Aşağıdaki sorular Söz sanatları (edebi sanatlar) açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. YKS’ye hazırlanmak isteyen öğrenciler için de yardımcı olacaktır.
SÖZ SANATLARI ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI 3
Aşağıdaki dize, beyit ve dörtlüklerde bulunan söz sanatlarını bularak açıklayınız.
1.Çocuğun yanakları elma gibi kırmızıydı.
2.Dağlar birer devdi sanki uzaktan, kocaman.
3.Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
4.Bıraktı beni, gitti uzaklara o fidan
Günler geçse de olur geçmese de
5.Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa
Denizler ordu, bulutular donanma yağdırsa
Cehennem olsa gelen bağrımızda söndürürüz
Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz
6.Gelinlik giydirdi yine kış
Şu karşıki dağlara
7.Yine inci dökülüyor gökyüzünden
Ve hüzün kaplıyor gönülleri usul usul
8.İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
9.Güzellerde vefa olmaz demek yanlıştır ey Bâkî
Olur vallahi billhahi heman yalvarı görsünler
10. Ay bahar hasretiyle sararıp solan çiçek
Gönlüne o günlerin özlemi dolan çiçek
11. O yanağa, o dudağa, ah hele o bakışa talip çoktur
Biri elma, biri kiraz, biri sinemde oktur
12.Sakın bir söz söyleme… Yüzüme bakma sakın
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur
13.Yılın ilk karı yağdı
İyice kısaldı günler
Ölülerimiz üşür mü ki?
14.Yeşil ördek gibi daldım göllere
Sen düşürdün beni dilden dillere
15. Saçların uçuşuyor rüzgarda
Her telinde ayrı bir kalp çarpıyor
16. Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına
17.Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Gözüm yaşı değirmeni yürütür
18.Ayak başa bakar demiş atalar,
Ayağı baş yakar demiş atalar,
Baş gidince ayak payidar olmaz
Balık baştan kokar demiş atalar.
19.İncittin, yaraladın, öldürdün gülüm beni
Yaşayan bir ölüyüm neylesin ölüm beni
20.Çağır Karac’oğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
21. Gün geçtikte yaram iner derine
Sultanım kimseyi koymam yerine
Yeter ki gel, amadeyim emrine
Tarık gibi gemileri yak da gel
22.Aşkın yolunda hicre tahammül günah imiş
Âşıkların işi onun için her gün âh imiş
23.Sen, kaçan bir ceylansın dağda
Ben, peşine düşmüş bir canavarım
24.Erdim aşkın değerine
Yandım derinden derine
Seni bin Leyla yerine
Koydum desem yalan olur
25.Dilimden sıçrayan bir kıvılcımın
Bilseydim bir anda kor olduğunu
26.Baktığım her aynada aldığım tek uyarı,
Terk etmen yakın diyor, dünya denen diyarı
27.Karanfil oylum oylum
Geliyor servi boylum
28.Sefil baykuş ne gezersin bu yerde
Yok mudur vatanın, illerin hani
Küsmüş müsün, selamımı almadın
Şeyda bülbül şirin dillerin hani
29.Elif kaşların çatar
Gamzesi sineme batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Ellif Elif diye
30.Aramıza girdi yar ile denizler, dağlar
Gittiği günden beri gözyaşım çağlar
31.Kirpiklerini saplayıp durma bağrıma
Bitsin artık bu savaş, yoruldum sevgili
32.Sapsarı yapraklar kanat çırpıyor boşlukta
Mevsim kışa dönüyor sonbahardan
33.Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın
34.Kadın o kadar susamış ki şişeyi bir dikişte bitiriverdi.
35. Yalan söylediği ortaya çıkınca
Birden yüzü kızardı çocuğun
SÖZ SANATLARI ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI 3 CEVAPLAR
Aşağıdaki dize, beyit ve dörtlüklerde bulunan söz sanatlarını bularak açıklayınız.
1.Çocuğun yanakları elma gibi kırmızıydı.
Teşbih sanatı vardır. Çocuğun yanakları kırmızılık bakımından elmaya benzetilmiştir.
2.Dağlar birer devdi sanki uzaktan, kocaman.
Dağlar büyüklük (kocaman) bakımından deve benzetilmiştir.
3.Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
Vatan cennete benzetilmiştir.
4.Bıraktı beni, gitti uzaklara o fidan
Günler geçse de olur geçmese de
Bu dizelerde sevgili (benzeyen) fidana (kendisine benzetilen) benzetilmiş; ancak sevgili söylenmeyerek istiare yapılmıştır.
5.Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa
Denizler ordu, bulutular donanma yağdırsa
Cehennem olsa gelen bağrımızda söndürürüz
Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz
Bu dizelerde düşman ordusu (benzeyen), mahşere (kendisine benzetilen) benzetilmiştir. Yani benzeyen (düşman ordusu) söylenmeyip yalnızca kendisine benzetilen (mahşer) söylenerek açık istiare yapılmıştır.
6.Gelinlik giydirdi yine kış
Şu karşıki dağlara
Açık istiare vardır. Benzeyen (kar) yoktur, benzetilen (gelinlik) vardır.
7.Yine inci dökülüyor gökyüzünden
Ve hüzün kaplıyor gönülleri usul usul
Açık istiare var. Benzeyen (yağmur) yoktur, benzetilen (inci) vardır.
8.İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Açık istiare var. Benzeyen (dünya) yoktur, benzetilen (iki kapılı han) vardır.
9.Güzellerde vefa olmaz demek yanlıştır ey Bâkî
Olur vallahi billhahi heman yalvarı görsünler
Tevriye sanatı vardır. “Yalvar” yalvarmak ve para anlamlarına gelmektedir. Burada ikisi de kastedilmektedir.
10. Ay bahar hasretiyle sararıp solan çiçek
Gönlüne o günlerin özlemi dolan çiçek
Hüsnitalil sanatı vardır. Çiçeklerin sararıp solması bahar hasretine bağlanmıştır.
11. O yanağa, o dudağa, ah hele o bakışa talip çoktur
Biri elma, biri kiraz, biri sinemde oktur
Leffüneşr sanatı yapılmıştır. Yanak-elma, dudak-kiraz, bakış-ok kelimelerinden birincileri birinci dizede verilmiş, ikincileri ikinci dizede verilmiştir. Bunlar anlamca birbiriyle ilgili kelimelerdir.
12.Sakın bir söz söyleme… Yüzüme bakma sakın
Sesini duyan olur, sana göz koyan olur
Leffüneşr sanatı yapılmıştır. Söz söyleme-sesini duyan olur, bakma-göz koyan ifadeleri anlamca birbiriyle ilgilidir.
13.Yılın ilk karı yağdı
İyice kısaldı günler
Ölülerimiz üşür mü ki?
Tecahüliarif sanatı vardır. Şair ölülerin üşümeyeceğini bildiği halde bilmezden gelmiştir.
14.Yeşil ördek gibi daldım göllere
Sen düşürdün beni dilden dillere
Teşbih sanatı vardır. Şair kendini yeşil ördeğe benzetmiştir.
15. Saçların uçuşuyor rüzgarda
Her telinde ayrı bir kalp çarpıyor
İstiare vardır. Saçlar kuşa benzetilmiş ancak kuş söylenmemiştir.
16. Yeni bir ülkede yem vermek için atlarına
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına
Atlıların fetih gayesiyle çıkmasını başka bir ülkede yem verme gibi bir amaca bağlamış. Hüsnitalil sanatı vardır.
17.Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Gözüm yaşı değirmeni yürütür
Mübalağa sanatı yapmıştır. Şair bu dizelerle acılarını anlatmak istemiş. Bunu yaparken de acılarının çok olduğunu, duygularını olduğundan çok göstererek anlatmıştır. Gerçekte üzgün bir insanın ah çekmesi ile dağ taş erimez. Gözyaşı hiçbir zaman değirmeni çevirecek kadar olmaz.
18.Ayak başa bakar demiş atalar,
Ayağı baş yakar demiş atalar,
Baş gidince ayak payidar olmaz
Balık baştan kokar demiş atalar.
İrsalimesel sanatı yapılmıştır. Dörtlükte şair ata sözü kullanmıştır.
19.İncittin, yaraladın, öldürdün gülüm beni
Yaşayan bir ölüyüm neylesin ölüm beni
Tedric sanatı vardır. Ölüme derece derece yaklaşma söz konusudur.
20.Çağır Karac’oğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Kinaye sanatı vardır. Kinayede gerçek anlamı da olmakla beraber mecaz anlam kastedilmiştir. Herkes, her şey kendi çevresinde önem taşır. Çünkü kişi bulunduğu yerde tanınmış, kendisine bir çevre edinmiş, hatırı sayılır bir yere gelmiştir. Yabancısı olduğu bir yerde yeterince tanınmadığı gibi kıymeti de bilinmez.
21. Gün geçtikte yaram iner derine
Sultanım kimseyi koymam yerine
Yeter ki gel, amadeyim emrine
Tarık gibi gemileri yak da gel
Telmih sanatı vardır. Emeviler zamanındaki komutan Tarık bin Ziyad’ın gemileri yaktırma hadisesini hatırlatıyor. Gönül yarası bıçak yarasına benzetilmiştir. Ancak bıçak yarası söylenmemiş, gönül yarası söylenmiştir. İstiare sanatı yapılmıştır.
22.Aşkın yolunda hicre tahammül günah imiş
Âşıkların işi onun için her gün âh imiş
Cinas vardır. günah imiş ile gün ah imiş kelimeleri yazılışları aynı anlamları farklı olan kelimelerdir.
23.Sen, kaçan bir ceylansın dağda
Ben, peşine düşmüş bir canavarım
Şair sevgilisini ceylana, kendisini de canavara benzetmiştir.
24.Erdim aşkın değerine
Yandım derinden derine
Seni bin Leyla yerine
Koydum desem yalan olur
Terdit sanatı vardır. Bu dörtlükte şair, sözü beklenmedik bir şekilde bitirerek okuyucuyu şaşırtmıştır.
25.Dilimden sıçrayan bir kıvılcımın
Bilseydim bir anda kor olduğunu
İstiare sanatı vardır. Ağzından çıkan kelimeleri kıvılcıma benzetmiş. Ancak kelimeleri söylememiştir.
26.Baktığım her aynada aldığım tek uyarı,
Terk etmen yakın diyor, dünya denen diyarı
İntak sanatı vardır. Ayna konuşturulmuştur.
27.Karanfil oylum oylum
Geliyor servi boylum
Teşbih sanatı yapılmıştır. Sevgilinin boyu servinin boyuna benzetilmiştir.
28.Sefil baykuş ne gezersin bu yerde
Yok mudur vatanın, illerin hani
Küsmüş müsün, selamımı almadın
Şeyda bülbül şirin dillerin hani
İstifham sanatı yapılmıştır. Şair soru sormuş, ancak cevap beklememektedir.
29.Elif kaşların çatar
Gamzesi sineme batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Ellif Elif diye
İstiare sanatı vardır. Gamze Divan edebiyatında süzgün, yan bakış demektir. Sevgilinin bakışında binlerce anlam vardır. Gamze ise sadece bakışa dayanmayıp göz , kaş ve kirpiğin ortaya koyduğu bir harekettir. Aşığa ıstırap verir. Ok ve kılıca benzetilir. Dolayısıyla yaralamak, öldürmek, avlamak gibi eylemleri vardır. Aşık, gamze oklarının gönlünden hiç ayrılmamasını ister. Bunun nedeni ise sevgilinin devamlı kendisine bakmasını istemektir. Gözlerin baygın bakışı da bu sarhoşluğa sebeptir. Gamze öldürücü bir katil veya cellat olabilir. Bazen de aşığın uykularını kaçıran bir büyücü olur.
30.Aramıza girdi yar ile denizler, dağlar
Gittiği günden beri gözyaşım çağlar
Kapalı istiare vardır. Gözyaşı (benzeyen) akarsuya (kendisine benzetilen) benzetilmiştir. Yani kendisine benzetilen söylenmeyip yalnızca benzeyen (gözyaşı) söylendiği için kapalı istiare vardır.
31.Kirpiklerini saplayıp durma bağrıma
Bitsin artık bu savaş, yoruldum sevgili
Kapalı istiare var. Kirpik (benzeyen) var; mızrak, ok (kendisine benzetilen) yok.
32.Sapsarı yapraklar kanat çırpıyor boşlukta
Mevsim kışa dönüyor sonbahardan
Kapalı istiare var. Benzeyen (yaprak) var, kendisine benzetilen (kuş) yok.
33.Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın
Kişileştirme var. Ağaç kişileştirilmiştir.
34.Kadın o kadar susamış ki şişeyi bir dikişte bitiriverdi.
Mecaz-ı mürsel var. Şişe kelimesi iç-dış ilgisi kurularak (bir şeyin dışını söyleyip içindekini kastetmek) su yerine kullanılmıştır.
35. Yalan söylediği ortaya çıkınca
Birden yüzü kızardı çocuğun
Yüzü kızarmak ifadesinde kinaye vardır. Çünkü bu sözcük grubu cümlede hem gerçek hem de mecaz anlamda düşünülebilmektedir. Ancak cümlede yüzü kızarmak sözüyle söz konusu kişinin gerçek anlamda yüzünün kırmızılaştığı değil, mecaz anlamda utandığı anlatılmak istenmiştir.
SÖZ SANATLARI ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI 3