Çalışma Kitapçıkları

Birleşik Fiil Çalışma Kitapçığı 1

Aşağıdaki cümlelerde bulunan birleşik fiillerin altını çiziniz.

*Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor zanneder. Bilmemeyi bilmekle, bildiğini bilmemek aynı değildir. Kurtulanlar, bilmediğini bilenlerle bildiğini bilmeyenlerdir. Onlar birbirini bilir, birbirinden bilir, birbiriyle bilir. Ben dahi bildim, çünkü aşk işinde âşıkın mâşuka vuslatı cümle âşıklara âşikâr olur.

* Hiç benim bulunduğum yerden daha kederli bir âleme doğdun mu sen; hiç aşkta altüst olmuş bencileyin bir firkatzede üzerine parladın mı? diye sitem ediyorum bazen… Velhasıl günlerce ve gecelerce güneşlere ve aylara durmadan ve dinlenmeden seni soruyorum, hâlâ bir haberini alamayışımı şikâyetle söylüyor, anlatıyorum. Senin beni unutma ihtimalini hatırlayıp çıldırıyorum bazı günler ve bazı geceler yüzünü eskisi gibi hayal edemeyeceğimden korkup kahroluyorum. Sonra tevbeler ediyorum. Seni unutma ihtimalini düşündüğüm için. Bu kitapta beni en çok düşündüren satırlardı her okuduğumda farklı bir düşünce oluştu güzeldi..

*Ayak kırıldı mı,Allah kanat ihsan eder.

*Bunlardan birisini düşündüğümde üzüldüğümü, diğerini düşündüğümde mutlu olduğumu hissetmişimdir hep.

*Ecel geldiğinde terk edecek ne kadar az şey var ise Lebbeyk diyerek ölüme o derece çok kucak açılabilir.

*Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!…

*Niye ki bunca acı?
Dünya imtihan yeriydi belli, bu da bir sınav, amenna.
Bu kadar sert sınanmak için ortada çok büyük bir aşkın olması gerekti; Allah’ın kuluna aşkı. Ne kadar çok sevildiğini mi bilmek istiyordu?
Ve ki bunca sert bir sınavı da ancak kulun Allah’a duyduğu aşk katlanılır kılabilirdi. Dünya cennet değildi, evet; olsaydı cennetin ne anlamı kalırdı?

*Bütün bunları aklım almıyor ama kalbime sığıyor.

*Bir yaranın acısını unutmak için gönlünde başka bir yaranın açılmasına razı geldin. Üstelik kendini bu yaraya da koşulsuz devredemedin, sürekli hesaplar yaptın. Aşk değildi bu. Aşk olsa hesap yapacak mecali kendinde bulamazdın. Bu kadar hesap yapmaya ne gerek vardı? Hepi topu aşk işte. Gelir, yaşanır ve günü gelince biterdi.

* Bir tarafımız hep kırık kalacak belkı ama ihtimal bir kafiye tutturabiliriz.Bütün yorgunluklarımızı yekdiğerinde dinlendirebilir, birbirimize sığınabilir, iki ayrı ırmağın delicesinde değil bir ırmağın derininde akabiliriz.Yeniden diyebiliriz.

*  Kimi zaman sevdiğimizin ne olduğunu bilmeden severiz. Ve insan henüz neyi sevdiğini bilmediği böyle zamanlarda O’ndan başkasını sevdiğini zannedebilir…

*Artık olamayacağını biliyorum. Aşk benim kalbimi yakıyor, seninkini yalayıp geçiyor. Ben tam merkezine koyuyorum aşkı hayatımda, sen başka bir şeyin yerine koyuyorsun.
Bana evlenme teklif ettin, reddettim. O gece sana geldim, bu defa sen reddettin. Aşkı ve ahlakı tartıp durdun aylar boyunca. Gerekçelerini, savunularını, ithamlarını, infazlarını sıraladın; sanığı da savcısı da yargıcı da sen olan bir mahkemede yargılayıp durdun kendini defalarca. Hangi yanın haklı çıksa, bu davanın öbür yanından yara aldın. Çünkü ne yeteri kadar âşık ne de yeteri kadar ahlaklıydın.
Oysa aşkın yeterince’ si olmaz benim için hiç olmamış sevgilim. O ya vardır ya yoktur. Hududu, temkini, itidali, tazmini olursa zaten aşk olmaz. Var olduğu müddetçe vardır o. Ve var olduğu müddetçe de tek biçimde tek hacimdedir…

*Bir tek veya milyon, fark etmezdi. Çünkü birinin ölümü her birinin ölümü gibiydi. Çünkü her insan bir evrendi ve her ölüm evrenin sönüşü demekti. Bu yüzden tek masumun dahi öldüğü yerde hiçbir haklı gerekçeden söz edilemezdi.
Savaş insanı canavarlaştırıyordu ve insanın insana ettiğini kimse kimseye etmiyordu..

* Bu kurşun bulutlar ancak aşkın rüzgarıyla bir yana sıyrılabilir. İnanç trajediyi sükunetle yok ederken; aşk kasırgasıyla kırar. Çünkü aşk da din gibi, sanat gibi zaman ve mekan kaydını aşarak sonsuzu tecrübe ettirir. Zamanı yoktur, cenneti bu dünyada hissettirir. ”Araftaki aydın ” aşka bu nedenle dört elle sarılır. Kendisine kalan iç dünyaya ait bir gönül gözünü aşka çevirir. Cehenneme yuvarlanmamak için tutunmak ister narin bir kadın eline.

*O kadar büyüktü ki aşktan geri kalan boşluk orayı ancak nefretin cüssesi doldurabilirdi. Nefret aşkla boy ölçüşebilecek yegane duyguydu ve ne kadar güzeldi. Nefret etmese Setterhan, oracıkta ölecekti ve nefreti de ancak aşk yok edebilirdi.

*Önce anılarımız ihanet eder bize, teker teker bırakıp giderler. Her ihanet bir terk ediştir çünkü. Üstelik kendisi olarak kalacağını ne kadar vaad ederse etsin, ne dönen aynı kalır, ne bekleyen. Öyleyse her gidiş bir ihanettir, her ihanet bir gidiş.

*  Kalplerin dili olsaydı dilin ihanetine uğramadan birbirlerine daha çok şey anlatabilirlerdi.

*Rabbim, dedi, senden artık beni bu dünyaya, salt bu dünyaya bağlayacak olan şeyi istemiyorum. Bana öyle bir kalp ver ki senin yakınlığını istemekten başka hiçbir isteği içinde barındırmasın. Öyle bir ışık bırak ki kalbime, bir daha onu söndürmek mümkün olmasın. Öylesine aslolanı göster bana, öyle ki sürette aklım bile kalmasın.

*Sonra beni bu kelimelerle itham ettin.

*Çünkü içinden bir cehennem geçen ve bir cehennemin içinden geçen, cehennemi anlatmayı aklına getirmez.

*Bir yer var biliyorum
Her şeyi söylemek mümkün
Epeyce yaklaşmışım duyuyorum
Anlatamıyorum

*Ağlarım anlatamam, hissederim söyleyemem
Dili yok kalbimin ondan bizarım.

*Öyleyse şaire edilebilecek en iyi dua, bir beddua aslında: Acınız dinmesin efendim, ve anlatamayasınız. Çünkü en iyi o zaman anlatırsınız.

*İşte önünde dizlerimin üstündeyim. Hay!
Değil mi ki sen bir delisin.
Helal et gitsin aklını.
Aklın geride bile kalmasın.

*Yol arkadaşınızla hep aynı yere bakıyor olursunuz. Ya sizin işaret ettiğiniz noktaya o bakıyordur, ya sizin bakmakta olduğunuz noktayı o işaret ediyordur. Ama birden fark edersiniz ki ya siz bakmakta geç kalıyor olmaktasınız, ya o işaret etmekte çabuk. Aynı yere bakıyor olmak, her zaman, birlikte bakıyor olmak anlamına gelmemektedir. Gelmez, gidemezsiniz. Siz ona geçsiniz, o size erken.

*Her şeyin gölge olduğunu bir kere fark edince, artık can acısa da bir acımasa da bir. O zaman bitmez zannettiğin her türlü çile de biter. Hem öyle bir biter ki artık bitse de fark etmez bitmese de fark etmez.

*  Gafletin bir kefareti olsa katbekat ödeyebilirim. Ama yok. Yitik zamanın peşindeyim.

*  Günün birinde ya çıldıracağız, ya da dünyaya hakim olacağız.

Birleşik Fiil Çalışma Kitapçığı 1’i word dosyası olarak indirmek için aşağıdaki linki tıklayınız.

birlesik-fiil-grubu-calisma-kitapcigi-1

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap