Amasya’da doğmuştur. Küçük yaştan itibaren tekke çevresinde yetişti, çok gezdi ve zamanın ünlü şahsiyetleriyle tanıştı. Aşıkî mahlasını kullanmıştır.
Nesir alanında yazdığı eseri Âşıkpaşazâde Tarihi’dir. Bu eser Tevârîh-i Âl-i Osmân adıyla tanınmaktadır. Eserini hayatının sonlarına doğru yazmaya başlamıştır. 2.Murat devrine kadar olan kısmı değişik kaynaklardan faydalanarak hazırlamış, II. Murad ve Fâtih dönemlerini ise bizzat kendi gözlemlerine dayanarak kaleme almıştır.
Eser, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Fâtih devri sonlarına kadar gelen bu eserde konular bölümler ve soru-cevap şeklinde ele alınmıştır.
Âşıkpaşazâde Târihi’nin asıl önemi, ilk standart Osmanlı tarihlerinden biri olmasından gelir.
Eser, konuşma diline yakın ve devrinin yazı dilini aksettiren sade üslûbu bakımından orta tabaka ve özellikle askerî zümreler arasında okunmak üzere bir nevi halk destanı tarzında yazılmıştır.
Anonim tarihlerden farklı özelliği ise Osmanlı padişahlarını birer “mücahid gazi” olarak görmesi, devletin kuruluşunda ve bilhassa Anadolu’da İslâmî Türk kültürünün yerleşmesinde büyük rolleri olan “abdâlân-ı Rûm”, “gaziyân-ı Rûm” ve “bâciyân-ı Rûm” gibi ahî kuruluşları hakkında bilgiler vermesidir. Esere yer yer serpiştirilen ve bir kısmı Ahmedî’nin İskendernâme’sinden alınmış olan nazım parçalarının ise edebî bir değeri yoktur.