SIFATLARLA İLGİLİ ETKİNLİKLER 1
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde geçen koyu harflerle belirtilmiş sıfatlarının türünün karşısına √ işareti koyunuz.
Niteleme Sıfatı | Sayı Sıfatı | Soru Sıfatı | Belgisiz Sıfat | İşaret Sıfatı | ||
1 | İnsan ruhu inceldikçe (algı kapasitesi arttıkça) daha küçük daha narin daha zarif şeylere eğilim duyar. | |||||
2 | Hangi nedenle olursa olsun güçsüze karşı güçlünün sazını çalmak namussuz sayılmak için yeterlidir. | |||||
3 | Toplumsal yaşamın en yıkıcı yanlarından biri, samimiyet ile riyakarlığı, zeka ile kurnazlığı, dürüstlük ile kabalığı ayırma güçlüğüdür. | |||||
4 | Üç şeyin gözü kördür: ölümün, aşkın ve talihin. | |||||
5 | Okulun açıldığı ilk gün talihsiz bir kaza yaşandı. | |||||
6 | O kahverengi gözlerin son bakışı ömür boyu bırakmasın peşimi. Gündüzleri unutsam gece rüyalarıma girsin. | |||||
7 | Ben yüzmeyi sığ kıyılarda öğrendim. Denizin dibindeki uçurumları görünce gerisin geri dönüverdim. | |||||
8 | Nasıl bir dert ki tahammül edemiyorsun Nalan? | |||||
9 | İçimde çok büyük bir ağlamak var. Bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara hem börtü böceğe, kurda kuşa. | |||||
10 | Bu kentin sokakları baharat kokuyor. Bu kente hâlâ kar yağıyor. | |||||
11 | Mehlika Sultan’a aşık yedi genç Gece şehrin kapısından çıktı.
| |||||
12 | Her günün ufkunu sardıkça gece Dediler: “Belki son akşamdır bu”
| |||||
13 | Bu hazin yolcuların en küçüğü Bir zaman baktı o viran kuyuya.
| |||||
14 | Boğaziçi’nin Anadolu kıyısındaki ıssız, bayır ve yarı boş köylerinden birinde huysuz bir kış akşamıydı. | |||||
15 | Bir haftadan beri sürüp giden bu kapanık ve yaş hava altında ahşap evler sünger gibi rutubeti çekmişler, şişip doymuşlardı; artık suları ememiyorlar, dışarıya veriyorlardı. | |||||
16 | Kağıtların üzerindeki yüz rakamı bu keskin ışık altında daha çekici ve daha anlamlı görünüyor, büyür gibi canlı duruyordu. | |||||
17 | Şu acemi ve acaip hırsızı, geçirdiği korkuya rağmen, kovalamak isteğine karşı koyamadı, rahat koşmak için kukuletasını indirdi ve daha fazla düşünmeden merakın ve memnunluğun verdiği bir cesaret ve atılımla kaçanın arkasına düştü. | |||||
18 | Hayrullah Efendi, duvar dibinde sinsi sinsi yürüyerek cama yaklaştı ve eğilip iki turşu kavanozunun arasından içerisine göz attı. | |||||
19 | Herif atkının ucu ile terlerini siliyordu, beti, benzi uçmuş, hasta yüzlü, traşı uzun, zayıf, acınacak bir adamdı, arkasında asker kaputu bozmasından yarı palto, yarı hırka garip bir elbise vardı. | |||||
edebiyatsultani.com | Niteleme Sıfatı | Sayı Sıfatı | Soru Sıfatı | Belgisiz Sıfat | İşaret Sıfatı | |
20 | Bir taraftan yiyor, bir taraftan kah zeytin çanağını, kah sucuk halkasını göstere göstere başka şeyler ısmarlıyordu. | |||||
21 | Bu ne acemi, ne aç, ne zavallı bir hırsızdı. | |||||
22 | Aldığı cevaptan anladı ki ona bu gece, bayırda, fıstığın dibinde tabanca uzatıp gırtlağına yapışan ve sonra yedi yüz liranın içinden beş lirasını alarak kaçan bir hırsız değil, namuslu bir aç adamdı. | |||||
23 | Bu öyle bir devir idi ki, yalnız askeri bir felakete bağlı kalmıyordu; sosyal bakımdan da dünyanın en korkunç, usandırıcı ve kemirici bir devresi idi; koca bir insan soyu, dermansız babalar, ezgin analar, gıdasız çocuklarla, özellikle bozulan bir ahlak ile kavruk, yatkın çürük kalmıştı. | |||||
24 | Demin gırtlağına sarılan adam, kendisi burada karına bakıp işini yoluna koyduğu sıralarda, dört yıl, göğsünü; o işin rahatça görülmesine, ta uzaktan, savaş meydanlarında siper yapmıştı. Zorla aldığı para bir pay, bir hak idi. | |||||
25 | O sırada kocası geldi, “Kim gönderdi?” diye sordu, biz söylemedik fakat anlamış olacak ki, dayatmadı, başını öte yana çevirdi, peki iyi göremedim ama sanırım ağlıyordu! | |||||
26 | Bir eserin, hayatımızın filan veya filan zamanında okunmuş olması ne kadar mühimdir? | |||||
27 | Bin naz içinde büyüyen şımarık, nazlı Sitare, bugün ana mektebi muallimiydi. | |||||
28 | Meveddet Hanım, kızının sesini çok sever, daima tatlı bir hüzünle dinlerdi. | |||||
29 | İhtiyar adam ilk defa olarak bütün mukavemetinin sarsıldığını; bir an içinde on sene daha ihtiyarladığını hissetti. | |||||
30 | Nitekim, bu köye gelir gelmez ilk işi bir ev ve bir tarla satın almak oldu. | |||||
31 | Onu yanan köyün harabeleri içinde ilk gördüğüm zaman sırtını yarı yıkık bir duvarın taşlarına dayamış, dizlerini dikmiş ve gözlerini meçhul bir noktaya saplamış oturuyordu. | |||||
32 | Kendisini de caminin önünde ‘Çıkar paraları!’ diye bir iyi dövdüler; herkes gibi biraz davarı, beş on tavuğu vardı, (…) harmanındaki buğdaylarını yaktılar. | |||||
33 | Hiçbir şeyini, kurtaramadı. Allah’ın yazısı bu… Herif düşman şerrine uğramayayım diye kalkmış, bilmem nerelerden buralara kadar kaçmış… ” | |||||
34 | İnsanlar, bedeli ne olursa olsun kendi dar kafalarının rahat ettiği alanı kıskançlıkla korurlar. | |||||
35 | İnsanın bir şeyi fark edebilmesi için rüyada gördüklerinin değerini bilmesi lazım. Biz rüyalarımızda bir bakımdan değil birçok bakımdan veya her bakımdan ikaz ediliriz. | |||||
36 | “Bir insanın” ne olduğunu bilenlere pek rastlanılmayan yeryüzünde başka hangi hikâye anlatılacaktı? | |||||
37 | Hiçbir zaman insan aşamasına ulaşamayan kişilerden söz ediyordu Hesse. | |||||
38 | Onlar da dinlemeliydi bu öyküyü, içlerinde dışarı çıkmak isteyen şeyi fark edebilmeleri için. | |||||
39 | Fakat dışarıda, karanlık olsa da merak uyandıran başka bir âlem vardı. | |||||
40 | Çok insan anlamadı onun neler çektiklerini. | |||||
edebiyatsultani.com |
SIFATLARLA İLGİLİ ETKİNLİKLER 1 CEVAPLAR
1.ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde geçen koyu harflerle belirtilmiş sıfatlarının türünün karşısına √ işareti koyunuz.
Niteleme Sıfatı | Sayı Sıfatı | Soru Sıfatı | Belgisiz Sıfat | İşaret Sıfatı | ||
1 | İnsan ruhu inceldikçe (algı kapasitesi arttıkça) daha küçük daha narin daha zarif şeylere eğilim duyar. | √ | ||||
2 | Hangi nedenle olursa olsun güçsüze karşı güçlünün sazını çalmak namussuz sayılmak için yeterlidir. | √ | ||||
3 | Toplumsal yaşamın en yıkıcı yanlarından biri, samimiyet ile riyakarlığı, zeka ile kurnazlığı, dürüstlük ile kabalığı ayırma güçlüğüdür. | √ | ||||
4 | Üç şeyin gözü kördür: ölümün, aşkın ve talihin. | √ | ||||
5 | Okulun açıldığı ilk gün talihsiz bir kaza yaşandı. | √ | ||||
6 | O kahverengi gözlerin son bakışı ömür boyu bırakmasın peşimi. Gündüzleri unutsam gece rüyalarıma girsin. | √ | ||||
7 | Ben yüzmeyi sığ kıyılarda öğrendim. Denizin dibindeki uçurumları görünce gerisin geri dönüverdim. | √ | ||||
8 | Nasıl bir dert ki tahammül edemiyorsun Nalan? | √ | ||||
9 | İçimde çok büyük bir ağlamak var. Bir ağacın altında oturarak hem kendime, hem bütün insanlara hem börtü böceğe, kurda kuşa. | √ | ||||
10 | Bu kentin sokakları baharat kokuyor. Bu kente hâlâ kar yağıyor. | √ | ||||
11 | Mehlika Sultan’a aşık yedi genç Gece şehrin kapısından çıktı.
| √ | ||||
12 | Her günün ufkunu sardıkça gece Dediler: “Belki son akşamdır bu”
| √ | ||||
13 | Bu hazin yolcuların en küçüğü Bir zaman baktı o viran kuyuya.
| √ | ||||
14 | Boğaziçi’nin Anadolu kıyısındaki ıssız, bayır ve yarı boş köylerinden birinde huysuz bir kış akşamıydı. | √ | ||||
15 | Bir haftadan beri sürüp giden bu kapanık ve yaş hava altında ahşap evler sünger gibi rutubeti çekmişler, şişip doymuşlardı; artık suları ememiyorlar, dışarıya veriyorlardı. | √ | ||||
16 | Kağıtların üzerindeki yüz rakamı bu keskin ışık altında daha çekici ve daha anlamlı görünüyor, büyür gibi canlı duruyordu. | √ | ||||
17 | Şu acemi ve acaip hırsızı, geçirdiği korkuya rağmen, kovalamak isteğine karşı koyamadı, rahat koşmak için kukuletasını indirdi ve daha fazla düşünmeden merakın ve memnunluğun verdiği bir cesaret ve atılımla kaçanın arkasına düştü. | √ | ||||
18 | Hayrullah Efendi, duvar dibinde sinsi sinsi yürüyerek cama yaklaştı ve eğilip iki turşu kavanozunun arasından içerisine göz attı. | √ | ||||
19 | Herif atkının ucu ile terlerini siliyordu, beti, benzi uçmuş, hasta yüzlü, traşı uzun, zayıf, acınacak bir adamdı, arkasında asker kaputu bozmasından yarı palto, yarı hırka garip bir elbise vardı. | √ | ||||
edebiyatsultani.com | Niteleme Sıfatı | Sayı Sıfatı | Soru Sıfatı | Belgisiz Sıfat | İşaret Sıfatı | |
20 | Bir taraftan yiyor, bir taraftan kah zeytin çanağını, kah sucuk halkasını göstere göstere başka şeyler ısmarlıyordu. | √ | ||||
21 | Bu ne acemi, ne aç, ne zavallı bir hırsızdı. | √ | ||||
22 | Aldığı cevaptan anladı ki ona bu gece, bayırda, fıstığın dibinde tabanca uzatıp gırtlağına yapışan ve sonra yedi yüz liranın içinden beş lirasını alarak kaçan bir hırsız değil, namuslu bir aç adamdı. | √ | ||||
23 | Bu öyle bir devir idi ki, yalnız askeri bir felakete bağlı kalmıyordu; sosyal bakımdan da dünyanın en korkunç, usandırıcı ve kemirici bir devresi idi; koca bir insan soyu, dermansız babalar, ezgin analar, gıdasız çocuklarla, özellikle bozulan bir ahlak ile kavruk, yatkın çürük kalmıştı. | √ | ||||
24 | Demin gırtlağına sarılan adam, kendisi burada karına bakıp işini yoluna koyduğu sıralarda, dört yıl, göğsünü; o işin rahatça görülmesine, ta uzaktan, savaş meydanlarında siper yapmıştı. Zorla aldığı para bir pay, bir hak idi. | √ | ||||
25 | O sırada kocası geldi, “Kim gönderdi?” diye sordu, biz söylemedik fakat anlamış olacak ki, dayatmadı, başını öte yana çevirdi, peki iyi göremedim ama sanırım ağlıyordu! | √ | ||||
26 | Bir eserin, hayatımızın filan veya filan zamanında okunmuş olması ne kadar mühimdir? | √ | ||||
27 | Bin naz içinde büyüyen şımarık, nazlı Sitare, bugün ana mektebi muallimiydi. | √ | ||||
28 | Meveddet Hanım, kızının sesini çok sever, daima tatlı bir hüzünle dinlerdi. | √ | ||||
29 | İhtiyar adam ilk defa olarak bütün mukavemetinin sarsıldığını; bir an içinde on sene daha ihtiyarladığını hissetti. | √ | ||||
30 | Nitekim, bu köye gelir gelmez ilk işi bir ev ve bir tarla satın almak oldu. | √ | ||||
31 | Onu yanan köyün harabeleri içinde ilk gördüğüm zaman sırtını yarı yıkık bir duvarın taşlarına dayamış, dizlerini dikmiş ve gözlerini meçhul bir noktaya saplamış oturuyordu. | √ | ||||
32 | Kendisini de caminin önünde ‘Çıkar paraları!’ diye bir iyi dövdüler; herkes gibi biraz davarı, beş on tavuğu vardı, (…) harmanındaki buğdaylarını yaktılar. | √ | ||||
33 | Hiçbir şeyini, kurtaramadı. Allah’ın yazısı bu… Herif düşman şerrine uğramayayım diye kalkmış, bilmem nerelerden buralara kadar kaçmış… ” | √ | ||||
34 | İnsanlar, bedeli ne olursa olsun kendi dar kafalarının rahat ettiği alanı kıskançlıkla korurlar. | √ | ||||
35 | İnsanın bir şeyi fark edebilmesi için rüyada gördüklerinin değerini bilmesi lazım. Biz rüyalarımızda bir bakımdan değil birçok bakımdan veya her bakımdan ikaz ediliriz. | √ | ||||
36 | “Bir insanın” ne olduğunu bilenlere pek rastlanılmayan yeryüzünde başka hangi hikâye anlatılacaktı? | √ | ||||
37 | Hiçbir zaman insan aşamasına ulaşamayan kişilerden söz ediyordu Hesse. | √ | ||||
38 | Onlar da dinlemeliydi bu öyküyü, içlerinde dışarı çıkmak isteyen şeyi fark edebilmeleri için. | √ | ||||
39 | Fakat dışarıda, karanlık olsa da merak uyandıran başka bir âlem vardı. | √ | ||||
40 | Çok insan anlamadı onun neler çektiklerini. | √ | ||||
edebiyatsultani.com |
sifatlarla ilgili etkinlikler 1 indir.
sifatlarla ilgili etkinlikler 1