MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEST 4
1.Türkiye’nin milli dili İstanbul Türkçesidir; buna şüphe yok! Fakat, İstanbul’da iki Türkçe var: Biri konuşulup da yazılamayan İstanbul Türkçesi, diğeri yazılıp da konuşulmayan Osmanlı lisanıdır. Acaba, milli dilimiz bunlardan hangisi olacaktır? Bu suale cevap vermeden, dilimizi, başka dillerle mukayese edelim: Başka diller de milletlerinin başkentlerine ait dillerdir. Fakat, başka başkentlerin hepsinde, konuşulan dille yazılan dil aynı şeydir. Demek ki, konuşma diliyle yazı dilinin birbirinden başka olması, sırf İstanbul’a mahsus bir haldir. Bütün milletlerde bulunmayıp da yalnız bir millette tesadüf edilen bir hal normal olabilir mi? O halde, İstanbul’da gördüğümüz bu ikilik bir dil hastalığıdır. Her hastalık tedavi edilir; o halde, bu hastalığın da tedavisi lazımdır. Fakat bu tedaviyi yapabilmek, yani dildeki ikiliği ortadan kaldırmak için, şu iki şeyden birini yapmak lazımdır: Yaz yazı dilini aynı zamanda konuşma dili haline getirmek yahut konuşma dilini aynı zamanda yazı dili haline koymak.
Bu metinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Bir makaleden alındığına
B) Yalın bir dille yazıldığına
C) Milli dil konusunu işlediğine
D) Dildeki ikilemin kaldırılması gerektiği düşüncesini işlediğine
E) Osmanlıca sözcüklerin dildeki sadeleşmeye engel olmayacağı düşüncesini içerdiğine
2. Uydurma söz yapmayız
Yapma yola sapmayız
Türkçeleşmiş, Türkçedir
Eski köke tapmayız
Bu dörtlükten hareketle Milli Edebiyat dönemi şairlerinin şiir anlayışı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sade bir dil kullanılmıştır.
B) Hece ölçüsü kullanılmıştır.
C) Halk şiirinden yararlanılmıştır.
D) Şiirlerde sadece dörtlük nazım birimi kullanılmıştır.
E) Türkçe sözcüklerin kullanılmasına özen gösterilmiştir.
3. Hisar’dan Kanlıca’ya sandalla gidiyordum. Yaşlı kayıkçı, bütün mütezelzil kuvvetiyle küreklere asılıyor, bir sel gibi akan küçük mevcelerle boğuşuyordu. Bu mücadele onu yormuştu. Nefesi sıklaşmış, yüzü kızarmıştır. Buruşuk bir meşin gibi görünen çehresinden akan terler hararet-i mücadele ile yanan bedeninde kuruyordu. Ve bu zavallı insan beni, sandalda rahatça yaslanmaya kendini hak bulan bir mahluku, istediğim yere götürmek için ufak bir ekmek parası mukabilinde daima uğraşıyordu. Mamafih ben onda yine gıpta edecek bir mazhariyet buldum. Beyaz, tamam, sağlam dişlerini işaret ederek: “Baba, maşallah dişlerin pek sağlam.” dedim. O vakit, ihtiyarın çehresi bir anafor gibi karıştı. Kendisini senelerden beri, muhtaç ve zebun, şu küreklere mahkum eden nasib-i hayatın ruy-ı siyah-ı bi-insafına tükürür gibi: “Neyleyim yiyecek bir şey bulamadıktan sonra!” dedi.
Bu metinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yabancı sözcük ve tamlamalara yer verildiği
B) Milli Edebiyatın dil anlayışını birebir yansıttığı
C) Yazarın, gözlemlerini içerdiği
D) Gerçek yaşamdan bir kesiti aktardığı
E) Dönemin sosyal koşullarından izler taşıdığı
4. Aşağıdakilerden hangisi makale, fıkra ve sohbetin ortak özelliğidir?
A) Bir düşüncenin kanıtlarıyla ortaya konması
B) Bilimsel konularda yazılması
C) Okura bilgi aktarılması
D) Soru cevaplı bir anlatımın olması
E) Güncel, siyasal, toplumsal sorunların ayrıntılara inilmeden işlenmesi
5. Aşağıdakilerden hangisi öğretici metinler arasında sayılmaz?
A) Makale
B) Deneme
C) Fıkra
D) Hikaye
E) Söyleşi
6. Aşağıdakilerden hangisi fıkra türünde bir eser değildir?
A) Şehir Mektupları
B) Bize Göre
C) Bir Avuç Saçma
D) Eski Saat
E) Türkçülüğün Esasları
7. … yazı türünde konu uzatılmaz. Konunun ayrıntılarına çok girilmez. Yazar sadece konuya dikkat çeker, bunu yaparken düşüncelerini kanıtlama gereği duymaz. Hatta anlattıklarına okurun inanması için özel bir çaba göstermez. O, yazısıyla okuru konu üzerinde düşünmeye davet eder.
Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Fıkra
B) Öykü
C) Anı
D) Günlük
E) Makale
8. Aşağıdakilerden hangisi Ziya Gökalp ve Mehmet Emin Yurdakul’un ortak özelliği değildir?
A) Hem düzyazı hem şiir türünde eserler vermeleri
B) Şiirlerinde ulusal duygu ve düşünceleri işlemeleri
C) Çalışmalarıyla Milli Edebiyatın öncüsü olmaları
D) Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmaları
E) Şiirlerinde sadece halk edebiyatı nazım şekillerini kullanmaları
9. (I) Edebiyatımızda halkın anlayabileceği bir dille şiir yazma düşüncesi ilk olarak Tanzimat’la başlamıştır. (II) Bu hareketin öncüsü şiirlerinde Türkçe sözcükler kullanmaya özen gösteren Ziya Paşa’dır. (III) Ne yazık ki bu girişim, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati dönemlerinde kesintiye uğramış, edebi eserler aruzla, son derece süslü ve sanatlı bir dille yazılmıştır. (IV) Tanzimat’ta başlayan bu halk için halk diliyle yazma anlayışı Mehmet Emin Yurdakul tarafından yeniden canlandırılmıştır. (V) Mehmet Emin Yurdakul’un Kızıl Elma ve Altın Işık adlı kitabıyla ses getiren heceyle şiirler yazma anlayışı Türkçülük hareketi ve Ziya Gökalp’in etkisiyle yaygınlık kazanmıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Mehmet Emin Yurdakul, konularını toplum dertlerinden, sosyal yaşam sahnelerinden almıştır.
B) Mehmet Akif gerçekçi, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal ise romantizmin etkisiyle şiirler yazmıştır.
C) Yahya Kemal ve Ahmet Haşim saf şiir anlayışına uygun şiirler yazmıştır.
D) Milli Edebiyatçılar, yalın bir Türkçe ve hece ölçüsüyle yerli konuları işlemişlerdir.
E) Milli Edebiyat dönemi eserlerinde İstanbul Türkçesi esas alınmıştır.
11. Aşağıdakilerden hangisi Ziya Gökalp çevresinde toplanan şairlerin (Beş Hececiler) özelliklerinden değildir?
A) Daha çok, bireysel ve içe dönük temaları işlemişlerdir.
B) Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmışlardır.
C) Halk şiiri nazım biçimlerinin yanından Batı kaynaklı nazım biçimlerini kullanmışlardır.
D) Şiirlerini yalın bir Türkçe ile yazmışlardır.
E) Şiirlerinde kuru bir didaktizm vardır.
12. Yap yaşayan Türkçeden
Türkçeyi incitmeden
İstanbul Türkçesi
Zevkini olsun yeden
Bu dizeler Yeni Lisancıların dil görüşleriyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisini destekler niteliktedir?
A) Şiirde toplumsal temaları işleme
B) Dilde İstanbul Türkçesini ölçü olarak alma
C) Şiirle insanlarda milli coşku oluşturma
D) Halkın günlük yaşamını işleme
E) Gerektiğinde Batı nazım şekillerini kullanma
13. Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat akımını belirleyen özelliklerden değildir?
A) Ülke gerçeklerini işleme
B) Yazı dilini konuşma diline yaklaştırma
C) Arapça ve Farsça sözcükler yerine Türkçe sözcükler kullanma
D) Batı edebiyatını yakından takip etme
E) Halkın konuştuğu dille şiirler yazma
CEVAPLAR: 1.E, 2.D, 3.B, 4.C, 5.D, 6.E, 7.A, 8.E, 9.E, 10.B, 11.E, 12.B, 13.D
Milli Edebiyat Dönemi Test 4‘ü indir.