1.(I) Ufacık dükkânda, bir ocak yanıyor, küçük bir çocuk körük çekiyordu. (II) İhtiyarlamış, küçülmüş, ak sakallı, küçük yüzlü bir adam, mini mini halkaları ısıtıp zincir yapıyordu. (III) İhtiyarla çocuk, çok hoş bir manzara oluşturuyordu bu küçük dükkânda. (IV) Dükkânın önünde uzun süre bu manzarayı seyrettim. (V) Şimdilerde bu dükkânlardan ve böylesi ustalardan çok kalmadı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde beğenme söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
2. (I) Palandöken, kayak yapmak için çok güzel bir yer. (II) 3176 metre yüksekliğindeki zirveden eteklere kadar uzanan Palandöken pistleri dünyanın en uzun pistleri arasında yer alıyor. (III) Yirmi bir pistin yedisi kolay, sekizi orta, ikisi profesyonel ve dördü doğal düzeyde. (IV) İşin çok ilginç ve şaşırtıcı bir yanı var: (V) Her düzeydeki kayakçı, zirveye birlikte çıkıp farklı yollardan kayarak aşağıda aynı yerde buluşabiliyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde öznellik söz konusudur?
A) I. ve II.
B) I. ve IV.
C) II. ve IV.
D) III. ve V.
E) IV. ve V.
3. Bir yapıtın değerinin, az veya çok okunmasıyla değil anlatımının kusursuzluğuyla ölçülebileceğine inanıyorum.
Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleyle çelişir?
A) Yazarın dili kullanmadaki başarısı yapıtın değerini belirler.
B) Üslup yönünden kusurlu eserler pek başarılı sayılmaz.
C) Bir sanat eserinin başarısında yazarın anlatım biçimi etkilidir.
D) Çok kişi tarafından okunan eserler, her zaman çok değerli olmayabilir.
E) Bir eserin değerini okuyucuların sayısı belirler.
4. Tarih duygusunu geliştirmenin yolu, onu sanat eserine konu yaparak işlemektir. Dünyaca ünlü yazarlar, tarihî konuları işleyerek şaheserler meydana getirmişlerdir. Bu şaheserler yardımıyla insanlar tarih bilincini yakalamışlardır. Fakat Türk milletinin hayatı demek olan Türk tarihi, henüz sanat eserlerine yansıyamamıştır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tarih, herkesin faydalanabileceği millî bir hazinedir.
B) Tarih şuuru uyandırmada, tarihi konu edinen sanat eserlerinin büyük rolü vardır.
C) Sanatçı, milletinin tarihini bir tarihçi kadar bilmelidir.
D) Tarihçiler, tarih konularında sanatçılara yol göstermelidir.
E) Tarihî konuları işleyen sanat eserleri ilgiyle okunur.
5. (I) Biz hep Türk mutfağının, dünyanın önde gelen mutfaklarından biri olduğunu söyler dururuz. (II) Benim kişisel düşüncem de mutfağımızın çok zengin bir geleneği ve repertuvarı olduğu yolunda. (III) Ortada tıpkı bir ham elmasın işlenip pırlantaya dönüştürülmesi gibi bir süreç var. (IV) Bunu başarırsak ortaya göz kamaştırıcı bir sonucun çıkacağından en ufak bir şüphe duymuyorum. (V) Ama bunun için bilgi, emek ve sabır gerekiyor.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Buna karşılık, bu zengin kaynak hemen hemen hiç işlenmemiş bir biçimde önümüzde duruyor.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
6. Toprak gittikçe nemleniyor, gölgeler koyulaşıyor, dönemeçte karşıma ansızın, araba genişliğinde bir su çıkıyor. Kumlu yatağında yüzü kırışa kırışa akan bir su… İncecik de bir şırıltı duyuluyor ara ara. Su, zeytin sularıyla katran gibi oluyor, batak kokuyor, zeytinyağı kokuyor. Suyun içine konmuş üç taşa basarak karşıya geçiyorum. Suyun iki yanında sıra sıra fidanlar var. Gerçekten bir dünya cenneti burası. Havası binlerce canlının soluğuyla dolu, ıssızlığı anlamlı ve koyu gölgelerin kucağında kımıltılar var.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırmalardan yararlanılmıştır.
B) Benzetmelere yer verilmiştir.
C) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
D) Görsel ve işitsel ögelerden yararlanılmıştır.
E) Anlatıma duygular katılmıştır.
7. Divan edebiyatı ile halk edebiyatı arasında özde bir ayrım yapmak yanlış olur. Evet, şekilde bir farklılık söz konusudur. Bu farklılık, her devirde görülmektedir. Eski Türk edebiyatını, ayrı iki ırmak olarak değerlendirmek mümkün ise de iki ırmağın suyunda farklılık yoktur. Kaynakları aynı olduğu gibi döküldükleri yer de aynıdır. Hatta zaman zaman yolları kesişir, birbirine katılır. Yani halk şiiri ile divan şiirinin aşk, ölüm, hasret gibi pek çok ortak konuları vardır. Hatta söyleyiş özelliklerinde bile benzerlikler görülür.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Halk edebiyatı şekil yönünden divan edebiyatından ayrılır.
B) Halk edebiyatı ile divan edebiyatı aynı kaynaktan beslenmiştir.
C) Halk edebiyatı ile divan edebiyatında bazı ortak söyleyişler vardır.
D) Her devirde halk edebiyatı, divan edebiyatına kaynaklık etmiştir.
E) Divan edebiyatı ile halk edebiyatının ortak konuları vardır.
8. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın her kitabı bir bütün olarak okunur. Her şiir, baştan sona uzayıp giden bir zincirin ayrı halkasıdır. Her şiir, bütün hâlinde bir yapının ayrı bir parçası, kurulmuş bir mekanizmanın çarkı ya da dişlisidir. Böyle çalışmak her şairin harcı değildir.
Bu parçada Fazıl Hüsnü ile ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirlerde başka şairlerin etkisinin olmadığı
B) Şiirlerinin birbirini tamamlar nitelikte olduğu
C) Şiirlerinde genellikle aynı konuları işlediği
D) Şiirlerinin uzun bölümlerden oluştuğu
E) Şiirlerinde konudan çok biçime önem verdiği
9. Şimdiye kadar çok kimse benim ikide bir fikir değiştirdiğimden bahsetti. Bunu bir kusur hem de büyük bir kusur sayıyorlar. İstiyorlar ki insan, ömründe bir fikre saplansın kalsın. Böyle insanların unuttukları bir nokta var: Değişme, evrenin temel yasasıdır. Bu yasa eleştiride de yankısını bulur. Toplumlar değişince bireylerin beğenileri, güzellik anlayışları da değişir. Buna bağlı olarak eleştirmenin de yaşadığı çevreyle birlikte görüş ve duyuşunda başkalaşma olur.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumdaki değişmelere paralel olarak eleştirmenin düşünceleri de değişir.
B) Eleştirmenin zıt fikirleri savunması tutarsızlığını göstermez.
C) İyi eleştirmen, yanlışını gördüğünde hemen ondan vazgeçebilen eleştirmendir.
D) Sosyal olaylardaki değişim er geç edebiyatta da kendini gösterir.
E) Eleştirmeni yaşadığı çevre ile birlikte değerlendirmek gerekir.
10. Her yazar, bir bildiri ile çıkar toplumun karşısına. Her türlü konuyla ilgili düşüncelerinin yer aldığı bu bildiride kendi olanaklarıyla yeni anlatım dener. Başarılı olmuş her yazarın eserine bakıldığında anlatımda bir kendine özgülük bulunur. Bir bakıma yazarın başarısını, söyleme gücü belirler. Ben, bugüne değin başarıyı ölçmede eserde anlatılanların bir ölçüt olarak alındığını hiç görmedim. Önemli olan farklı bir söyleyiş tarzı kurabilmektir. Çünkü başarıyı ve okurun ilgisini bu belirler.
Bu parçaya göre bir sanatçının başarılı olması aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?
A) Farklı konuları ele almasına
B) Özgün bir üslubunun olmasına
C) Toplumsal konuları işlemesine
D) Düşüncelerini özgürce anlatmasına
E) Yeni yazım teknikleri kullanmasına
11. (I) Manyas Gölü’nü gezmeye başladım. (II) Gölü çepeçevre dolaşmak amacındaydım. (III) Dünyanın sayılı kuş göllerinden biridir Manyas. (IV) Çünkü gördüğüm bütün kuşların fotoğrafını çekecektim. (V) Ne var ki birkaç balıkçılın dışında bir şey göremedim. (VI) Anlaşılan, kuşlar, Manyas Gölü’nü terk etmeye çoktan başlamış.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir belirteçle sağlanmıştır?
A) Söyle ey çınar, hangi kurt seni içinden kemirdi?
B) Bu zavallı, gidip derdini kime anlatacak?
C) Hatıralarını yazarken benden niçin bahsetmedin?
D) Bugünkü konuyu hanginiz özetleyecek?
E) Mezuniyet gecesine kaç kişi bekliyorsunuz?
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin fiil kipinde bir anlam kayması vardır?
A) Çantasında mutlaka bir kitap bulundurur.
B) Sizi evinize götürmek için bekliyor.
C) Şimdi, diğer arkadaşlar da gelir.
D) Doğduğu gün evde bayram olmuş sanki.
E) “Ali’yi saat beşte uyandır.” deyip yattı.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf fiil kullanılmamıştır?
A) Gözlerimin içine baka baka okuyordu şiirini.
B) Ben onları istiyorum, dedi gökyüzüne haykırarak.
C) Bu gece, gözlerin dolunca özlemle bekle beni.
D) Seni çiçekler açtığı zaman beklerdim.
E) Köyünden İstanbul’a geleli tam üç ay olmuştu.
15. Aşağıdaki altı çizili kelimelerden hangisi işlevi yönüyle farklı bir yapım eki almıştır?
A) Okumaya başladığım bu eser, üç bölümden oluşuyor.
B) Günümüzde herkse geçim derdine düşmüş durumda.
C) Şehir içindeki yolları yapım çalışmaları sürüyor.
D) Burada yaşayan insanları ölüm korkusu sarmıştı.
E) Yeni gelen malların birim fiyatını kimse bilmiyordu.
CEVAPLAR: 1.C, 2.B, 3.E, 4.B, 5.B, 6.A, 7.D, 8.B, 9.A, 10.B, 11.B, 12.C, 13.C, 14.D, 15.E
Hocam FULL cikardim
Hocam lisans icin deneme olacak mi?