Gazel Örnekleri

Nabi’nin Gazelleri

Nabi, şiirin işlevini, kişisel ve toplumsal aksaklıkları okuyucuya göstererek okuyucuyu uyarmak, doğru yola yöneltmek olarak görür. Bu amaçla döneminin bozuk düzenini şiirlerinde ustalıkla eleştirmiştir.

NABİ’NİN GAZELLERİ

GAZEL 1

Bir devlet içün çerhe temennâdan usandık 
Bir vasl içün ağyâra müdârâdan usandık

Hicran çekerek zevk-i mülâkâtı unuttuk 
Mahmûr olarak lezzet-i sahbâdan usandık

Düştük kati çoktan heves-i devlete ammâ 
Ol dâiye-i dağdağa-fermâdan usandık

Dil gamla dahi dest ü girîbandan usanmaz 
Bir yâr içün ağyar ile gavgâdan usandık

Nâbî ile ol âfetin ahvâlini naklet 
Efsâne-i Mecnûn ile Leylâdan usandık

Aruz kalıbı: Mef’ûlü Mefâîlü Mefâîlü Feûlün

Günümüz Türkçesiyle:

1.Bir anlık talihimizin açılması için feleğe yalvarmaktan usandık. Sevgiliye bir anlık kavuşma içen rakiplere (yabancılara) iyi görünmeye çalışmaktan usandık.
2.Hicran çeke çeke sevgiliyle buluşup konuşmanın zevkini unuttuk. Mahmur ola ola da şarabın lezzetinden usandık.
3.Çoktan, büyük bir vuslat hevesine düştük, ama karışıklık çıkaran, huzurumuzu bozan bu isteklerden usandık.
4.Gönül, dertleriyle yaka paça olmaktan usanmaz; fakat bir sevgili için rakiplerle (yabancılarla) kavgadan usandık.
5. Nabî ile o sevgilinin macerasını anlat; Mecnun ile Leyla efsanesinden usandık.

GAZEL 2

Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz 

Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbalde 
Biz hezâran mest-i mağrûrun humârın görmüşüz 

Top-i âh-i inkisâra pâydâr olmaz yine 
Kişver-i câhın nice sengin-hisârın görmüşüz 

Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest 
Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisârın görmüşüz 

Biz hadeng-i can-güdâzı ahdır sermâyesi 
Biz bu meydânın nice çâpük-süvârını görmüşüz 

Bir gün eyler dest-beste pâygâhı cay-gâh 
Bî-aded mağrûr-i sadr-i i’tibârın görmüşüz 

Kâse-i deryûzeye tebdil olur câm-i murad 
Biz bu bezmin Nâbîyâ çok bâde-hârın görmüşüz

Aruz kalıbı: fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilün 

Günümüz Türkçesiyle:
1. Dünya bahçesinin baharını hem sonbaharını görmüşüz. Devrin hem güzel hem de hüzünlü günlerini görmüşüz.
2.İkbal meyhanesinde fazla gururlanma. Biz binlerce gurur sarhoşunun (içkiden sonra gelen) baş ağrısını görmüşüz.
3.Biz, kırgınlık beddualarının topu karşısında yıkılıp giden, nice makam ve mevki ülkesinin taştan kalelerini görmüşüz.
4.Bir coşuşuyla bin ikbal hanesini yerle bir eden, dertli insanların sel gibi kabaran kırgınlık göz yaşlarını görmüşüz.
5. Biz, bu meydanda sermayesi sadece öldürücü bir âh oku olan nice hızlı süvariler görmüşüz.
6. Bir gün, elini bağlayıp kapı dibini mekân tutan, itibarlı makamlarının sayısız mağrur kimselerini görmüşüz.
7.Ey Nabî! Biz bu içki meclisinde, içtikleri murat kadehleri gün gelip dilenci kâsesine dönenen nice şarap içiciler görmüşüz.

GAZEL 3

Gerçi gencîne-i âlemde cevahir bulunur 
Cevher-î zât ile ârâste nâdir bulunur 

Hünerin var ise bir şehrde bir ârif bul 
Yoksa her karyede bir nice bahâdır bulunur 

Saha-i sîne bir endîşeden olmaz halî 
Tekyedir tekyede elbette misafir bulunur 

Her zaman hâtıra, endîşe-i rahat gelmez 
Adet-i şehr budur mü’min ü kâfir bulunur 

Güç neşâtın kademin kalbe alıştırmaktır 
Yoksa gam her ne zaman istese hâzır bulunur 

Yağsa bârân gibi gökten katarât-ı âmâl 
Yine bed tâli’ olan hâib-ü hâsir bulunur 

Destres ma’ni-i nâgüfteye müşkil yoksa 
Nâbi yâ köhne suhan bizde de hâzır bulunur

GAZEL 4

Bezm-i safâya sâgar-ı sahbâ gelür gider 
Gûyâ ki cezr ü medd ile deryâ gelür gider 

Açıldığın haber verir ağyara gül gibi 
Dâim bize nesîm-i sebük-pâ gelür gider 

Olmaz yine marîz-i mahabbet şifâ-pezîr 
Rûy-i zemine bir dahi îsâ gelür gider 

Sultân-ı gam nişîmen idelden derûnumu 
Sahrâ-yi kalbe leşker-i sevda gelür gider 

Bir gün demez o şûh ki âyâ muradı ne 
Çokdan bu kûya Nâbi-i şeydâ gelür gider

GAZEL 5

Ey nâme sen ol mâh-likaadan mı gelürsün 
Ey hüdhüd-i ümmîd Sebâ’dan mı gelürsün 

Âlûde-i hûndur yine dâmân ü girîbân 
Ey gamze-i hûn-hâr gazâdan mı gelürsün 

Şevkin var alub satmağa erbâb-ı niyâzı 
Sevdâ-geri-i sûk-i Minâ’dan mı gelürsün 

Teşrîfe bu şeb va’di var ol şem’-i ümîdin 
Ey hâb-ı siyeh-baht aşâdan mı gelürsün 

Bu secde-i bî-hûde nedir her kademinde 
Ey hâme-i bî-mağz likaadan mı gelürsün 

İtmiş sana dil-hastelerin hâleti te’sir 
Ey çeşm-i siyeh dâr-ı şifâdan mı gelürsün 

Her bir yere mûyundan akar âb-ı letâfet 
Deryâ-yı letâfetde şınâdan mı gelürsün 

Zâhid bizi tahvîf ile teşvîşe düşürme 
Sen mahkeme-i rûz-i cezadan mı gelürsün 

Bilsem ne içün varmış idin kûyuna ey eşk 
Tahrîk-i gazabdan mı recâdan mı gelürsün 

Nâbî gazeli gibi hoş-âyendeliğin var 
Ey bâd-ı revân-bahş Ruhâ’dan mı gelürsün

GAZEL 6

Bir dil ki bî mahabbet ola merhamet m’olur 
Bir hanenin ki şem’ası yok meskenet m’olur 

Acz ü niyâz olur gene olursa çâresâz 
Yoksa gurur vâsıta-ı mağfiret m’olur 

Gayriye ilm ü ma’rifetinden senin ne sûd 
Âlemde hüsn ü hulk kadar ma’rifet m’olur 

Rahat mı kor bedende hurûş-i sirişk ü âh 
Bî i’tidâl âb ü hevâ afiyet m’olur 

Tâ key bu bûs-i dâmen ü dest ey harîs-i câh 
Takdir müsait olmaz ise maslahat m’olur 

Nâbi uçurduk âh hümâ-yı kanâati 
Horsendlik gınâsı kadar saltanat m’olur

GAZEL 7

Nedir ey şûh bu bî-hûde gazab n’oldu sana 
Meşrebin düşmen-i nâz idi aceb n’oldu sana 

Virmemişsin tutalım ruhsat-ı âgûş-i visal 
Varmağa meclis-i ağyâra sebeb n’oldu sana 

Câme-hâb içre bıraksın beni ey mihr-i münîr 
Durmadın çâk olıcak perde-i şeb n’oldu sana 

Ne girersin araya yâre niyaz itdikçe 
Kam ey girye mürâât-i edeb n’oldu sana 

Oldun ey hâme-i Nâbî kati çokdan hâmûş 
Bilmem ey zemzeme-pîrâ-yı tarab n’oldu sana

GAZEL 8

Beni şâd eylemedin sen dahi nâ-şâd olasın 
Şu’le-i âh-ı gariban gibi ber-bâd olasın 

Künc-i hicrana olub sen de benim gibi esir 
Rûz ü şeb dest-zen-i dâmen-i feryâd olasın 

Vire nahl-i emelin mîve-i eşk-i hirmân 
Bir sitem-kâre niyaz etmeğe mu’tâd olasın 

Rüzgâr eylesün eflâke gubârın peyvend 
Göreyim pâ-zede-i leşker-i bî-dâd olasın 

Telh-kâm-ı sitemin gör ne çekermiş bilesin 
Sen de zehr-âbe-hor-i kâse-i hussâd olasın 

Eyledin Nâbi-i bî-çâreye çok cevr ü sitem 
Yok ümidim ki mükâfâtdan âzâd olasın

GAZEL 9

Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-i Hudâ’dır bu 
Nazargâh-i ilâhidir, Makam-ı Mustafâ’dır bu 

Felekde mâh-i nev, Bâbüsselâm’ın sîne-çâkıdır 
Bunun kandili Cevzâ, matla’-i ziyâdır 

Habib-i Kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazilette 
Tefevvuk-kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ’dır bu. 

Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i adem zâil 
Amâdan açdı mevcûdât düş çeşmin tûtiyâdır bu. 

Muraât-ı edep şartıyla gir Nâbî bu dergâha 
Metâf-ı Kudsiyandır cilvegâh-ı enbiyâdır bu

GAZEL 10

Gül gül-şeni terk eyledi sohbet sana kaldı 
Bülbül yine meydân-ı mahabbet sana kaldı 

Ferhâd ile Kays eyledi ber-çîde metâın 
Ey dil ser-i bâzâr-ı melâmet sana kaldı 

Biz dâiye-i vuslat ile hâki reh olduk 
Ey bâdı sabâ lûtf u mürüvvet sana kaldı 

Târîki-i isyana esiriz bize çâre 
Ey âh-ı seher-gâh nedamet sana kaldı 

Mest eylemeğe âlemi sahbâ-yı suhandan 
Ey hâme-i Nâbî yine himmet sana kaldı

GAZEL 11

Yâre varsun peyk-i nâlem âh ü zârım söylesün 
Âb-ı çeşm-i girye-i bî-ihtiyârım söylesün 

Çâk-çâk-i sine virsün mevce-i gamdan haber 
Zahm-ı hûn-pâş-ı derûnum inkisarım söylesün 

Gonca gülsün gül açılsun cûy feryâd eylesün 
Sen dur ey bülbül bir az gül-şende yârim söylesün 

Ârzû-yi vasi ile şeb-zindedâr olduklarım 
Girye-i hasretle çeşm-i intizârım söylesün 

Bende yok kudret edaya harf-i şevki Nâbiyâ 
Hâme-i rengîn-sarîr-i bî-karârım söylesün

GAZEL 12

Zevk-ı gam dilde midir dağda mı tende midir 
Neşve bülbülde midir gülde mi gül-şende midir 

Oldu ser-mâye-i hayret bana bîm ü ümmîd 
Bilemem eyleyecek girye midir hande midir 

Oldu bâzîçe-i aşkında nihân hâtem-i dil 
Çîn-i zülfünde midir sende midir bende midir 

Gül hem açıldı hem ârâyiş-i destâr oldu 
Bülbül-i bî-haber âyâ dahi şivende midir 

O tevazu’ anı mümtâz-ı cihan etmişdir 
Nahl-i gül bağda bihûde ser-ef gende midir 

Dür ü mercan bulunurmuş tutalım deryada 
Bu kadar çîn-i cebin satmağa erzende midir 

Hâh ü na-hâh olur âvîze-i gûş-i ahbâb 
Nâbiyâ her gazelin böyle hoş-âyende midir

GAZEL 13

Gül-sitân-ı dehre geldik reng yok bû kalmamış 
Sâye-endâz-ı kerem bir nahl-i dil-cû kalmamış 

Eylemiş der-beste dükkânın tabîb-i rüzgâr 
Hokka-i pîrûze-i gerdûnda dârû kalmamış 

Teşne-gânın çâk çâk olmuş leb-i hâhiş-keri 
Çeşme-sâr-ı merhametde bir içim su kalmamış 

Kadrin anlar yok bilür yok her dür-i sencîdenin 
Çârsû-yi kaabiliyyetde terâzû kalmamış 

Ceyş-i gamdan kande itsün ilticâ ehl-i niyaz 
Kal’a-i himmetde Nâbî burç ü bârû kalmamış

Aruz kalıbı: fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilün 

Günümüz Türkçesiyle:

1.Dünya bahçesine geldik, ne rengi, ne kokusu kalmış. İnsana kerem gölgesi salan gönül çekici bir fidan kalmamış.
2.Zamane doktoru, iş yerinin kapısını kapamış. Feleğin mavi renkli şişesinde ilaç kalmamış.

3.Susamış insanların hasret çeken dudakları parça parça olmuş; fakat merhamet çeşmesinde bir yudum su bile kalmamış.

4.Seçkin insanların kıymetini bilen yok. Sanki yetenek çarşısında onu tartıp değerlendirecek terazi kalmamış.

5.Yalvarıp yakaran insanlar gam askerinin zulmünden nereye sığınsın? Ey Nabî, himmet kalesinde burç kalmamış.

GAZEL 14

Takrîr-i râz-ı aşka zebânım mı var benim
Cânâneden şikâyete cânım mı var benim

Ol şûhdan niyâz-ı kelâm eyledim dedi
Îmâ ile bu harfe dehânım mı var benim

Müjgânların şümârı mıdır fitne-i nigâh
Çeşminden olduğuna gümânım mı var benim

Neylersen eyle eyleme mahrûm-ı iltifât
Bâr-ı firâka tâb ü tüvânım mı var benim

Bî-anber-i sevâd-ı suhan eylemem karâr
Bilmem ki hâmeveş hafakânım mı var benim

Etsem kumâş-ı tâzemi isrâf Nâbiyâ
Mahrûsa-i suhanda dükânım mı var benim
 

GAZEL 15

Takrîr-i râz-ı aşka zebânım mı var benim
Cânâneden şikâyete cânım mı var benim

Ol şûhdan niyâz-ı kelâm eyledim dedi
Îmâ ile bu harfe dehânım mı var benim

Müjgânların şümârı mıdır fitne-i nigâh
Çeşminden olduğuna gümânım mı var benim

Neylersen eyle eyleme mahrûm-ı iltifât
Bâr-ı firâka tâb ü tüvânım mı var benim

Bî-anber-i sevâd-ı suhan eylemem karâr
Bilmem ki hâmeveş hafakânım mı var benim

Etsem kumâş-ı tâzemi isrâf Nâbiyâ
Mahrûsa-i suhanda dükânım mı var benim
 

Nabi’nin Gazellerini indirmek için tıklayınız.

NABİNİN GAZELLERİ

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap