Günlük Planlar

12.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 1.Ünite Günlük Planı

DERS: Türk Dili ve Edebiyatı-12
SINIF: 12/A
TARİH: 11Eylül-29 Eylül 2023
KONULAR:
OKUMA (1. Edebiyat İle Felsefe Arasındaki İlişki, 2. Edebiyat İle Psikoloji Ve Psikiyatri Arasındaki İlişki, 3. Dilin Tarihî Süreç İçerisindeki Değişimini Etkileyen Sebepler,4. İlk Örneklerden Günümüze Türkçenin Önemli Sözlükleri)
YAZMA ( Toplumsal Değişim, Teknoloji, Sosyal Medya Üzerine Yazma Çalışması)
SÖZLÜ İLETİŞİM ( Teknolojik Terimler Sunumu)
ÜNİTENİN ADI/NO: ÜNİTE – I / GİRİŞ
KAZANIMLAR: “Giriş “ üniteleri, ünite tablosunda belirtilen kendi konuları/ kazanımları çerçevesinde ele alınacaktır. ( Ortaöğretim Türk dili ve edebiyatı 2018 müfredatı bkz. sayfa 13, 2.madde ) Metinden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapılır.
ARAÇ-GEREÇ: Ders Kitabı ( Meb. Yayınları ) , Örnek Metinler, Yazım Kılavuzu, Türkçe Sözlük, Slâytlar, Kompozisyon Bilgileri, Öğrt. Ders Notları, …
SÜRE: 15 Ders Saati ( 5 OKUMA + 5 OKUMA ( Dil Bilgisi ) + 2 YAZMA + 3 SÖZLÜ İLETİŞİM )
İŞLENİŞ : (5E Modeli)
1) Giriş (Engage) (Motivasyon – Dikkat Çekme – Ön bilgileri harekete geçirme)
Mevcut İşleniş: Öğretmen, öğrencilere dersin genel hatları hakkında bilgi verir. “ “felsefe yapmak” veya “edebiyat yapmak” deyimlerini günlük hayatta ne için kullanırız? Düşüncelerinizi sözlü olarak paylaşınız.”sorularıyla derse giriş yapılır.
( Dikkati Çekme)
Öğrencilere, “ uzun süre gurbette yaşadıktan sonra özlemini çektiği memleketine dönen bir kişinin ruh hali ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?” sorusu yöneltilir.
( Güdüleme)
Sevgili öğrenciler bu haftaki derslerimizde Okuma bölümünde; edebiyat ile felsefe arasındaki ilişkiyi, edebiyat ile psikoloji ve psikiyatri arasındaki ilişkiyi, dilin tarihi süreç içerisindeki değişimini etkileyen sebepler, ilk örneklerden günümüze Türkçenin önemli sözlüklerini, dil bilgisi bölümünde kelimede anlam ile imla ve noktalama konusunu, yazma bölümünde toplumsal değişim, teknoloji ve sosyal medyanın dili nasıl etkilediğiyle ilgili bir yazı yazmayı, sözlü iletişimde hayatımıza yeni giren teknolojik terimler üzerine sunum hazırlamayı öğreneceksiniz.
( Gözden Geçirme )
Edebiyatın diğer bilimlerle ilişkisi tekrar sunulur.

Keşfetme (Explore)
Mevcut İşleniş: Öğrencilerden edebiyatın daha çok hangi bilimlerle ilişkili olduğunu ortaya koymaları istenir. Maddeler tahtaya yazılır. Psikoloji ve psikiyatri hakkında düşüncelerini söylemeleri istenir.
2) Açıklama (Explain)
Mevcut İşleniş:
SUNUŞ: Hafta içinde işlenecek konu/konuların ve kazanımların tanıtılması, işleniş stratejileri ve yararlanılacak materyaller hakkında sunuş yapılacaktır.
ANLATIM:
Okuma bölümünde; edebiyat ile felsefe arasındaki ilişkiyi, edebiyat ile psikoloji ve psikiyatri arasındaki ilişkiyi, dilin tarihi süreç içerisindeki değişimini etkileyen sebepler, ilk örneklerden günümüze Türkçenin önemli sözlüklerini konuları öğrencilerle etkileşimli bir şekilde sunulacaktır.
Dil bilgisi bölümünde kelimede anlam ile imla ve noktalama konusu kısaca tekrar edilerek metinler üzerinde uygulama çalışması yapılacaktır.
Yazma bölümünde toplumsal değişim, teknoloji ve sosyal medyanın dili nasıl etkilediğiyle ilgili bir yazı yazma çalışması yapılacak ve değerlendirme ölçeği kullanılacaktır.
Sözlü iletişimde hayatımıza yeni giren teknolojik terimler üzerine sunum hazırlama öğretilecek ve öğrencilerin sunum yapması sağlanacaktır. Değerlendirme ölçeği doldurulacaktır.
HAZIRLIK:
Ders kitabında konuya giriş olarak verilen sorular ( hazırlık ) yanıtlanarak işlenecek konu üzerine öğrencilerin dikkati çekilecektir.
İNCELEME: Türk Dili ve Edebiyatı-21 kitabının genel bir incelemesi yapılarak kitap öğrencilere tanıtılacak.( Meb yayınları )
ETKİNLİK: Edebiyat felsefe ilişkisi üzerine, edebiyat ile psikoloji arasındaki ilişki, dil-zaman, Türklerde sözlükçülük adlı metinler okunarak metinlerle ilgili sorular sorulacak. Metin anlama ve çözümleme çalışması yapılacak. Burada sözlük kullanma çalışması yapılacak. Yazarın Biyografisi etkinlikleri yapılacak. Kelimede anlam, yazım kuralları ve noktalama işaretleriyle ilgili uygulama çalışmaları yapılacaktır.
3) Derinleştirme (Ayrıntıya Girme)(Elaborate)
Mevcut İşleniş:
1. Edebiyat İle Felsefe Arasındaki İlişki
İnsanların en önemli özelliği düşünme yeteneğidir. Sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için, işlerini başarılı bir şekilde yapabilmeleri için düşünmeye, düşünceye ihtiyaçları vardır. İşte bir yazarın da edebî metin ortaya koymasında onun düşünceleri ön plana çıkar.Hemen her edebî metnin arka planında bir düşünce vardır. Eğer bu düşünce olmazsa metni yapısal olarak ortaya koymak, olayları kurgulamak, kişileri anlatmak mümkün değildir. Ancak bu düşünce bir felsefî metinde olduğu gibi, edebî metnin tamamına yayılmaz. Edebiyat metninde felsefeyle ilgili bir konuya yüzeysel bir biçimde değinilir. Bu düşünce bir veya birkaç cümlede felsefe boyutunda, felsefeye özgü bir anlatımla dile getirilir. Zaten felsefî bir konuyu edebî metnin tamamında anlatmak ya da konunun ağırlıklı olarak felsefi yönüne değinmek, edebî metnin değerine, işlevine gölge düşürür.

Madde ve yaşamayı çeşitli yönleriyle inceleyen bir düşünce sistemi olan felsefe, zaman zaman araç olarak edebî metinleri kullanmıştır. Bazı edebî metinlerin arka planında bazı düşünceler yatar. Toplumları etkileyen bu düşünceler, felsefî metin yalınlığıyla değil, değiştirilip dönüştürülerek anlatılır. Sayfalarca süren bir edebî metnin arkasında bir cümlelik, bir iki kelimelik bir düşünce olabilir. Edebî metin, bu yönüyle felsefî metinlerden ayrılır. Örneğin Albert Camus’nun romanlarında (Bulantı, Düşüş vs.) egzistansiyalizm (varoluşçuluk) felsefesinin işlendiği görülebilir.
2. Edebiyat İle Psikoloji Ve Psikiyatri Arasındaki İlişki
• Edebî metinler yazarlar tarafından oluşturulur (Anonim olanlar hariç). Bu eserler, bire bir yazarların yaşantılarını, duygularını yansıtmasalar da onlardan izler taşır. Yani, edebî metinlerde yazarın psikolojisinden izler vardır; derinlemesine ve bilimsel yapılan bir incelemeyle, eserler bizi yazarların ruh dünyasına götürebilir.
• Edebî eserler, insanı her yönüyle aydınlatır. İnsanın ruh dünyasına ağırlık veren psikolojik eserler (romanlar, duygu ağırlıklı şiirler…) insanların ruh çözümlemelerini yapar; bu çözümlemeler, çevremizdeki insanları daha iyi anlamamızda, “Bin bir çeşit insanın, bin bir çeşit hâli vardır.” diyerek olayları, durumları yorumlamamızda bize yardımcı olabilir. Mehmet Rauf’un “Eylül”, Peyami Safa’nın “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” adlı romanları buna güzel birer örnektir.
• Bu tür eserler, psikoloji bilimi için de önemli malzemelerdir. Ancak, edebî eserlerin, gerçeğin değiştirilip dönüştürülmesiyle oluşturulduğu unutulmamalıdır. Bire bir gerçeği yansıtmasa da anlatılan olayların ve kişilerin benzerlerini günlük hayatımızda görmemiz mümkündür.
3. Dilin Tarihî Süreç İçerisindeki Değişimini Etkileyen Sebepler
Günümüzde çok sayıda dilin varlığından bahsedilmektedir. Bu diller incelendiğinde binlerce yıllık bir tarihe sahip oldukları görülür. Ancak dilin bugünkü şekli ile geçmişte var olan kullanımı arasında değişkenlikler de dil bilimcileri tarafından vurgulanmaktadır. Buradan da şu sonuca ulaşabiliriz ki diller canlı bir varlık gibidir. Aynen canlılar gibi doğarlar ve binlerce yıl gelişimlerini sürdürürler en sonunda da korunmazlarsa varlıklarını sona erdirirler.
Mesela Türkçemizi ele alalım: Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan dilimizin eskiye gittikçe farklı özellikler gösterdiğini görürüz. Örneğin 8. yüzyılda yazılmış olan Orhun Abidelerinde kullanılan Türkçe ile günümüz Türkçesinde farklılıklar olacaktır. Peki farklılık neyden kaynaklanıyor? “Dilin tarihî süreç içerisindeki değişimini etkileyen sebepler” neler olabilir? Sıklıkla karşımıza çıkan “Dilim Değişim Sebepleri Nelerdir?” sorusuna şu şekilde bir cevap verebiliriz:
1. Kültürün Dile Etkisi
Dil sosyal bir varlık olduğundan değişimdeki en büyük payı toplumun her türlü maddi ve manevi değeri olan kültür alacaktır. Toplumun içinde bulunmuş olduğu kültürel hayat dile birebir yansıyacaktır. Mehmet Kaplan’ın dediği gibi “Her milletin dili o milletin çağlar boyunca yaşadığı tarihin adeta özetidir.” Dolayısıyla bir milletin tarihte yaşamış olduğu her şeyin dile bir etkisi olacaktır. Bunu kendi tarihimizde net bir şekilde görebiliriz. 10. yüzyıla kadar başka kültürlerden etkilenmeyen Türk toplumunun dili kendine has özellikler gösterir ve alfabeler de milli özelliktedir. Ancak 10. yüzyıldan sonra İslamiyet ile birlikte özellikle Arap kültüründen etkilenen Türklerin dillerindeki değişim de aynı hızda olmuştur. Asırlar boyunca yazı dilimizde Arapça ve Farsça sözcükler ağırlık kazanırken aynı zamanda onların bazı dil bilgisi kurallarını benimsemişiz. 19. yüzyılda bu sefer yüzünü batıya çeviren Türklerin dillerinde özellikle Fransız kökenli sözcükler ağırlık kazanmaya başlamıştır. Sonuç olarak kültürel hayattaki bir değişim dilin gelişimini de etkiler. Ancak şunu da eklemeliyiz ki kültürel değişime neden olan birçok faktör aslında dolaylı yoldan dilde değişimi sağlamış olur.
2. Coğrafyanın Dile Etkisi
Toplumun bulunduğu coğrafya kültüre ve nihayetinde dile bir etkide bulunan faktördür. Çünkü bulunduğunuz konum aslında sizi çevreleyen kültürü de belirler. Örneğin üç binlik bir tarihi olan toplumun Asya’da bulunmasıyla Amerika’da bulunması birbirinden çok farklı kültür demektir. Mesela Güney Amerika’da yer alan bir toplumun bugün daha çok Maya kültürünün yerel dillerinden, Portekizceden ve İspanyolcadan etkilenmesi son derece olası olacaktı. Sadece çevrenizdeki topluluklar değil bulunduğunuz coğrafyanın şartları da az da olsa dildeki değişime katkı sağlayacaktır. Toparlayacak olursak bulunduğunuz coğrafya yani kültür çevresi sizin kültürünüzü ve dilinizi etkilemektedir.
3. Dinin Dile Etkisi
Bir toplumun yaşam biçiminde önemli değişikler gerçekleştiren dinlerin dillere büyük bir etkisi bulunmaktadır. Hem kültürel hayatta bir değişikliğe yol açmasıyla dili değiştirebileceği gibi aynı zamanda bazı dini kavramların ve terimlerin de dile yerleşmesini sağlar.
4. Teknolojinin Dile Etkisi
Şüphesiz özelikle son iki asırdır içinde bulunduğumuz hızlı teknolojik yenileşme dillere bir etkide bulunacaktır. Şöyle yakın bir tarihe göz atacak olursanız net bir şekilde görürsünüz ki her türlü teknolojik değişim bizim günlük konuşma dilimize binlerce kelime sokmuştur. Örneğin 10 sene önce “Selfie” yani “Özçekim” sözcüğünü kullansaydınız muhtemelen çevrenizdekilerin şaşkın bakışlarıyla karşılaşırdınız. Çünkü bu kelimenin kullanımı ve sözlüğe girmesi 2013 yılında gerçekleşmiştir. Peki bu kelimeyi sizce yaratan neydi? Tabii ki ön kamerası olan telefonlar ve sosyal medya.
4. İlk Örneklerden Günümüze Türkçenin Önemli Sözlükleri
Sözlük, bir dilin kelime, deyim ve terimlerini tanımlayan; sözlerin dil bilgisindeki yerlerini bütün incelikleriyle veren; kullanım örneklerini sunan; kısacası dilin söz varlığını derli toplu bir araya getiren kaynak niteliğinde bir eserdir. Sözlükler baştan sona okunan yapıtlar olmamakla birlikte, dille birlikte gelen toplumsal değerleri kuşaktan kuşağa aktarmak gibi kültürel ve toplumsal bir görevi de yerine getirmektedir. Her dilin konu ve yöntemlerine göre çeşitli sözlükleri bulunmaktadır. Türk Dilinde de ilk sözlük olan Divanü Lügati’t-Türk’ten itibaren çeşitli saha, dönem ve lehçelere ait sözlükler yazılmıştır.
Türk dilinin ilk sözlüğü, Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divanu Lugati’t-Türk’tur. Türk topluluklarının dili, edebiyatı, yaşayışı ve adetleri üzerine yirmi yıla yakın malzeme topladıktan sonra Bağdat’a gelen Kaşgarlı, 1072 yılında yazmaya başladığı eserini 1074 yılında tamamlayarak Halife Muktedi Biemrillah’a sunmuştur. Divanu Lugati’t-Türk, bütün Türk illerini ve dillerini kapsayan, bin yıl öncesinin Türk toplulukları hakkında önemli bilgiler içeren kaynak eserdir.
Karadeniz’in kuzeyinde yaşamış olan Kuman (Kıpçak) Türklerinin söz varlığı ve sözlü edebiyat ürünleri ile ilgili derlemelerden oluşan Codex Cumanicus’un XIII. yüzyıl sonlarında hazırlandığı sanılmaktadır. Türkçeden Türkçeye sözlükler ise XVIII. yüzyıldan itibaren hazırlanmaya başlanmıştır…
Dil Bilgisi
Metinler üzerinde kelimede anlam, yazım kuralları ve noktalama işaretleri uygulama çalışması yapılır. Zaman zaman gerekli hatırlatmalar yapılır.

YAZMA SÜRECİ
Yazma; dinleme, okuma ve konuşma becerisinden sonra gelen, üst düzey becerileri kapsayan en zor beceridir. Yazma ile düşünme becerisi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Yazmak, birikim ve düşünmenin ürünüdür. Yazma teriminin anlamı ve içeriği ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteye göre değişmektedir. Yazma becerisi, ilkokulda ilk okuma-yazma anlamında kullanılmaktadır. Öğrencilerin ilkokulda ses, harf, hece, kelime ve cümleleri doğru ve okunaklı yazmaları önemlidir. Bu aşamada yazma, amaçtır. Ortaokulda ise öğrenciler duygu, düşünce, hayal ve görüşlerini birtakım kurallar çerçevesinde derli toplu bir şekilde yazma becerisi kazandırmaya çalışılır. İkinci aşamada ise yazma araçtır. Bu aşamada öğrencilerin doğru ve okunaklı yazmanın yanında kendilerini eksiksiz ve uygun ifadelerle anlatma becerisi kazanmaları önemlidir. Lisede ise birinci ve ikinci aşamanın devamı olarak ‚güzel yazma‛ ön plandadır. Güzel yazmadan kasıt estetik değeri olan yazı kaleme almaktır. Üniversitede ise yazma, akademik yazma şeklindedir.
1.) Hazırlık
a.) Konu belirleme
Günlük hayatta hepimiz bazı olay ve sorunlar üzerine konuşuruz. Hakkında konuşulan ve yazı yazılan olay, durum, sorun veya nesneye “konu” denir. Konu, bir metnin çıkış noktasıdır. Bir yazıya başlamak için önce konunun belirlenmesi gerekir. Her şey, bir yazının konusu olabilir. Konu, metnin gelişmesini sağlayan en önemli etkendir. Bu yüzden onu, bir pusula olarak düşünebiliriz. Pusula nasıl ki yön bulmaya yardım ederse konu da metnin gideceği yönü belirler. Hakkında bilgi sahibi olduğumuz konuları seçtiğimizde, metnimiz kolay ilerler. Konunun geliştirilmesi metnin akışını sağlar. Konunun geliştirilmesini de bilgi yeterliliği belirler. Bilgiyi; deneyim, gözlem, okuma, izleme gibi yollardan ediniriz.
Konu; duygu, düşünce, bilgi ve olayların bir araya getirilmesini sağlar. Bu yüzden konuyu mıknatısa da benzetebiliriz. Mıknatıs, sadece metalleri çeker. Konu da kendisiyle ilgili olay, durum, duygu, düşünce ve hayalleri toplar; kendisiyle ilgisi olmayanları dışarıda bırakır. Uygun konuyu seçtiğimizde, yazımızın planı da ana hatlarıyla belirmiş olur. Böylece bildiklerimizi bir araya getirir ve onları belli bir düzen içinde sıralayarak anlatırız.
b.) Yazının Amacı Ve Hedef Kitlesi
Bütün yazılar belli bir amaç doğrultusunda yazılır. Bir yazının amacı; birilerine bir konuda bilgi vermek, bir olayı veya durumu aktarmak, bir duygu veya düşünceyi iletmek olabilir. Konu, yazının amacına göre işlenir. Bir metin, hem belli bir amaç doğrultusunda hem de bir okur kitlesi gözetilerek yazılır. Yazar, metnini kimlerin okumasını istiyorsa ona göre bir tutum geliştirir. Metnin yazılma amacı ve hedef kitlesi; konu seçimini, konunun işlenişini ve yazının geliştirilmesini belirler. Yazacağımız bir yazıyı yakın çevremizdeki kişiler de bizi tanımayanlar da okuyabilir. Bu yüzden, yazımızın hedef kitlesini, kimlere seslendiğimizi düşünerek belirlememiz gerekir. Ayrıca yazımızın yayımlanacağı yer de önemlidir. Çünkü yazımızın yayımlanacağı veya okunacağı yer, hedef kitlemiz hakkında bilgiler sunar. Sınıfta okunacak bir yazının hedef kitlesi ile bir dergiye gönderilecek yazının hedef kitlesi aynı değildir.
c.) Metnin Türünü Belirleme
Duygu, düşünce ve hayallerimizi anlatmanın farklı yolları vardır. Ele alınan konu, iletilecek mesaj ve bunları aktarma biçimi, farklı yazı türlerini ortaya çıkarmıştır. Bir konuda yazı yazmaya karar verdiğimizde onu hangi türle anlatacağımızı belirlememiz gerekir. Çünkü yazma sürecimiz, seçtiğimiz yazı türüne göre ilerler. Herhangi bir konu; şiir, masal, deneme veya hikâye türüyle anlatılabilir. Konu, bir yazının amacı değil, aracıdır. Bu yüzden bilgi, duygu ve düşünceler farklı yazı türleriyle aktarılabilir.

2.) YAZIDA PLANLAMA
Yazının planlanmasında öncelikle metnin ana düşüncesi/iletisi belirlenir. Her yazı bir ana düşünce veya ileti etrafında gelişir. Bu ana düşünce yazının merkezidir ve bütün diğer düşünceler onun çevresinde gelişir. Planlama aşamasında ana düşünceyle/iletiyle bağlantılı yardımcı düşüncelerin belirlenmesi ve sıralanması gerekir. Bunların ana düşünceyi destekleyen veya geliştiren yardımcı düşünceler olmasına dikkat edilmelidir. Yardımcı düşünceleri destekleyen düşünceyi geliştirme yollarının belirlenmesi, planlanma aşamasının son basamağını oluşturur.
3.) Taslak Metin Oluşturma
Yazı planına uygun biçimde metin yazma, sürecin üçüncü aşamasını oluşturur. Taslak metin, daha önce belirlenen ana düşünce, yardımcı düşünce ve düşünceyi geliştirme yolları doğrultusunda oluşturulur. Taslak metin oluşturulurken farklı cümle yapılarının kullanılması metni hem anlam hem de yapı açısından zenginleştirecektir. Örneğin bir durum anlatılıyorsa isim cümleleri, olay anlatılıyorsa fiil cümleleri daha sık kullanılır.
4.) Metin Düzeltme ve Geliştirme
Taslak metni, açıklık, yalınlık, duruluk; paragraflar arası ilişki ve tutarlık; yazım, noktalama, sayfa düzeni vb. açılardan gözden geçirme ve düzeltme, yazma surecinin önemli bir aşlamasını oluşturur. Bu aşamada kelime tercihleri, metnin bağlamı dikkate alınarak yeniden değerlendirilir ve yazıdaki anlatım bozuklukları düzeltilir. Ayrıca metnin yazım, noktalama, sayfa düzeni ve okunaklılık açısından da bu aşamada değerlendirilmesi ve varsa yanlışlıkların giderilmesi gereklidir. Toplumsal Değişim, Teknoloji, Sosyal Medya üzerine yazı çalışması yaptırılır.
Sözlü iletişim: “Teknolojik Terimler” konulu sunum çalışması için sunum teknikleri tekrar edilerek öğrencilerin iyi bir sunum için hazırlanmaları sağlanır.
4) Değerlendirme(Evaluate)
Mevcut İşleniş:
A.) METNİ ANLAMA VE ÇÖZÜMLEME: İşlenen metinlerle ilgili sorular çözülür.

B.) ÖLÇME- DEĞERLENDİRME:
• Verilen sorular yanıtlanarak ve konu tekrar edilerek kazanımlar değerlendirilecektir.
• Ders kitabında verilen sorular cevaplanarak Öğrenci Kazanımları/Hedef ve Davranışlara ulaşılıp ulaşılamadığı değerlendirilecektir. Sunum etkinliği ölçeğe aktarılarak değerlendirilecektir.
C.) ÖZ DEĞERLENDİRME FORMU: Form doldurularak değerlendirilecektir.
Dersin Diğer Derslerle İlişkisi: Felsefe zümresi ile ilişkilendirilmektedir.

12.sinif-turk-dili-ve-edebiyati-1-2-ve-3.-hafta-1.unite (MEB Yayınları) indir.

TDE-12 GÜNLÜK PLAN Giriş ünitesi (Ordinat Yayınları) indir.

Hazırlayan :Ekrem Yekrek

Yazdır

Yazar hakkında

admin

Yorum yap