Çalışma Kitapçıkları

FİİLİMSİLER ETKİNLİK ÇALIŞMASI 1 (8.SINIF)

FİİLİMSİLER ETKİNLİK ÇALIŞMASI  1(8.SINIF)                                                                                                                           

1.ETKİNLİK

Sabahın dördünde yazı makinemin başına geçtiğim için, bu ses, bu kara, yağmura, ayaza kafa tutan bu canlı, bu pırıl pırıl ses beni yazı makinemin başında bulurdu. Gazete paralarını akşamdan masamın kıyısına koyduğum için, bekletmez, koşardım sokak kapısına. Gazetelerimi önceden hazırlamış olurdu. Uzatır, paraları alır, saymaya filan lüzum görmeden cebine atar, donmuş burnu buhar kazanı gibi tüterek uzaklaşırken, canlı, yaşam dolu sesiyle sokağı gene neşelendirirdi: “Gazete, havadiis!”
Yukarıdaki paragrafta bulunan fiilimsilerin altını çiziniz.

2.ETKİNLİK

Anlattığına göre, gazetelerden birinde tahsildarlık yaparken kötü bir kadının ardından evini, İstanbul’u bırakıp İzmir’e mi ne giden babasına annesi ilkin çok kızmışsa da, sonraları, “Ne yapalım? Bizden daha iyisini bulmuş olacak. Uğurlar olsun!” deyip kolları sıvamış. Karaköy’deki bir eczaneye girmiş. Görevi, boş ilaç şişelerini uzun tel saplı fırçalarla yıkamakmış. Bir, beş, on, yüz, bin şişe değilmiş ki, belki on binler, belki de yüz binlerce. İsteyeni olsa haminnesi hemen evlendirecekmiş onu, ama yokmuş isteyeni. Bir gün kendi kendine, “Şimdi herkes güzel kadın alıyor,” demiş. “Benim gibi kara kuruyu kim ne yapsın?”
Yukarıdaki paragrafta bulunan isim fiillerin altını çiziniz.

3.ETKİNLİK

Günler günleri, günler haftaları, haftalar da ayları kovaladı.

Unutmuştum.

Bir başka çocuk getiriyordu gazetemi. Bu, ondan da cılız, ondan da üfürsen uçacak gibiydi. Onun da bir başka hikâyesi vardı çocuk omuzlarında taşıdığı.

Karların savrulduğu bir kış sabahıydı.

Yazı makinemin başına geçmiştim. Şimdiye kadar hiç işitmediğim cılız bir çocuk sesi:

“Gazete, havadiiiis!”

 O muydu? Fakat hayır, olamazdı. Pek cılızdı. Penceremin önünde durmuş, ısrarla vızıldayıp duruyordu:

“Gazete, havadiiis!”

Aşağı indim. Her günkü dağıtıcıdan almıştım oysa gazetemi. Kapıyı açtım: Kısa pantolonlu, minnacık bir çocuk. Savrulan karlarla ıslanmış gazeteleriyle titreyip duruyordu.

“Ağabeyim, kusura bakmasın, dedi amca!”

“Ne bu?”

“Elli kuruş borcu kalmış size de…”

“Kendisi nerede?”

Ağlamadı, hıçkırmadı. Taş gibi, “Öldü,” dedi. “Dün Edirnekapı’ya gömdük…”

Elli kuruşu uzattı. Sonra çekip giderken:

“Gazete, havadis!”
Yukarıdaki metinde geçen sıfat fiillerin altını çiziniz.

4.ETKİNLİK

Harap yalılar, şişmiş ve çürümüş cesetler gibi suların keyfine uymuş aşağıda sahile vura vura, cansız ve çürük, kımıldanır görünürken yukarıda, tepedeki kara ve ufak evler, kargalar gibi simsiyah, sanki bu naaşların üzeri­ne inecek zamanı gözlüyorlar ve kayalara konarak, havanın pusu içinde kabarmış, hareketsiz bekleşiyorlardı. Gökte rüzgârın, aşağıda denizin çalka­ladığı ve yükseklerde tepelerin indirdiği bu su bolluğu, bu rutubet içinde köy, gecenin ıslak abasını başına çekerek şu yalçın kaya dibinde bir serseri gibi çömelip kayıtsız uykuya varmıştı; ne ses, ne aydınlık vardı. Yukarıdaki paragrafta bulunan zarf fiillerin altını çiziniz.

 5.ETKİNLİK

Birden,  havada karanlığı bir ustura gibi acısız ve belirsiz yaran bir beyaz şimşek parladı, rüzgârın ıslaklığı içinde dumandan bir kol, bir ışıklı sis sütunu, keramet gösteren nurdan bir asâ gibi uzandı; derhal köyün bir parçasında, içinde, pelte gibi bir şeker parlaklığı ve tutkal yapışkanlığı sezi­len tatlı, cilâlı bir güneş açtı; sonra yine karanlık çöktü: Son vapur, elinde aydınlık sopasıyla yolunu arayarak ve bununla karanlıkları kakarak geliyor­du. Düdük, yaş gök ve ıslak hava içinde çürük bir tülbendin yırtılışı gibi akissiz, şevksiz bir hırıltı gibi dağlarda bunaldı.
Yukarıdaki paragrafta bulunan fiilimsilerin türünü belirtiniz.

6.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümleleri zaman anlamı taşıyan bir eylemsi kullanarak cümlenin anlamını değiştirmeden ve cümleden kelime çıkarmadan tek cümle haline getiriniz.

Hayrullah Efendi her akşamki gibi, bayırına tek başına tırmanmağa başladı. Aklı İnebolu’ya gönderdiği kereste kayıklarıyla motorunda idi.

7.ETKİNLİK

Hayrullah Efendi, duvar dibinden sinsi sinsi yürüyerek cama yaklaştı ve eğilip iki turşu kavanozunun arasından içerisine göz attı. Herif atkısının ucu ile terlerini siliyordu, beti, benzi uçmuş, hasta yüzlü, tıraşı uzun, zayıf perişan bir adamdı, arkasında asker kaputu bozmasından yarı palto, yarı hırka garip bir elbise vardı. Sık sık soluduğu ve etrafına şaşırmış gibi baktı­ğı dışarıdan bile fark olunuyordu. Bakkal raftan bir okka ekmek aldı ve ona uzattı; öteki bunu derhal kaptı, bir ucundan koparıp koca bir lokmayı hemen ağzına attı. Bir taraftan yiyor, bir taraftan kâh zeytin çanağını, kâh sucuk halkasını göstere göstere başka şeyler ısmarlıyordu. Bu ne acemi, ne aç, ne zavallı bir hırsızdı. Hayrullah Efendi yüreğinin ezildiğini duyarak ve kendi­sini göstermeyerek herifin çıkmasını bekledi.
Yukarıdaki paragrafta sıfatfiillerden sıfat tamlaması yapmayanların altını çiziniz.

8.ETKİNLİK

Vapur rıhtımdan kalkıp tâ Marmara’ya doğru uzaklaşmaya başlayınca yolcuyu geçirmeye gelenler, üzerlerinden ağır bir yük kalkmış gibi ferahladılar:  -Çocukcağız Arabistan’da rahat eder.  Dediler, hayırlı bir iş yaptıklarına herkesi inandırmış olanların uydurma neşesiyle, fakat gönülleri isli, evlerine döndüler.  Zaten babadan yetim kalan küçük Hasan, anası da ölünce uzak akrabaları ve konu komşunun yardımıyla halasının yanına, Filistin’in ücra bir kasabasına gönderiliyordu.
Yukarıdaki cümlelerde zaman anlamı taşıyan fiilimsilerin altını çiziniz.

9.ETKİNLİK Satıcı iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti. Bu dört yanı duvarlı, tek kat, basık ve toprak evde öyle canı sıkılıyordu ki… Şaşarak eğlenerek seyrediyordu: Mukavvaya benzettiği kalın deriyi iki tarafı keskin incecik, sapsız bıçağıyla kesişine, ağzına bir avuç çivi dolduruşuna, sonra bunları birer birer, İstanbul’da gördüğü maymun gibi avurdundan çıkarıp ayakkabıların altına çabuk çabuk mıhlayışına, deri parçalarını, pis bir suya koyup ıslatışına, mundar çanaktaki macuna parmağını daldırıp tabanlara sürüşüne, hepsine bakıyordu. Susuyor ve bakıyordu.
Yukarıdaki paragrafta çekim eki alan fiilimsileri aşağıya yazınız.
10.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde “-maz” ekini alan kelimelerden hangileri fiil, hangileri fiilimsi ise altına yazınız.

Çiviler ağzına batmaz mı senin?  Eskici başını hayretle işinden kaldırmaz. Sen laftan anlamaz bir adammışsın! Bu gözlüğü kırılmaz camdan yapmışlar güya. Ne kadar yesen de sana dokunmaz bu bal.

11.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerin hangilerinde isim fiil olan kelimeler sıfat görevinde kullanılmıştır? Altlarını çiziniz.

Kaş inceltme işinden iyi anlarım. Derme çatma bir binada oturuyorlar. Sonradan görme insanlarla doluydu çevrem. Sen onun öyle göründüğüne bakma. Gitme desem de beni dinlemedi. Yadımdan hiç çıkmadın ki nazende sevgilim.

Edebiyatsultani.com

Yukarıdaki dosyayı indirmek için tıklayınız.

FİİLİMSİLER ETKİNLİK ÇALIŞMASI 1 (8.SINIF TÜRKÇE)

Yazdır

Yazar hakkında

Süleyman Kara

Öğrenci ve öğretmenlere faydalı olmak için onlara kaliteli edebiyat sitesi olan edebiyat sultanını sundum.

Yorum yap