Yazılı Soruları

11.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1.Dönem 1.Yazılı Soruları (F Grubu)

1. Aşağıda açıklamaları verilen sanat akımlarının adını yanlarına yazınız. (20 puan)
A. Sanat eserinin değerini, gerçeğin olduğu gibi aktarılmasında değil; duygu ve düşüncelerin işaret ve biçimlerin uygunluk içinde düzenlenişinde gören, kelimelerin müzik değerini savunan ve parnasizme tepki olarak doğan şiir akımını yazınız.

B. Rebelais ve Montaigne, Antik Yunan’ın bilgi kaynaklarını edebiyata aktarmışlar, aynı zamanda da o kaynakları hümanist gözle yeniden şekillendirmişlerdir. Rebelais ve Montaigne, Aristoteles’in Poetika’sında bulduğumuz aklın, sağduyunun, gerçeğe benzerliğin, ölçülülüğün, kurallara bağlılığın ve dilin öneminin üzerinde durmuşlar, bu akımın temel taşını yerine oturtmuşlardır. Montesquieu, Voltaire, Diderot ve Jean Jacques Rousseau gibi düşünürler de felsefi hayata getirdikleri yeni yorumlarla, bu akımın gelişimine katkı sağlamışlardır. Bu felsefecilerin düşünce sisteminde hisler ve hayaller, akıl ve mantığın içerisinde erimiştir.

C. Bu akım Fransa’da klasisizme tepki olarak doğmuştur. Bu akıma göre kişileri inanca götüren akıldan çok duygulardır.Duygu, coşkunluk ve hayal önemlidir. Akıl ve mantık bu coşkunluk içinde erir.Konularını tarih, milli kültür ve çağdaş edebiyattan alır. İyi ve kötünün, ak ve karanın çatışması, yazarın açık bir şekilde taraf tutması bu akımın etkisi altında kalmış sanatçıların en belirgin özellikleridir .

Ç. Bence insanın davranışlarında çevrenin etkisiyle birlikte soya çekimin çok önemli bir yeri vardır. Ben romanlarımı bir laboratuvar olarak görür, kişileri buna göre oluştururum. Kişileri oluştururken de her seviyede insanın anlayabileceği sözcükler seçmeyi amaçlarım.

D. Bu akım, aslında akla karşı bir başkaldırıdır. Alt bilincin tüm derinliklerine inmek, kişinin bilinçaltını ışığa çıkarmak, kişiye aklın ötesinde bir mutluluk sağlamak amaçlanır. Bilim ile sanatı çoğu kez birbirine karıştıran bu akıma bağlı sanatçılar aklın, geleneklerin, alışkanlıkların kontrolünden uzak bilinçaltı temalarını anlatmak istemişlerdir.

2. Olay ve durum öyküsünün Dünya ve Türk edebiyatındaki en önemli temsilcilerini yazınız. (10 puan)

Kendisinde beliren bu ani değişikliğin sebebini bir türlü anlayamıyordu. Hissediyordu bütün hücrelerinde ama korku dolu gözlerle penceresinden her baktığında farklı bir ruhun avuçları arasındaki duyularının neden bu şekilde kendisinin değillermiş gibi hareket ettiklerini bilemiyordu. Her şeyi daha net görüyor, daha net duyuyordu. Benekli burnu üç yüz elli metre ilerideki küçük bir bahçede yetişen yedi çeşit çiçeğin kokusunu küçük odasından ayrı ayrı alabiliyordu hatta toprak kokusunu, çok uzaklardaki denizin, suyun, tuzun, yosunun kokusunu bile… “Mutlu olmak istiyorum” dedi içinden, hayal kurmak ne güzel mutluluk üzerine. Bir kalem aldı eline bir de defter. Aklında kurguladığı hikâyesini yazmaya başladı. (Selim Savaş Karakaş- Küçürek Hikâyeler)
3. Aşağıdaki soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız.
a-Yukarıdaki hikâyenin anlatıcısını yazınız. (5 puan)
b-Yukarıdaki hikâyenin bakış açısını yazıp bu bakış açısı hakkında kısaca bilgi veriniz. (10 puan)
4. 1940-1960 Cumhuriyet Dönemi hikâye anlayışı hakkında bilgi veriniz.(5 madde 15 Puan)
5. Aşağıdaki parçada geçen yazımı yanlış sözcükleri bulup sözcüklerin doğru şeklini tabloya yazınız.(10 puan)

Bu gün çok heyecanlı ve neşeliydi. Bütün gün bir köşeden bir köşeye gezip durdu. Sanki hayatına çok önemli birşey eklenmişdi. Sonra yavaş yavaş yorgunluğunu ve hayata karşı isteksizliğini üzerinden attığını his etti. Sabah kalktığında gördüğü karışık rüyalar bile onun bu günkü mutluluğunu bozamadı.

Akşamın bu saatinde nereye gidebileceğini düşündü. Yıllarını verdiği o ev artık yoktu (   ) Üzgündü (    )bir an nefes alamadığını hissetti ( ) amaçsız ve bitkin yürüdü. Bilmediği,bol ışıklı, kalabalık bir caddenin sonunda birinin kendine seslendiğini duydu. Esmerce, zayıf yüzlü, uzun boylu (  ) Yüzü tanıdık geliyordu acaba nereden gelmişti (  ) Eskilerden biri olmalıydı (  ) Birden ayağa kalkıp (   )Sen de kimsin(   ) (  ) diye sordu(   )
6. Yukarıdaki parçada ayraçlarla belirtilen yerlere uygun noktalama işaretlerini getiriniz( 10 Puan)
7. Aşağıdaki cümlelerin ögelerini ayırınız. ( 10 Puan)
• Bir avuç kelime, kıtaları birbirinden ayırır.
• Yapılan her savaşta masumlar, çocuklar, gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar zarar görür.
8.Aşağıda başlangıcı verilen öyküyü, durum öyküsü olacak şekilde en az beş cümlelik bir paragrafla devam ettiriniz. ( 10 Puan)
Karşımda çırpınıp duran deniz, sanki içimdeki bu çalkantıyı hissetmişti. Kül gibi grileşmiş gökyüzünde güneşten bir parçacık bile kalmamıştı. Garip bir rüzgâr geziniyordu, havada. Sanki o da anlamıştı huzursuzluğumu.———-

CEVAPLAR:

1. A. Sembolizm
B. Klasizm
C. Romantizm
Ç. Naturalizm
D. Sürrealizm
2.OLAY (MAUPASSANT)-ÖMER SEYFETTİN
DURUM (ÇEHOV)- SAİT FAİK ABASIYANIK-MEMDUH ŞEVKET
3.a.GÖZLEMCİ-3.KİŞİ
b. İLAHİ BAKIŞ AÇISI-HAKİM BAKIŞ AÇISI Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir, görür ve duyar. Kahramanların gönlünden veya zihninden/kafasından geçenleri okumaya kadar uzanır. Anlatıcı, anlattığı olayların dışında durur, gören durumundadır. Anlatıcı, olaylara ve kahramanlara hâkimdir. Olayların nasıl gelişeceğini bilir ve görür. Olayları anlatırken kahramanların aklından geçenleri ve psikolojilerini yansıtır. Üçüncü tekil şahıs ağzıyla konuşur.
4.1940 – 1960 YILLARI CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE HİKÂYE • 1940 – 1960 yılları Cumhuriyet Dönemi’nde ele alınan konuların çeşitliliği artmış, daha çok gözleme dayanan gerçekçi hikâyeler yazılmıştır. • Anadolu’ya, halkın yaşamına ağırlık verilmeye başlanmıştır. • Bu dönemin hikâyelerinde “millî–dinî duyarlılık”, “toplumcu–gerçekçi anlayış” ve “bireyin iç dünyasını esas alan anlayış” gibi bazı eğilimler görülmektedir. • 1940’lı yıllarda Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun durumu, İkinci Dünya Savaşı sonrası toplumsal sorunlar hikâyelerde işlenmiştir. • Bu dönemde Aka Gündüz, Bahaeddin Özkişi gibi sanatçılar millî–dinî duyarlılığı yansıtan hikâyeler yazmışlardır. Millî–dinî duyarlılığı yansıtan eğilimdeki yazarlar hikâyelerde Millî Mücadele, Doğu–Batı çatışması, ahlaki bozukluklar gibi konuları ele almışlardır. • 1950’li ve 1960’lı yıllarda daha çok yazar ve eser ortaya çıkmıştır. Memur, işçi, köylü, kasabalı ve şehirlerin kenar mahallelerindeki insanların sorunları toplumcu–gerçekçi yönelimle hikâyelerde işlenmiştir. Sadri Ertem, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Samim Kocagöz, Talip Apaydın gibi yazarlar bu yönelime bağlı eserler vermişlerdir. • Sonraki zaman dilimlerinde insanın yaşam kavgası, kadının toplumdaki yeri ve çocuklar önem kazanmaya başlamış; Peyami Safa, Memduh Şevket Esendal, Tarık Buğra, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Sabahattin Kudret Aksal gibi yazarlar bireyin iç dünyasını esas alan anlayışla insan gerçekliğini psikolojik yönüyle yansıtan hikâyeler yazmışlardır. Toplumcu-Gerçekçi Hikayeler (1940-1960) Özellikleri: • 1920’li yıllardan beri önemli eserlerle edebi hayatın içerisinde adından çokça söz ettiren toplumcu gerçekçiler, özellikle roman ve hikâye alanında başarılı ürünle ortaya koymuşlardır. • 1940-1960 arası dönemde de toplumcu gerçekçi tarzda hikayeler kaleme alınır. • Toplumcu gerçekçiler, toplumdaki düzensizlik ve çatışmalar ile köy gibi küçük yerleşim yerlerinin sorunları üzerinde yoğunlaşırlar; eserlerini ağa-köylü, öğretmen-imam, halk-yönetici, zengin-fakir, güçlü-güçsüz, aydın-cahil gibi belirgin farklılıklar üzerine kurarlar. • Toplumcu gerçekçi eserlerde anlatım tekniklerinden daha çok anlatılan şeyler önemli görülmüştür. • Toplumcu gerçekçi yazarlar genellikle kendi ideolojik söylemlerini eserlerine yansıtmışlardır. Bu dönemde yazılan öykü ve romanların birçoğu belirli görüşleri anlatmak, belirli bir siyasi anlayışı savunmak için bir araç olarak kullanılmıştır. • Toplumcu gerçekçi anlayışın ortaya çıkmasında özellikle Köy Enstitüsü’nden mezun olan yazarların büyük etkisi vardır. Köyün içinde yaşayan köy kökenli, enstitü mezunu yazarlar, köy insanını yakından tanıdıkları için eserlerinde onların sorunlarını başarıyla anlatmışlardır. • Toplumcu gerçekçi eserlerde realizm ve natüralizm etkileri vardır. • Toplumcu gerçekçi yazarlar roman ve hikayelerinde sade bir dil kullanmış, halk kültüründen yer alan birçok unsura yer vermişler, kahramanlarını bölgesel ağızlarına göre konuşturmuşlardır.
5.bir şey , eklenmişti, bugünkü, bugün, hissetti

6.Akşamın bu saatinde nereye gidebileceğini düşündü. Yıllarını verdiği o ev artık yoktu (. ) Üzgündü ( ,)bir an nefes alamadığını hissetti ( ,) amaçsız ve bitkin yürüdü. Bilmediği,bol ışıklı, kalabalık bir caddenin sonunda birinin kendine seslendiğini duydu. Esmerce, zayıf yüzlü, uzun boylu (… ) Yüzü tanıdık geliyordu acaba nereden gelmişti (? ) Eskilerden biri olmalıydı ( . ) Birden ayağa kalkıp ( “)Sen de kimsin(? ) ( ” ) diye sordu(. )

7.• Bir avuç kelime, kıtaları birbirinden ayırır.
ÖZNE-NESNE-DOLAYLI T-YÜKLEM
• Yapılan her savaşta masumlar, çocuklar, gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar zarar görür.
DOLAYLI T.-ÖZNE-YÜKLEM

KAZANIMLAR:
20. Edebiyatın sanat akımları ile ilşkisini kavrar.
20. Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönem ile ilişkisini belirler.
15.Metnin anlatıcı ve bakış açısının işlevini belirler.
10.Türün ve dönemin / akımın diğer önemli yazarlarını ve eserlerini sıralar.
10. Türün ve dönemin / akımın diğer önemli yazarlarını ve eserlerini sıralar.
25. Metinden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap