KÖPRÜ KURMA
Ortaokul öğrenme yaşantılarında edindiğiniz paragraf türleri, metin türleri, yazılı ve sözlü anlatım aşamaları, yazım ve noktalama kuralları, Türkçenin ses bilgisi ile ilgili bilgi ve beceriler bu tema içeriğine temel oluşturacaktır.
Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Çok söylemesi günahmış; hikâye söylemesi sevapmış. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir kurt yaşarmış. Köyün kıyısında kışları açlıktan kıvranıyormuş.Yine böyle bir gün:
– Köye gideyim de oradaki inekten, koyundan yiyeyim, demiş. Köye gitmiş, bir ineğe rast gelmiş:
– İnek,ben öyle acıktım ki seni yiyeceğim, demiş.
– Dur,beni şimdi yeme. Şuraya kadar sırtıma bin,in; birbirimizi gezdirelim de beni öyle ye, demiş.
Kurt kabul etmiş ve o sırada da inek kaçmış.Kurt bir
ahırın önüne gitmiş.
Ahırdan bir katır çıkmış.Katıra:
– Açlıktan ölüyorum, katır seni yiyeceğim,demiş.
– Benim etim sert, sen beni yiyemezsin.Gideyim, baltayla satırı getireyim de beni öyle ye, demiş.
(…)
SORULAR
1. Yukaruda verilen parça hangi metin türünden alınmıştır?Bu metin türü hakkında kısa bilgi veriniz.
2.Yukarıdaki metnin sonunda verilen üç noktanın kullanılma amacını yazınız.
3.Aşağıdaki metin Mustafa Kutlu’nun “Sözün Nihâyeti ve Sevdanın Bidâyeti” hikayesinden alınmıştır.
Bu parçada hangi anlatım biçimi kullanılmıştır? Parçadan örnek vererek yazınız.
Yine öyle iri kasketli ve iri belli, iri kara gözlü, kocaman gövdeli dağ gibi adamlar, istasyonda buğday çuvallarını sırtlayacaktı. Bu sinsi yağmur kasımpatıları parlatmıştır. İstasyon bahçesinde masalar, sandalyeler kalkmıştır.Yalnızoihtiyarakasyalar.Madeniışıltılaryayarak uzanan raylar arasında kömür toplayan, burunlarını ve bol pantolonlarını çekerek, esmer yüzlerinde beyaz dişlerini göstererek aniden gülüveren çocuklar olacak mıydı? Bir fayton kiralamalıydı. O kemikleri çıkmış sıska atları, eski ve buruşuk körüğü, iki yanında asılı asırlık kandilleri ve tütün sarısı bıyıklarını burup mütevekkil bekleyen sürücüleri görmeliydi.”
4. Aşağıdaki metin Mustafa Kutlu’nun Arkakapak Yazıları hikayesinden alınmıştır.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
Ah, gülüyorsunuz; çocukluk dünyamızın boyutlarıyla yorumluyorsunuz bu durumu. Ama sadece benim için kocaman değil o Buğday Meydanı. O meydana konup göçen herkes için böyleydi bu. İnanmıyorsanız meydana değil de onu çevreleyen dükkânlara bir bakın. O minnacık berbere, o küçümen attar dükkânına, o minyatür gibi mescitlere, o uzanıp giden bakırcılar çarşısına.
Mesafeler azaldı, uzaklar yakın edildi, hız duygusu hayatımızın ritmini altüst etti. Gerine gerine “dünya küçüldü artık” diyoruz; “herkesin her şeyden haberi var”.
Dünyanın küçüldüğü doğrudur. Dükkânların, apartmanların büyüdüğü de doğrudur. Belki artık şu fotoğraftaki Buğday Meydanı da kaldırılmış, yerine bilmem kaç katlı bir “İş merkezi” yapılmıştır.
Biz büyüdüğümüz için dünya küçültmüyor. Etrafımızı kesret halkası kapladıkça ufkumuz daralıyor. Dünyayı küçültürken kendimizi de küçültüyoruz. Gökdelenler, nükleer başlıklar büyüdükçe biz köşemizde büzülüyoruz. Eşya ile, dünya ile var olan irtibatımız;âlemin ritmi ile olan bağlantımız zedeleniyor.
a. Altı çizili kelimelerde görülen ses olaylarını yazınız.
b. Bu metin günümüz toplumu için hangi dersleri barındırıyor?
Hazırlayan : Vedat Topçu
9.sinif tde sozun incelikleri temasi hazır bulunuşluk sinavi indir