İstanbul doğumludur. Beyazıt Rüştiyesinde okurken Arapça ve Farsça öğrendi. Ön yedi yaşında katip oldu. Leskofçalı Galip, Fatin Efendi, Osman Nevres ve Kazım Paşa gibi kişilerle tanışıp onlarla dostluk kurdu ve onların meclislerine devam etti. 1856’da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa vasıtasıyla beşinci katip olarak saraya girdi. Bu arada Fransızca öğrendi ve Batı kültür ve edebiyatını yakından tanıdı.
Fuad Paşanın Sadrazam olmasını kabullenmesi ve bazı tuhaf davranışlar sergiledi, bu sebeple Zaptiye Musteşarlığı görevine getirildi. İki hafta sonra Atina elçiliğine tayini çikarildi, bir bahane göstererek gitmedi. 1862’de paşa unvanıyla Kıbrıs’a mutasarrıf oldu. Bir yıl sonra Meclis-i Vala üyeliğine getirilerek İstanbul’a döndü. Bir müddet sonra büyükelçi oldu. Bosna’ya müfettiş olarak gitti. Buradan dönünce Deâvî Nazırlığına getirildi (1863).
Ali Paşa onu Amasya mutasarrıflığına getirtti. Ziya Paşa burada imar faaliyetine girişti. Aleyhindeki bazı söylentiler üzerine Canik mutasarrıfı oldu. 1865’te tekrar Meclis-i Vala üyesi olarak İstanbul’a geldi.
Muhbir gazetesinde Babiali’nin iç ve dış politikalarını eleştirdi.
Osmanlı Devletindeki bazı isyanlar ve toprak kayıplarından Ali Paşayı sorumlu tutarak ona cephe aldı. Ziya Paşanın Yeni Osmanlılar Cemiyeti üyesi olduğunun ortaya çıkması üzerine Rodos’a sürüldü. O ise gizlice 1867’de Paris’e kaçtı.
Paris’e Mustafa Fazıl Paşa ona maaş bağladı. Sultan Abdülaziz’in Paris ziyareti üzerine Londra’ya kaçtı.
1868’de Londra’da Namık Kemal ile Hürriyet gazetesini çıkardı. Burada hükümetin iç ve dış politikalarını eleştirdi. Ali Paşanın ölümüyle 1871’de Sultan Abdülaziz’e kaside sunarak İstanbul’a döndü. 1872’de İcra Cemiyeti reisi oldu. Şura-yı Devlet üyeliğine getirildi.
2. Abdülhamid’in padişah olmasıyla Kanun-ı Esasi Encümeninde görevlendirildi. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Hediyye-i Askeriyeye Cemiyetine başkanlık yaptı. 1877’de vezir rütbesi ve Paşa unvanıyla Suriye’ye vali tayin edildi. Üç ay sonra Konya’ya gönderildi. 1878’de Adana’ya vali oldu.1880’de burada öldü.
Ziya Paşa modern Türk edebiyatının kurucularındandır.
Terci-i Bend’i ile şöhret olmuştur.
18. yüzyıl Aydınlanma Çağı filozoflarının etkisinde kalır.
Siyasi ve sosyal içerikli eserlerinde realizme yaklaşır.
Bazı manzumelerinde Romantizmin etkisi vardır.
Duygularıyla yerli kalmaya çalışırken fikir yönüyle eskilerden ayrılır.
Yeni ve yerli olma gayreti Tanzimat aydının özelliklerindendir.
Yurt dışında iken 1868’de Şiir ve İnşa makalesini yazar. Bu makalede divan şiirinin orijinal olmadığını belirtir. Türk edebiyat tarihinde ilk defa gerçek Türk şiirinin halk şiiri olduğunu iddia eder. Veysi ve Nergisi’nin nesrini göstererek bunları anlamanın çok çaba gerektiğini belirtir. Sade Türk nesrini ornek olarak Muhbir gazetesini ve Mütercim Asım Efendinin Kamus Tercümesi’ni gösterir.
1874’te yayımlanan Harabat mukaddimesinde Şiir ve İnşa makalesini deli eleştirilerinin tersini söyleyerek halk şiirini aşağılar. Bu tezadından dolayı Namık Kemal ve yeni edebiyat taraftarlarınca sert biçimde eleştirilir.
Bazı manzumelerinde sade dil anlayışına uygun bir dil kullanır.
Bazı gazelleri ile Terkib-i Bend’inde ülkede Batılılaşma adına yapılan gayretleri eleştirir.
Avrupa’da iken Hürriyet gazetesinde yayımlanan makalelerinde hak, adalet, hukukun üstünlüğü ve eşitlik konularını işler.
Ziya Paşa, şekil ve içerik bakımından Tanzimat döneminin edebiyat anlayışında herhangi bir yenilik hareketine girişmemiştir.
Eserleri
1.Eşar-ı Ziya: Münacat, naat, kaside, mersiye, gazel, kıta, şarkı, terci-i bend ve terkib-i bend gibi divan şiiri nazım şekilleri ve türlerinden meydana gelir. Terkib-i bend ve terci-i bend ayrıca kitap olarak basılmıştır.
2. Zafername: Sadrazam Ali Paşayı eleştirdiği ve onunla alay ettiği bir eseridir. Eserde beyit, tahmis ve tahmis şerhi vardır. Üç farklı kişinin ağzından anlatılır. 1867’de Paris’e yazmaya başladığı eseri 1870’te Cenevre’de bitirir.
3.Rüya: Divan edebiyatındaki habname tarzında kaleme alınmıştır. Eserde Ali Paşa hedef alınmıştır. Ülkenin icinde bulundugu sıkıntıdan Ali Paşa sorumlu tutulmuştur. Eser Türk edebiyatında siyasî eleştirinin ve yeni nesrin başarılı ilk örneklerindendir.
4. Arz-ı Hal: Eser Sultan Abdülaziz’in Londra ziyaretinde ona sunulur. Daha önce saraydaki görevinden niçin uzaklaştırıldığını, kendisinin istemediği yerlere tayin edilmesinin sebeplerini ve Avrupa’ya neden kaçtığını anlatır.
5. Harabat: Üç ciltlik şiir antolojisidir.
6. Endülüs Tarihi: Tercüme bir eserdir.