İstanbul doğumludur. Çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş, Osmanlı-Rus Savaşı’na karşı çıktığı için sürgüne gönderilmiş, Sivas’ta ölmüştür.
İzzet Molla, 17. ve 18.yüzyıl usta şairlerinin yolunu izlemiştir.
Mizahi yönü güçlü bir şairdir. Olay ve şahısları mizahi bir üslupla anlatmada başarılıdır.
Yaşanan hayata, çevreye ve insana daha yakından bakmıştır.
Şiirlerine mahalli renk katmaya çalışmış, halk şiiri ve sanatçılarıyla ilgilenmiş, hece ölçüsünü kullanarak şiirler yazmış böylece Divan şiirinin geleneksel yapısını sarsmıştır. Bu yönüyle yeni edebiyatın ilk müjdecilerinden biridir.
İzzet Molla zeki, nüktedan, sözünü esirgemeyen, mizaha ve latifeye düşkün, zevk ve eğlenceyi seven biridir.
Divan şiirinin son şairlerinden biridir.
Keçecizade İzzet Molla Eserleri
- Gülşen-i Aşk
- Mihnet-Keşan
- Divan
- Layihalar
Gülşen-i Aşk
Mesnevi nazım şekliyle yazılmış olan eser yaklaşık 300 beyitten oluşmaktadır.
Eserde ilahi aşka ulaşma çabası işlenir.
Eserden anlaşıldığı kadarıyla şairi Mevlevi’dir.
Alegorik bir eserdir. Eserin kahramanları semboliktir. Bu yönüyle eser Hüsn ü Aşk’a benzemektedir.
Mihnet-Keşan
Mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. İzzet Molla, Keşan’a sürgün olarak gönderilişini ve çektiği anlatır. Şair bu eserinde uğradığı yerleri betimlemiş, karşılaştığı ilginç tiplerden söz etmiştir.
Eser , sanatçının tasvir ve hikaye etme gücünü göstermesi bakımından önemlidir.
Eserde değişik nazım şekilleri de bulunmaktadır. İzzet Molla’nın mizahi üslubunu da eserde görmekteyiz.
Divan
İzzet Molla şiirlerini Bahar-ı Efkar ve Hazan-ı Asar adları altında iki ayrı divanda toplamıştır.
Bahar-ı Efkar’da gençlik şiirleri, Hazan-ı Asar’da ileriki yaşlarda yazdığı şiirleri vardır.
Layihalar
İzzet Molla’nın devlet yönetimiyle ilgili görüşlerinin yer aldığı layiha, edebi eser niteliği göstermektedir.
İki layihadan oluşmaktadır.
Birincisinde layiha 2.Mahmut’un emriyle yazılmıştır. Osmanlı eyaletlerinin gelir gider işleriyle ilgili tespitleri vardır.
İkincisini ise Osmanlı-Rus Savaşı aleyhinde yazmıştır. Osmanlı’nın Batı karşısında güçlü olmaması sebebiyle savaşmanın sakıncalarını anlatır. Bu sebeple de Sivas’a sürülmüştür.
