Aşağıdaki cümlelerde geçen fiillerin çatılarını bulunuz.
- doğum gününde bu sayfada yazdık ya, ben Dağlarca’nın yüz yaşını göreceğine hakikaten inanmıştım.
- Ziyaretine gidişlerimizde bu inancım koyulaşırdı.
- Bunu niçin bu kadar çok istiyordum?
- Edebiyatımızın yeni zamanlarında onun Dede Korkut gibi bir yeri olduğunu düşünüyordum
- Dağlarca’nın ömrü vefa etmedi, 94’ünde veda etti.
- Son yıllarındaki şiirleri çocukça bir dili konuşuyordu.
- İnsan, yaşlılığında çocuklaşırmış, beden küçülüp güçsüzleşirken, ruh ve gönül de çocukça duygulara, saflığa erermiş.
- Fakat bana başkaca gelirdi çocukça söyleyişi.
- Hep bir çocuk yanı vardı ve bunu korumayı bilmişti.
- Bir yandan da çocuklarla arkadaşlığını kesmiyor, uzaktan uzağa gözetiyordu onları.
- İstanbul birkaç günceğiz soğuyuverdi ya, kendimi kıştan şikâyet eder buldum.
- Kar yağışı bile eski romantizmini kaybeder sizin için.
- Kış mevsiminin uzun gecelerinde iki düşmanla, açlık ve soğukla, mücadele etmek mecburiyetindeki yoksulların dramına kederlenir.
- Evde soğuğun zehri ciğerlerine işlemiş çocukları ekmek ve kömür bekleyen gündelikçinin vaziyetine acır.
- İstanbul şehrinde, asfalt yollarda, taş döşeli kaldırımlarda yürüyor.
- Paltolara, boyun atkılarına, şapkalara sarınıp çıkıyoruz sokağa.
- Ne var ki şehirde hayat hep böyle akmıyor.
- Daha ilk soğuklarda sokağın sillesini yemiş, moraran ellerini trafikteki bir halk otobüsünün egzoz borusunda ısıtmaya kalkan çocuk, kışın korkularını duyuruyor.
- Medeniyete dair iddialarımızı çöpe atıyor ve bize, hayatın bütün lezzetlerini acılaştırıyor.
- Ateş yakıyor, battaniyelere sarılıyor, soğuklara direniyorlar.
- Şehre kar yağdığında, bütün akranları sokakta çığlık çığlığa kartopu oynayıp kayarken, acaba bir mülteci çocuk, bir sokak çocuğu ne yapar?
- Onların da sevinçle oyunlara koyulduğunu görüyor musunuz?
- Yoksa karalara bile öfkeyle mi bakıyorlar?
- Karakış bastırıyor. Korkarım yine üşüyecekler, çok üşüyecekler.
- Sokaklarında çocukların titrediği memlekete medeni denebilir mi?