek teşbih-i beliğ sanatı yapılmıştır.
Felatun sözüyle telmih yapılmıştır.
Divaneler sözünü hükümet mensupları yerine kullanarak istiare sanatı yapılmıştır.
Beyitte mübalağalı bir ifade vardır.
3. beyit:
Huzûr-ı kûşe-i meyhaneyi ben görmedim gitti
Ne meclisler ne sahbalar ne işrethaneler gördüm
Nesir: Ben ne toplantılar, ne şairler, ne içki meclisleri gördüm; fakat hayatım boyunca huzurlu bir meyhane köşesi göremedim.
Açıklama: Şair burada birçok şey gördüğünü, birçok şeye şahit olduğunu, birçok dernek, birçok toplantıya katıldığını, mevki ve makamlarda bulunduğunu fakat bir türlü rahat ve huzur yüzü görmediğini söylemek istiyor.
Edebi sanatlar: “Huzuru kuşe-i meyhane” sözleri dünya yerine kullanılarak istiare sanatı yapılmıştır. “Meyhane, meclis, sahba, işrethane” sözleri bir araya getirilerek tenasüp sanatı yapılmıştır. “Ne” sözü birkaç kere tekrarlanarak tekrir sanatı yapılmıştır.
4. beyit:
Cihan namındaki bir maktel-i âm’e yolum düştü
Hükümet derler anda bir nice salhaneler gördüm
Nesir: Cihan adında, insanların topluca katledildiği bir yere yolum düştü. Orada hükumet denilen birçok mezbahaneler gördüm.
Açıklama: Şair burada dünyayı insanların topluca öldürüldüğü bir yer, hükumeti ise hayvanların kesildiği bir mezbahane olduğunu söylüyor. Böylece dünyadan ve hükumetten tiksindiğini dile getiriyor.
Edebi sanatlar:
Hükumeti mezbahaneye benzeterek teşhis sanatı yapılmıştır.
Mübalağa vardır.
5. beyit:
Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin
Bu işretgehde ben çok durmadım amma neler gördüm
Nesir: Ey Ziya dünya meyhanesini keyfi çekilen baş ağrısına değmez. Bu içki meclisinde çok durmadım ama neler gördüm.
Açıklama: Şair burada devletin herhangi bir mevki ve makamında bulunmanın çekilen rezilliklere değmediğini, orada çok az kalmasına rağmen, birçok şeye şahit olduğunu söylemek istiyor.
Edebi sanatlar:
Ziya sözüyle nida sanatı yapılmıştır.
Meyhane-i dehr sözüyle teşbih-i beliğ sanatı yapılmıştır.
İşretgeh sözü hükümet yerine kullanılarak istiare sanatı yapılmıştır.
Konuyla ilgili sorular ve cevapları:
1. Şair, Bab-ı Ali’yi niçin akıl hastanesine benzetmiştir?
Şair Bab-ı Ali’de gördüklerini, orada olanları, akıl ve mantık ölçülerine aykırı bulduğu için orayı bir akıl hastanesine benzetiyor.
2. İlk iki beyitte siyasi bir hava olmasına rağmen üçüncü beyitte hayat felsefesi yapılıyor. Şairin hayat anlayışını belirtiniz.
Bu beyitten anladığımız kadarıyla şair: Köşesine çekilerek sessiz, gürültü ve patırtıdan, kavga ve çekişmeden uzak bir hayat yaşamak istemektedir. Böyle bir hayat felsefesine sahiptir.
3. Hükümet ile salhane arasında nasıl bir bağ kurulabilir? Açıklayınız.
Salhane, hayvanların kesilip yüzüldükleri yer demektir. Hükümette birçok insan tıpkı salhanede kesilen hayvanlar gibi, peş peşe harcandığından ikisi arasında bir bağ kurulmuştur.
4. Son beyitte ne anlatılmak isteniyor?
Son beyitte şair, devlet çarkı içinde herhangi bir makam ve mevkide bulunmanın çekilen rezilliklere değmeyeceğini, oralarda çok az bulunmasına rağmen, olmadık birçok şeye şahit olduğunu söylüyor.