Şeyhi, şiirlerinde tasavvufun düşünce ve mazmunlarından faydalanmıştır. Lirik şiirleri de güzeldir, duygu derinliği vardır şiirlerinde. Anadolu sahası din dışı edebiyatın kurulmasında önemli rol oynamıştır.
ŞEYHİ’NİN GAZELLERİ
1. GAZEL
Ölme gönül firaak ile Îsâ-nefes gelür
Yanma ciger figaan ile feryâd-res gelür
Can bülbili teferrüc-i dîdâr kılmasa
Firdevs bostânı gözüne kafes gelür
Her bî-haber ne bile mahabbet safâsını
Nâ-merde aşk u derd hevâ vü heves gelür
Bilmez kimesne kaafile-i dûstdan haber
Geh geh budur kulaguma bang-ı ceres gelür
Şeyhî ko peşpeşeyi dahı şehbâzı kıl şikâr
Sîmürg-i himet olana âlem meges gelür
2. GAZEL
Bahâr mevsimidür hemdem-i sabâ olalum
Gül ile dost kuhusuyla âşinâ olalum
Çü devr-i lâledür ihlâs ile kadeh dutalum
Nite ki nerkis olur mest-i bîriyâ olalum
Zamâne sırrını ko gonca gibi ser-best
Çemen safâsına gül gibi dil-küşâ olalum
Cihan fütûhına Cem câmdur dimiş miftâh
Gelün mülâzim-i câm-i cihan-nümâ olalum
Amelden ücret umunca gurûr-i tâat ile
Günehde muhtazır-i rahmet-i Hudâ olalum
Bahâr tevbeye Şeyhî cünun dimiş âkıl
Bugün muvâfakat et irte pârsâ olalum
Günümüz Türkçesiyle:
1. Bahar mevsimidir; tan yeline arkadaş, gülle dost ve kokusuyla bildik olalım.
2. Mademki lâle mevsimidir, o halde samimiyetle ele kadeh alalım ve nergis nasıl riyasız sarhoş oluyorsa, biz de öyle sarhoş olalım.
3. Bırak, yaşadığımız devrin sırrı konca gibi kapalı kalsın: Biz bağ, bahçe safasına gül gibi gönlümüzü açalım.
4. Cem, “dünyada neşe ve emel kapısının anahtarı kadehtir” demiş. Gelin, biz de içinde cihanı seyrettiren kadehten ayrılmayalım.
5. İbadetimize gururlanarak amelimizn karşılığını umacağımıza, günahımızın affı için Allah’ın rahmetini bekleyelim; ondan ümidimizi kesmeyelim.
6. Ey Şeyhî! Aklı başında olan, baharda edilen tövbeye deliliktir demiş. Gel bugün bu söze uy, içelim, keyfimize bakalım da yarın işi sofuluğa vururuz.
3. GAZEL
Didüm harâmi gözüne didi kanı halâl
Aruz kalıbı: Mefâilün feilâtün mefâilün feilün
Çok durur şehründe ben kul düşmüşüm şâhâ garib
Cândan ayrı ten bigi nice olam tenhâ garib
Ülfet itmez hûriye dîdâr-ı yârından ırak
Vây iledür ger bulursa cennetü’l-me’va garib
Şâh-ı şirin-lebden ayru şem bigi zâr u gerd
Yakılursa nâle-y ile ney-sıfat n’ola garib
Dâr-ı gurbette gedâ-yı der-be-derdendür beter
Ger ola yâr u diyârından ırak dârâ garib
Şâh-ı gül-ruh ferş-i devletde haberdar ola mı
Yastanup döşendiğinden hâr ile hâcâ garib
Seyr iderken hüsni şehrinde gönül yüz can ile
Düşdenegi çâhına hoş didi kel-a’mâ garib
Zülfüni şâm-ı garibân gördi şeyhi dolaşıp
Kaldı yıllar dimedi bir gün ki kimsin yâ garib
Günümüz Türkçesiyle:
1.Beyit: Ey güzeller şahı, ben uzun zamandır senin şehrinde, can ile teni ayrı ve yalnız olan garipler gibi kulunum, esirim.
2. Sevgilisinin yüzünden uzak kalan bir garip, huriyle dostluk kurmaz; sekiz cennetten birini bulsa da oraya ancak üzüntüsünü gönderir.
3. Garip; tatlı dudaklı sevgiliden ayrı düştüğünden mum gibi solmuştur; ney gibi inleyerek yakılsa ne olur ki?
4. Ey güzellik hükümdarı; garip, memleketinden ve sevgilisinden uzak olursa, gurbette perişan bir fakirden daha beter demektir.
5. Gül yanaklı güzellik şahı, devletinin içinde garibin diken ve taşlara yaslanıp yattığından haberdar mı acaba?
6. Garip, senin şehrinde güzelliğini yüz can ile seyrederken kör gibi çene çukuruna düştü ve burası çok hoş dedi.
7. Şeyhi sevgilinin saçını gamlı bir akşam gördü ve ona tutuldu kaldı yıllarca; yine de sevgili, bir gün demedi ki ey zavallı sen kimsin?
5.GAZEL
Aruz kalıbı: mefûlü mefâîlü mefâîlü faûlün
Sen câna gözüm kılalı bir kez nazar iy dost
İtdi bu gönül iki cihandan güzer iy dost
Lâle yanagun gonce lebün yâdına her dem
Tolar gözümün câmına hûn-ı ciger iy dost
Kâr itmese gönlüne ne tan âhum u yaşum
Taşa idemez yil ile yagmur eser iy dost
Sini sevenün agladugına sevinürsin
Sakın ki işidüp işüne düşmen güler iy dost
Mihründen ura zerreleri topragumun raks
Senden sinüme irse nesîm-i seher iy dost
Dil âşıka sordugı lebün sırrını bu kim
Cân sırrına âlimler olur bî-haber iy dost
Cân mürgı uçar olsa felek üzre melekveş
Ger zülfüni salsan ana irer yiter iy dost
Devlet tozı irişmege bir dem kademünden
Hâk eyledi Şeyhî yoluna can u ser iy dost