Çalışma Kitapçıkları

Ses Bilgisi Çalışma  Kitapçığı 4

Ses Bilgisi Çalışma  Kitapçığı 4

1. Aşağıdaki kelimelerin büyük ünlü uyumuna uyup uymadığını belirtiniz.

Kalamar

Kefal

Orkinos

Levrek

Çipura

Mezgit

Somon

2. Aşağıdaki kelimelerin küçük ünlü uyumuna uyumuna uyup uymadığını belirtiniz.

Ardıç

Kavak

Meşe

Çam

Ladin

Kaktüs

Marul

3.Aşağıdaki paragrafta geçen ünsüz benzeşmelerinive ünsüz türemelerini belirtiniz.

Walter Benjamin’e inanacak olursak, “Kitaplar sadece okumak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir.” Benjamin böyle der ama hakiki okur olmayana bunu anlatabilmek güçtür. ‘Okumak’la ilişiği olmayanlar için cümlenin ikinci yarısı, yani ‘birlikte yaşamak’ eylemi katlanılır çile değildir. Onlar kitap görmekten hazzetmedikleri gibi kazara kitaplarla yaşamaya maruz kalsalar, bir an evvel def etmenin çaresini ararlar. Zaten bu yüzden, ‘okumaz’ların evinde kitaba rastlamak pek mümkün olmaz. Dekor yahut prestij amaçlı kütüphane sahibi olanlar varsa da, konumuz onlardan uzaktır. Öyleyse, kitaplarla ‘birlikte yaşamak’ ve bunu bir zevke, vazgeçilmezliğe dönüştürmek okurların, adamakıllı iyi okurların işidir.

4. Aşağıdaki paragrafta geçen ünsüz yumuşamalarını belirtiniz.

Kitaplarla birlikte yaşamaya alışmış olanlar, bu iç içelikten olağan dışı bir haz ve doluluk duyarlar. Kalabalık, geniş ailelerin insana verdiği güven duygusuna benzer bu. Kendinizi arkalı, varlıklı ve cesur hissedersiniz. Dahası, kütüphanenin, insanı sürekli kendine çağıran ve meşgul eden bir hususiyeti de vardır. Kitaptan kitaba, türler ve yazarlar arası bir gezinti, gününüzü şenlendirebilir. Bir de yer değiştirme, düzenleme işine koyulmuşsanız, o gün başka bir meşguliyet aramanıza gerek yoktur. Bilenler bilir, yeniden yerleştirme ve düzenleme işine girişmiş bir kütüphane sahibinin mutlu sona erdiği görülmemiştir. Bütün çabalar eksik, bütün girişimler sonuçsuz kalacaktır. Hiçbir kütüphane, efendisinin gönlünü serinletecek kadar mükemmel bir intizama sahip olamamıştır. Sadece şu: Herhangi bir kitabın nerede olduğunu, olabileceğini iyi kötü tahmin ediyor ve biraz gayretle arayıp bulabiliyorsanız, o kütüphane iyidir ve siz de bahtiyar sayılırsınız.

5. Aşağıdaki paragrafta ulamaya beş örnek bulunuz.

Böyle bir kütüphanenin varlığı, iyi okurlar için evde başka bir canlıya duyulan ihtiyacı azaltabilir. Onunla teselli bulursunuz. Ne de olsa, elinizin erişebildiği bir yerde, açıp okumaya durduğunuzda gönlünüzün tasasını alıp götürüveren bir sohbete dalacağınız sayısız dostunuz sizi beklemektedir. Kimileyin dokunmak, sırtlarını okşamak, kapaklarına göz atmak bile aynı duyguyu yaşatabilir. JorgeLuisBorges galiba kitaplarla yaşamayı bir sanata hatta saplantıya dönüştürmüş insanların şahıdır. Öyle olmasa evreni bitimsiz bir kütüphane olarak tasarlamaya kalkışamaz, cenneti de uçsuz bucaksız bir kütüphane şeklinde tasavvur edemezdi. Otuz yıl onun hizmetkârı olan Fanny, bir gün kitaplarını başka bir yere taşıdığında, Borges’in kütüphanenin boşluğu önünde durup hüzünlendiğini anlatır. Bilindiği üzere Borges, kitapları göremiyor, sadece dokunuyor ve hissediyordu. (Fakat gariptir, aradığı kitabı bulabiliyordu) Evden giden kütüphanenin dayanılmaz boşluğu! Öyleyse, evet, kitaplar aynı zamanda birlikte yaşamak içindir.

6. Aşağıdaki paragraflarda kaynaştırma harflerini daire içine alınız.

Kitaplara bakmak, Hilmi Yavuz’dan ödünç alıp yakıştırırsak, ‘uzaklara bakmak’tır, uzaklara ve geçmişe… Öyleyse, bir kitapseverin kitapevlerinde, sahaf dükkanlarında, sergilerde upuzun vakitler geçirmesi, kitapları seyre dalması, onlarla birlikteyken ve aralarında gezinirken hafifleyip mütemadiyen gülümsemesi garipsenmemelidir.

İyi okurlar, evet, kitap fuarlarına pek gönül indirmezler. Bu, fuarların artık biraz da gösteri mekanına dönüşmüş olmasından, kalabalığın, gürültünün dayanılmazlığından olsa gerektir. Fakat sonsuz bir kitap denizinde yüzer gibi standlar arasında gezinmek, nadir de olsa imkansız bir kitaba rastlamak ve zamanı unutarak parmağını kitap sırtlarında dolaştırmak, yabana atılacak mutluluklardan değildir. Fuarlara belki sadece bunun için gitmek gerekir. Kötülüğün pek az girebildiği, görüp göreceği hemen her şeyin insanı başka bir dünyaya davet ettiği kitaplar ülkesine… Kitaplara bakmak, emeğe, iyiliğe, uzaklara ve mutluluğa bakmaktır.

7. Aşağıdaki paragrafta  hece düşmesine, yumuşamaya ve benzeşmeye örnekler  gösteriniz.

Ne var ki, her mutluluk bir hüzne açılır. Sonsuz kitap denizinde mutlulukla kulaç atarken bir kederin usulca sokulduğunu fark edersiniz. Ah, o fanilik duygusu! Zamanın sınırlı, okunacak kitapların sonsuz olduğu gerçeği! Etrafınız, belki hiçbir zaman okuyamayacağınız kitaplarla doludur ve siz, içlerinden çok azıyla yetinmek zorundasınız. Bütün güzel şeyler gibi… Fakat olsun, insan zihni ve kalbi, bir kitapta bütün kitapların lezzetini duyma yeteneğine sahiptir. Madem zaman az ve tüm kitapları okumak imkansız, öyleyse en iyilerle teselli olmak, öbürkülere şöyle bir selam verip geçmek yeterlidir. Tıpkı dünyanın kendisi gibi.

Haydi fuara gidelim, kitapların sonsuz tesellisine!

8.Aşağıdaki cümlelerde ünsüz türemesi – varsa- belirtiniz.

Bir tılsımı olmalı hayatın. Genç kızların telefon bekleyişlerinde vardır o tılsım. Birbirleriyle fısıl fısıl konuşmalarında:
– Önce elimi tuttu, sonra yavaşça kendisine doğru çekti…
O sırdaşlık. O iki sırdaş arasındaki on altı, on yedi yaş konuşmaları… Hayatın tılsımı tıp tıp tıp attırır yüreklerini; kahkahaları başka türlü, saç taramaları başka türlü; anneyle ortak, babaya söyledikleri yalan başka türlüdür.

Ya delikanlıların henüz bir yıllık tiryakiyken, efkârlı içtikleri ilk paket… Bir şey oturmaz içlerinde. Bir kız seviyorlardır. Gerçi kız da seviyordur kendilerini. Ama… Hayatın bir tılsımı vardır o “ama”da… Yüzde yüz kendilerinden geçerek bakarlar gerçekten sevdiklerinin yüzlerine… Öylesine bakarlar ki, bir daha hiç öyle bakamayacaklardır.

Genç kadınlar hep o tılsımı ararlar, kimseye göstermedikleri bir kor yanar içlerinde. Ve bir kere o tılsım kayboldu mu, ipi kopmuş bayraklara döner bütün günler. Gün pörsür, güneş pörsür, gece pörsür. Buruşuk bir can sıkıntısı kaplar da kaplar saatleri…

Ya erkekler… Kaybetmeye görsünler o tılsımı. Rakı şişeleri biter de, doldurmaz o tılsımın boş bıraktığı yeri… Kumar bir tılsım dopingidir. Birikmiş ihtiraslarla, çözülmeyen tuhaf bıkkınlıkların kendisini vurmasıdır deste deste kartlara…

Bir tarihte Monte Carlo’daydım. Pırlantalar içindeki ihtiyar kadınlar, sarkık gerdanlarıyla hayatlarının son tılsımını arıyorlardı yeşil çuhalarda…
Bir tılsımı olmalıdır hayatın, vazgeçilmez bir öfke gibi, zapt edilmeyen bir aşk aranışı gibi, kaptırıp kendini şiirler yazmak gibi, bir kadehi fırlatıp aynalara, gecenin büyüsünde çıldırmak gibi…

ses bilgisi calisma kitapcigi 4 indir.

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap